8

193 45 24
                                    

"Benim sıram, kalk!"

"Ben daha yeni geldim buraya!"

8. yaşının yazındaydı Sunoo. Abisi kendi yaşındaki arkadaşlarıyla oynamak istediğini söyleyip onu oyuna almak istememişti. Bir yaş vardı halbuki aralarında. Sunoo da abisiyle beraber oynamak istiyordu ve oynayabilirdi de. Ama 9 yaşındaki minik Jake de Sunghoonlar ve mahalledeki diğer arkadaşlarıyla koşmalı oyunlar oynamak istiyordu. Sunoo koştuğu zaman çabucak yorulduğundan anneleri sürekli Jake'e kardeşine göz kulak olmasını söylerdi ama Jake bunu Sunoo'ya söylerse daha çok üzülebilirdi. O da böyle bir bahaneyle onu oyuna almamak için kavga etmişti kardeşiyle.

Jungwon da oynayacaktı oysa onlarla, Sunoo bunu fark ettiğinde istenmediğini anlayıp kalbi kırık bir şekilde salıncaklarda sallanmak istemişti.

Herkes ebelemece oynuyordu ama salıncaklarda oturan iki tane kız vardı kendi yaşlarında. Onları kaldırmak istemediğinden kumda oturup uzun süre inmelerini beklemişti. Sonunda indiklerindeyse heyecanlı bir şekilde salıncakların birine oturmuştu.

Salıncağa oturduğu anda kendinden büyük bir çocuk gelip onu kaldırmaya çalışmasaydı eğlenecekti tabii. Yanındaki salıncağa oturan çocuğa niye bulaşmıyordu da ona kafayı takmıştı? O çocuk Sunoo'dan daha küçüktü üstelik.

"Bana ne, daha erken sallansaydın. Ben sallanacağım, kalk."

"Kalkmayacağım. Ben hiç sallanamadım daha."

Sunoo her zaman çirkeflik yapardı ancak şu anda sonuna kadar haklıydı. İnmeyecekti o yüzden salıncağından.

"Sen neden oynamıyorsun abinle? Abinin yanına gitsene sen."

"Büyükler kendi aralarında oynuyor. Asıl sen git onlarla oyna."

"Hadi canım, Riki niye onlarlaydı o zaman? Seni istememişler sadece."

Riki'yi onlarla oynarken görmemişti. Zaten Riki'yi çağırmaya kendisi gitmişti ve Riki ödev yapması gerektiğini, gelemeyeceğini söylemişti. Karşısındaki çocuğun yalan söylediğine inandırdı kendini bu sayede.

"Yalan atma. Riki onlarla oynamıyor. Ödevlerini yapacaktı o. Bana öyle söyledi."

"Bal gibi de oynuyor. Bak, çıkmış dışarıya da."

O an, karşısındaki ondan uzun çocuğun işaret ettiği tarafa bakmış ve minik kalbinin bir kez daha kırıldığını hissetmişti. Ona küçüklerle oynamayacağını söyleyen abisi Riki'yi gülerek kovalıyordu. Ona ödev yapacağını söyleyen Riki de evdeki kıyafetleriyle dışarıya çıkmıştı. Neden ikisi de yalan söylemişti ona? En yakın arkadaşı Jungwon da onsuz oynamayı kabul etmişti. Sunoo'yu sevmiyorlar mıydı?

"Bak, hiçbiri istemiyor seni. Jungwon bile sensiz oynuyor."

"Sus! İnmeyeceğim salıncaktan, yalan söylemeyi bırak artık."

"Seni isteselerdi buraya gelip seni çağırırlardı. Ben olsam ben de çağırmazdım seni. Şu kızlarla gidip oyna. Onlardan hiçbir farkın yok zaten."

O an hıçkıra hıçkıra ağlama isteğini tuttu ve sıkı sıkı tutunduğu salıncağın demirlerini bıraktı, beyazlaşmış eklemleri kırmızılaştı yeniden. O aptal çocuğun önünde ağlamak istemiyordu, yoksa hayatta bırakmazdı salıncağını. "Kız gibi" olarak anılmak istemiyordu. O kendisi gibiydi sadece. O da bir erkekti.

Salıncaktan kalkıp hızlı adımlarla parkın merdivenlerini tırmandı ve kaymaya asla cesaret edemediği o kocaman ve etrafı kapalı olan kırmızı kaydırağın girişinde oturdu. Dizlerini kendine çekip ağlamaya başlamıştı. Neden onu istememişlerdi?

"Sunoo! Annem çağırıyor, hadi!"

Abisinin sesiyle hıçkırıklarını tutmaya çalışmıştı. Ellerini dudaklarının üzerine kapatmıştı şimdi.

"Sunoo! Nerdesin?"

Bir sesleniş daha ve tekrar sessiz kalmayı seçmişti. Abisine çok kızmış ve kırılmıştı. Onun yanına gitmek istemiyordu.

"Annem çok kızacak, of Sunoo!"

Hızlı adımların kumda bıraktığı boğuk sesleri duyunca abisinin park alanından çıktığını anlamıştı. Abisi onu gerçekten sevmiyor olabilir miydi? Annesi için mi arıyordu Sunoo'yu? Kendi düşünceleri yüzünden daha çok ağlamaya başlamıştı şimdi. Tutamıyordu artık hıçkırıklarını.

"Sunoo hyung! Jake hyung seni arıyor, gelsene!"

Yüksek sesle konuşan Riki'ye susmasını işaret etmişti hemen. Riki o zamanlar hep hyung derdi ona. Sunoo hyungunun peşinden asla ayrılmaz, sürekli ona seslenir dururdu. Nereye gideceğini de en iyi o biliyordu bu yüzden.

"Neden buraya saklandın?"

"Neden bana yalan söyledin?"

Kafası karışmış bir şekilde Sunoo'nun yanına bağdaş kurarak oturmuştu Riki.

"Ne yalanı?"

Burnunu çekmiş ve derin derin nefeslenmişti Sunoo. Gözlerini siliyordu bir yandan.

"Hani ödev yapacaktın? Abim bana büyüklerle oynayacağız dedi ama sen de Jungwon da oynadınız, Jungwon beni hiç düşünmedi bile."

Sildiği gözlerinden akan yaşlar yumuşak yanaklarının durmadan ıslanmasına sebep olurken karşısındaki 7 yaşındaki çocuk da ne yapacağını bilememişti. Sunoo hep dondurma yerken durdururdu ağlamasını ama dondurmayı bulamazdı şu anda. Ne yapacaktı şimdi?

"Hyung, annem çıkabilirsin dedi sonra. Ben de seni göremediğim için söyleyemedim sana. Jay hyung da Sunoo eve çıktı galiba deyince oyuna dalmışım. Ağlama artık. Lütfen."

"Ben kız gibi miyim? Beni istemiyor musunuz Riki? Ben de sizinle oynamak istiyorum. Neden beni almıyorsunuz oyunlara?"

Dudaklarını büzerek, gözyaşlarının arasından konuşmaya çalışıyordu. Üzülmüştü ve Riki ona hiç yardımcı olamıyordu.

"Hayır, nereden çıktı bu? Herkes çok seviyor seni. Ayrıca sen kız gibi değilsin. Onlardan daha tatlısın hyung!"

"Yine yalan söylüyorsun. Dün Yuna'ya çok tatlı olduğunu söylemiştin. Bana da saçlarımın güzel gözükmediğini. Yalan söyleme işte. "

"Şaka yapmıştım, gerçekten! Sen Yuna'dan çok daha tatlısın Sunoo hyung. Kim sana kız gibisin dedi?"

"Sizin evin altında oturan çocuk. Bilmiyorum adını."

"Jungwon'la döveriz biz onu. Hadi Jake hyungun yanına gidelim. O da ağlayacak yoksa yakında."

Sonra Riki Sunoo'yu o büyük kaydıraktan kayması için cesaretlendirip arkasından sarıldı ve birlikte kaydılar. Daha Korece okuma yazmayı doğru düzgün öğrenememiş, melez, henüz yedi yaşında tüm mahalleyi canından bezdiren fırlama velet Riki; herkesin bebeklediği, tombul yanaklı şeker çocuk Sunoo'yu elinden tutup koşturarak abisinin yanına götürmüştü.

Sonrasında Jake Sunoo'yu önce biraz azarladı, sonra kardeşinin ağladığını ve üzüldüğünü fark edip ondan özür dileyip sarıldı kardeşine. Eve gittiklerindeyse annesine geç kalmalarının sebebinin kendisi olduğunu söyleyip bir şeyler uydurmuştu.

Ertesi gün de Jungwon kendisine ve Sunoo'ya birer dondurma alarak oyun oynamaya çağırmıştı Sunoo'yu. O günü de Jungwonların bahçesinde çamurdan yemekler yapıp, hyunglarını restorantlarına müşteri olarak alarak bitirmişlerdi.

Sunoo sevildiğini anlamıştı ve bu sayede mutluydu.

Ama en çok da, kendisinin tatlı olduğunu öğrendiğine sevinmişti.

Dış görünüşüne yapılan hiçbir yorumu umursamamıştı o günden sonra. Çünkü Riki ona tatlı olduğunu söylemişti. O yeterdi ona.

...

BEN NORMALDE BUNU BUGUN ATMAYACAKTIM

ama hem filler bir bolum oldu hem de o kadar tatlilar ki dayanamadim attim😭😭😭

Navillera | SunkiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin