"Jungwon benim bir şeyler yapmam lazım."
"Benim de bir şeyler yapmam lazım Sunoo. Kahvaltı gibi mesela."
Saat öğlen on ikide anca uyanmıştık. Gece boyunca ettiğimiz sohbetler sağ olsun aynaya bakmadan bile şişmiş gözlerimi gördüğümü hissedebiliyordum. Ama benim kendime verdiğim bir söz vardı ve bunu yerine getirmek için de bir şeyler yapmam gerekiyordu.
"Buralarda gezilecek yerler var mı?"
"Daniel'e sorsana."
Yatakta ben yattığım için yerde yatan Jungwon'a bakabileyim diye yüz üstü bir şekilde uzanıp kollarımdan destek alarak Jungwon'a bakmıştım. Gözlerini bile açmadan konuşuyordu. Dağınık saçlarıyla da gerçekten komikti.
"Ya sen bilmiyor musun hiç?"
"Kanka burası dayımların yazlığı olduğuna göre ne kadar biliyor olabilirim sence?"
"Of Jungwon."
Ellerimden destek alarak oturur pozisyona gelmiş ve yastığımı Jungwon'un tam olarak yüzünün ortasına fırlatmıştım. Yüzüne müthiş bir hız ve şekille oturan yastıktan sonra da merdivenleri iniş hızımı ne siz sorun ne ben söyleyeyim.
Lavaboya koşarken mutfağın kapısından gelen kokularla içimden Jay hyunga teşekkür edip o tarafa bakmıştım ama önüme bakmadan ilerlemek pek de iyi bir fikir değildi anlayacağınız üzere.
Önüme döndüğümde karşımdaki Daniel'e çarpmaktan son anda kendimi kenara çekerek kurtulmuştum. Bir şeyler söyleyecektim ama arkamda içine ruh girmiş gibi peşimden koşan kuzeni gerçekten korkudan çığlık atmama sebep olmuştu.
Lavaboya girip hızlıca kapıyı kitilemiştim. Tam derin bir nefes alıp aynaya dönecekken kapıya tabiri caizse öküz gibi vurulmasıyla beraber yerimde sıçramıştım.
"Jungwon yürü git!"
"Mal mısın mutfağa gitti o."
Riki'nin sesini duymamla kilidi tekrar çevirip kapıyı açmıştım. Ben bu numaraya kanacak kadar aptal bir aşıktım işte.
Sonra Jungwon'dan kaçmayı bırakıp -kaçacak yerim kalmamıştı zaten- kaderimle yüzleşip biraz beni hırpalamasına izin vermiş bulundum. En son eli saçlarıma gitmeye başlayınca çığlık atmakla tehdit edip atmıştım üzerimden pireli kediyi.
Sonunda lavabodan çıktığında derin bir nefes alarak soğuk suyla yüzümü yıkayıp aynada saçlarımı düzeltmiştim.
Şimdi sırada Daniel'den yardım istemek vardı.
Salondaki yavaş yavaş kurulan kahvaltı masasında oturup telefonuyla ilgileniyordu gördüğüm kadarıyla. Riki de tekli koltukların birinde oturuyordu. Jungwon sanırım lavaboya girmişti ve hyungların da mutfakta olduğunu düşünüyordum. İyi bir zamandı yani.
Daniel'in yanındaki sandalyeyi çekerek yan bir şekilde oturmuştum yüzünü görebilmek için. Ben oturunca o da telefonunu kapatıp masanın üstüne bırakmıştı.
"Buralarda böyle eğlenilecek yerler var mı? Alışveriş merkezi ya da oyun yerleri tarzı."
"Alışveriş merkezi var ama otobüsle yirmi dakika gibi bir mesafede. Orada da bowling tarzı şeyler var zaten. Neden sordun ki?"
"Hiç, merak ettim sadece. Neyse, teşekkür ederim Dani."
Gülümseyerek kalkmış ve göz ucuyla Riki'ye bakarak salondan çıkmıştım. Şimdi geriye kalan tek şey Riki'yi ikna edip diğerlerini peşimize takmadan kaçabilmekti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Navillera | Sunki
Fanfiction"Jungwon, bu yaz kesinlikle fark edecek beni. İki gözüm önüme aksın ki hem ona olan davranışlarımı hem de onun bana olan davranışlarını değiştireceğim." "Aynı şeyi geçen sene de söylemiştin Sunoo." "Bu sefer yenisini ekliyorum o zaman. Bu yaz Nishim...