14

375 58 122
                                    

"Tatlı açık ara daha iyi bu arada."

"Ekşi daha iyi."

Yazın yapmaya bayıldığım şeylerde rahatlıkla ilk üçe girebilecek olan karanlık çöktüğünde parmak arası terlikle sokakta yürüme olayını gerçekleştiriyorduk şu anda. Bir dükkana sekiz kişi girmek istemediğimizden Riki ve Daniel sekizimize de dondurma almak için dondurmacıya girmişlerdi. Biz de onları dışarıda beklerken bomboş sohbetlerimizin asla eksik olmayan acı, tatlı, ekşi ve tuzlu muhabbetini döndürüyorduk. Bana soracak olursanız acı ve tatlı her şekil öndeydi.

"Acı da güzel bu arada."

"Senin damak zevkini kimse merak etmiyor Sunoo, emin ol."

"Dedi en sevdiği yemek ramen olan Heeseung hyung."

"En sevdiğin şey naneli çikolatalı dondurma. Konuşma hakkına sahip değilsin."

Geri cevap verecekken ensemde hissettiğim soğukluk hissiyle ister istemez omuzlarımı yukarı kaldırarak bir elimi enseme atıp arkama dönmüştüm hızlıca. Gördüğüm kişi de elinde tuttuğu kaplardaki dondurmaları gülerek sahiplerine veren Riki'den başkası değildi. Derin bir şekilde iç çekerek Daniel'in bana uzattığı dondurmayı almıştım. Şu an beni sinir edemezdi Riki.

Tekrar yürümeye başladığımızda kendimi kontrol edebilmek için bir elimle şortumun arka cebinden telefonumu çıkarıp kamerasını açmıştım. İki elim de dolu olduğundan dondurma kabını tuttuğum elimin serçe parmağıyla hafifçe saçlarımı düzeltmeye çalışırken kameranın kadrajına giren Daniel'le gülümsemiştim. Fotoğraf çekeceğini fark ettiğimde havadaki elimi arkasına indirip dudaklarımı büzerek poz vermiştim. O da fotoğrafı hemen çekmişti zaten.

"Tadı güzel mi?"

"Nasıl yani? Daha önce hiç yemedin mi?"

"Yani, hakkında çok iyi şeyler söylenmiyor sonuçta."

Dondurmanın içindeki yeşil, küçük plastik kaşığımı çıkartıp dondurmayı Daniel'e uzatmıştım. Biraz alıp tadına baktığında vereceği tepkiyi merakla beklerken Riki seslenmişti.

"Sunoo telefonunu versene."

"Noldu?"

"Fotoğraf çekeceğim."

Telefonu cebimden çıkarıp ona uzatmıştım. Riki'nin genel olarak yaptığı bir şeydi bu zaten.

"Tadı o kadar da kötü değilmiş ya. Damak zevkin güzel diyebiliriz bence."

Söyledikleriye tamamen zıt düşen yüz ifadesi güldürmüştü beni. Çevremdeki kimsenin sevmemesine alışmıştım zaten. Yalan söylemesine gerek yoktu.

"Beğenmiş gibi yap-"

"Sunoo hyung, bana da."

Hyung demesine ve normalde hayatta yemediği dondurmadan istemesine şaşırsam da dondurmayı uzatacaktım ki kendi dondurmasının çoktan kaybolduğunu anca fark etmiştim. Ne ara yiyip ne ara kabını çöpe attığını fark edememiştim. Kaşığı olmadığı için -biraz da bana doğru eğilmesini sevdiğim için- kendi kaşığıma biraz alıp ona doğru uzatmıştım.

Bana doğru eğilirken de, yerken de gözlerimin içine bakmasını beklemiyordum tabii ki.

Riki kaşıktaki dondurmayı yiyip tekrar eski pozisyonuna geçse de yürümeye devam etmeme rağmen elim bir süre o şekilde kalmıştı. Gözlerimden bir saniye bile ayrılmayan kahvelerinden mi bahsedeyim yoksa dolgun dudaklarından mı bilemesem de, aklım ikisiyle de uzun süre meşgul olmuştu. Riki bana gülüp yine konuşana kadar yani.

Navillera | SunkiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin