"Dubalara kadar ilk giden kazansın."
"Yuh Riki. Yüzemem ben o kadar."
"Oynama sen zaten, mızıkçı."
Hep birlikte yine denizdeydik şimdi. Jay hyung dışında hepimiz suyun içindeydik -Jay hyung voleybol filesi için sıra tutuyordu- ve yüzme yarışı yapmaya karar vermiştik. Dubalara kadar yüzme fikrini ortaya atan kişi ve o fikre karşı çıkan kişiler de Riki ve bendim her zamanki gibi.
"Of, tamam be."
"Hadi o zaman! Bir, iki- Anan Jake hyung."
Abimden beklenildiği gibi sayma henüz bitmeden yüzmeye başlamıştı. Riki de onun peşinden yüzmeye başladığında ben de ciğerlerime nefes doldurarak var gücümle yüzmeye başlamıştım. Yüzmeyi seviyordum ve her sene denizde olmasa bile havuzlarda mutlaka yüzerdim. Sadece çok yorucuydu. Bir anlığına müthiş zevk veren şeylerin bu kadar yorucu olması hayata dair nefret ettiğim nadir şeylerdendi.
Abimle yaptığım nefes tutma yarışlarındaki inanılmaz inadım da bir işe yaramış olacaktı ki nefesimi uzun süre tutabilme yeteneğine sahiptim. Yüzmeye devam ederken Jungwon'un su yüzeyine çıktığını görebilmiştim mesela.
Bir süre daha yüzdükten sonra ben de nefesimin yavaş yavaş tükendiğini fark edip nefes almak için yüzeye çıkmıştım. Herkes benim gibi suyun altından yüzmüyordu tabii. Benim aklıma neden ilk olarak suyun altından yüzmek geldi diye düşündükten sonra normal bir şekilde yüzmeye başlamıştım. Jungwon büyük ihtimalle arkamda kalmıştı ve beni görünce daha da hızlanması muhtemeldi. Önümdeki diğer kişileri pek seçemesem de Heeseung hyungun sırf Sunghoon hyungun gerisine düşmemek için hile yaptığını, Sunghoon hyungla yarıştan uzaklaşıp birbirlerini boğmaya çalıştıklarını görebiliyordum. Gariplerdi.
Ama hile yapmaktan bir şey olmazdı, değil mi?
"Abi! Yüzemiyorum daha!"
Numara yapmakta üstüme kimseyi tanımadığımı bilmeniz gerekiyor öncelikle. Ben ses tonumu hatta yüz ifadelerimi bile mükemmel bir şekilde ayarlasam da ben bunları yaparken abim çoktan dubaların olduğu yere varmıştı. Riki'yi de yanında görebiliyordum. Plan boşa gitmişti yani.
"Sunoo! İyi misin?"
Arkamdan sırtıma dokunan ellerle irkilerek arkama dönmüştüm. Karşımda endişeli bir Daniel görünce hem Daniel'in arkamda olduğunu fark etmediğimi hem de planımın yanlış yere çalıştığını anlamıştım.
"İyiyim ya, abimin dikkati dağılsın diye dedim ben onu."
"Emin misin? Bir şeyin yok değil mi?"
Yanımdan dolanarak önüme geçmişti şimdi.
"İyiyim ya gerçekte-"
"Napıyorsunuz siz?"
Görüş alanımıza giren abimle beraber kaşlarımı çatmıştım. Ne söylemeye çalıştığını soracaktım ki arkadan bakıldığında yanlış anlaşılabilecek bir görüntü oluşmuş olabileceği aklıma gelmişti.
"Bir şey yapmıyoruz. Geri yüzelim hadi, çok yoruldum ben. Voleybol oynayacağız daha."
Ve konuyu müthiş bir şekilde dağıtmamla beraber sonunda kıyıya ayak basabilmiştik. Jungwon da nefes almak için değil, geri yüzebilmek için su üstüne çıkmış bu arada. Biz kum zemine sonunda ayak basabildiğimizde beyefendinin bi' Jay hyungun ağzının içine girmediği kalmıştı.
Güzelce kurulandıktan sonra yedek olarak getirdiğim bol, kısa kollu, açık mavi tişörtümü üzerime geçirmiştim. Sıra hala bize -Jay hyung ve onun bir alana bir bedava porsiyonu olan Jungwon'a- gelmediği için yanımızda getirdiğimiz karpuzu voleyboldan önce yemeye karar vermiştik. Heeseung hyung karpuzu ne kadar güzel seçtiği hakkında böbürlenip bir yandan karpuzu dilimlerken ben de örtünün ucuna oturup bacaklarımı sıcak kumların üzerine doğru uzatmıştım. Omzumun üstünden bir el -Sunghoon hyungun eliydi ama o kadar yanmış ki tanıyamamıştım- karpuz dilimini uzattığında teşekkür ederek almıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Navillera | Sunki
Fanfiction"Jungwon, bu yaz kesinlikle fark edecek beni. İki gözüm önüme aksın ki hem ona olan davranışlarımı hem de onun bana olan davranışlarını değiştireceğim." "Aynı şeyi geçen sene de söylemiştin Sunoo." "Bu sefer yenisini ekliyorum o zaman. Bu yaz Nishim...