Bölüm 2 - Numara

176 5 0
                                    

Ne aptallıktı benimki. Sen git götü başı dağıtıp bi kere otobüs durağında karşılaştığın bi adamın arabasına bin. Biliyorum çok sorumsuzca, ama o gün gerçekten zordu benim için. Zaten benim için önemli birinin hayatımdan gidişinin yıldönümüydü bide üstüne erkek avcısı en iyi arkadaşım Aslı beni satınca moralim bozulmuştu. Hazır bulmuşum tatlı sarı çiyanı, e bindim arabasına.

"Evin nerde ?"

"Eminönü"

"Tamam benim ev de oralarda bilirim de sen yine de tarif et"

"Ederimi ederim"

Bi süre arabada sessizlik oldu.

"Fiyakalı dediğin araba bu mu ? Ben de harbiden parayı buldun sanmıştım"

"Geçici bu kızım, yavaş yavaş arttırılacak maaşım."

"Ha sen baya eminsin kalıcağına"

"Tabi, hiç maç izlemiyon mu sen? Taraftar bayılıyo bana"

"Valla benim futbol bilgim Messi'de başlıyo, Ronaldo'da bitiyo"

"Ayıpsın, ben de varım ya"

"Sen kimsin ki oğlum"

"Barış Alper Yılmaz ben memnun oldum. Bi gün anlatırsın ben milli takıma seçilince; Barış Alper beni sarhoşken evime bırakmıştı diye"

Tabi tabi şöyleyim Barışım, fanatik Fenerli babama Barış Alper benim manitam deyince bi evlatlıktan reddetmediği kalmıştı hatırlarsan.

"Ben gayet ayığım bi kere Barış Bey"

"Sen de adını söylesen mi artık, sen biliyorsun benimkini."

"Ne yapçan benim adımı ?"

"Numaranı yazınca isimsiz mi kaydedeyim"

Gönlün var bana be Rize'lim, bilmiyo muyuz.
"Aa, şuna bak, numaraymış, hani çirkindim ?"

"Yani sevap olsun diye , şimdi uzun zamandır bi erkekle iletişimin olmamıştır bu tiple senin"

"Direksiyon sende olmasa yemin ederim kafana geçirirdim elime geleni"

Barıştaki şu inat, bendeki bu gurur olmasa onda on çifttik.

"Hadi kızım söylesene adını"

"Beni güzel bulduğunu kabul et, söylerim"

Barış inatçı bi adam diyorum ama siz ne kadar inatçı olduğunu çok anlamıyorsunuz bence. O gece bu uşak bozuntusu güzelsin diyip geçmek yerine çantamı kaptı içinden cüzdanımı alıp kimliğimden baktı adıma.

"Eylül Mavi Şahin. Ne biçim isim kız bu"

"Sanane be!"

Adam da haklıydı, ismimi de hiç sevmem. Ne o öyle mavi şahin. Küçükken hep 18 olsam da maviyi sildirsem diye beklerdim. Ama Mavi ismini bana teyzem koymuş, şimdi ondan kalan bi kaç şeyden biri olan bu ismi nasıl sildirirdim ki ?

"Tamam kızmasana Mavişim"

"Eylül! Eylülü kullanıyorum ben!"

Yolumu tarif etmem dışında ben konuşmadık o gece yolun kalanında.

"Tamam geldik sayılır, şu dönüşte iniyim ben."

"Yok evine kadar bırakıyım, gece gece yürüme şimdi"

"Valla şurası, hem K9 setiyle geziyorum unuttun mu ?"

Güldü dediğime, o gün inatlaştım onunla numaramı vermemek için ama aslında o gamzeleri gördüğüm an kaptırmıştım kendimi bu adama. Her ne kadar o zaman kabul etmek istememiş olsam da.

"Bari ben sana numaramı veriyim, eve varınca yaz. Bak aklım kalır"

Barış bana 4 yıllık ilişkimiz boyunca çok az söylemiştir "seni seviyorum" diye. Ama ben yinede hayatım boyunca bu adamın bana hissettirdiği kadar sevgi hiç hissetmedim. O, seni seviyorum demeden hissettirir beni sevdiğini. Bilirim aklında olduğumu her zaman. Boş sevgi sözcüklerindense Barışın bu "üşüyo musun"ları, "bugün yemek yedin mi"leri ve "eve varınca yaz"ları hep bana daha çok önemsediğimi hissettirir.

"İyi madem ver numaranı ama eskort sayfalarına koymicağımın garantisini veremem"

İnanmayıp gülüp geçti o gün ama iki hafta sonra hattını değiştirmek zorunda kaldı. Ben yürürken arkamdan bağırdığını duydum.

"Benim bi ödül hakkı vardı sanki, bozdurabiliyo muyum onu ?"
Arkamı dönüp tüm haşmetiyle orta parmağımı gösterdim ona.

Ah Barış ben senin başına bırak ödül, en büyük ceza oldum da sen kabullenmek istemiyosun.

Hoşçakal Kadar  -  Barış Alper YılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin