Barış kapının açılmasıyla kalbinin bi süre atmayı bıraktığını hissetti.
Eylül kilolu değildi ama zayıf da değildi . Balık etli ve kıvrımlı vücudu Barış'ın çok hoşuma giderdi. Şimdi karşısındaki kadın iskelete dönmüştü. Bi an acaba kaç kilo kaybettiğini düşündü Barış. Gözlerinin altı da çökmüştü. Öpmeye doyamadığı al yanakları çökmüştü ve rengini kaybetmişti. Çipil çipil bakan gözlerinin içinde ruh yoktu.Kalbi sıkıştı Barış'ın bu manzara karşısında.
Eylül'ün de Barış'tan aşağı kalır yanı yoktu. Onun da kalbi sıkışmıştı karşısındaki silüetle. Bi an rüya olmasından korktu. Ama burnuna gelen ağır alkol kokusunun gerçekliğinden emindi. Onu buraya getirenin alkol oluşu kadının yüreğinin biraz daha yaşlanmasına sebep oldu.
Onu özlediğinden değil sarhoş olduğundan burdaydı.
En kötüsü de bu kendi suçuydu.
Eylül adamın kendisine karşı olan kininin bir günde oluşmadığının farkındaydı. Günlerce onu yok saymış, terslemiş ve nefret kusmuştu.
Bebeğini düşürdükten sonra Eylül ilk defa hissettiği bir acıyla tanıştı.
Evlat acısı.
Bu acıyı çekiyordu çünkü başta aldırıcakken Barış onu bebeği doğurmaya ikna etmişti.
Onun yüzündendi acısı.
Çok canı yandı, bir suçlu aradı ve Barış'ı seçti. Oysaki ortada bir suçlu yoktu, sadece iki adet mağdur vardı.
Barış'la geçen ayrı zamanda ona ne kadar haksızlık ettiğini fark etti.
Adamın kıvırcık saçları gözünde tüttü. Ona aşkla bakan gözleri aradı her baktığı yüzde.
Gidip özür de diledi. Ama bu sefer Barış kabul etmedi. Adamın kalbi fazla kırıktı. Gururu onu affetmedi.Ama Barış karşısındaki zavallı kadını görünce pişman oldu. Alttan almalıydı, özrünü kabul edip onu sevmeye devam etmeliydi, yardımcı olmalıydı. Ama Eylül'ün bu hale gelmesine izin vermemeliydi.
İkisi de derin bi suçluluk hissetti.
Kapı girişinde süren uzun sessiz bakışmalarını Eylül bozdu."N-napıyorsun burda ?" Sesinin titremesine engel olamadı sorarken.
"Dayanamadım."
"Neye ?"
"Sensizliğe."
Kız daha fazla dayanamadı ve parmaklarının uçlarına çıkıp Barış'ın boynuna kollarını sardı. Barış hemen kızı sarıp sarmaladı. Bırakırsa kaybetmekten korkuyor gibiydi. İkisi de gözlerinden akan yaşları durdurmadılar. İkisi de çok yaralıydı ama yaralarını sarabilecek tek insanlar da birbirleriydi.
------------------------------
~Barış~
İyi geceler" Eylül'ümün kulağına fısıldadım. Vücudu birkaç saniye önce benimkinin altında yatıyordu, oysa şimdi battaniyenin altına toplanmış ve sırtını bana dönmüş, omurgasından hala küçük ürpertiler geçiyordu.
"Yine mi?"
"Yine mi derken?"
"Bana üçüncü kez iyi geceler diyorsun Barış , ama hala uyanıksın. Görünüşe göre bu gece uyumak gibi bir planın yok" .
"Uyuyamayacak kadar mutluyum" diye itiraf ettim. Örtüyü ve saçlarını ensesinden hafifçe çekip burnumun ucuyla ve dudaklarımla onu gıdıklamaya başlarken.
"Öyle mi ?"
"Evet."
"Seni kaybettiğimi sandım... seni sonsuza dek kaybettiğimi"
![](https://img.wattpad.com/cover/373848963-288-k415895.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hoşçakal Kadar - Barış Alper Yılmaz
RomanceBenim orada bu kızın bipolar psikopatın teki olduğunu fark edip başımdan salmam lazımdı ama işte yapamadık aldık başımıza bi dert. Hala çekiyorum acısı. Sevmedin mi beni Hoşça kal kadar