Bölüm 4 - Bebek

214 7 0
                                    

"Güzelim ağlama artık, hadi sakinleş"

"Nasıl sakinleşiyim Barış! Daha okulum bile bitmeden hamile kaldım, anneme nasıl söylerim ben..."

"Eylül, eğer o kadar sorunsa senin için, aldıralım"

Ağlamaktan kıpkırmızı olmuş kahve gözlerini bana yükseltti. Afflalamıştı.

"Evet, daha zamanı değil zaten. Sen aldırmak istiyo musun ?"

"Yani, ben de baba olucak yaşta sayılmam. Hem antremanlarım da yoğun, aldıralım. Ama sana bağlı"

"Yok yok, haklısın. Aldıralım."

Kürtaj randevusu alındı, biz de konusunu bi daha açmadık. Ama içimde tuhaf buruk bi his vardı. Anlamlandıramadığım bi his. Mertens'le konuşurken bu hissin ne olduğunu fark edebildim.

"Dries, hiç pişman olduğun oldu mu ?"

"Neyden ?"

"Çocuk yapmaktan"

Bana anasına sövmüşüm gibi baktı. Yarım yamalak türkçesiyle konuşmaya başladı.

"Sence ?Ciro benim hayattaki en guzel şey. Baba olmak bir gün pişmansam nolim."

"İyi de zor değil mi be abi ? Senin antremanlar, maçlar arası nasıl zaman ayırabiliyosun oğluna"

"O hep burda" Kalbimi gösterdi.
"Her zaman yanımda olmasa da oğlumu görmek benim için her şey daha önemli, bi şekilde ayarlıyorum ona zaman"

"Sen niye sordun ?"

"Hiiç, merak ettim sadece"

"Barış..."

"Tamam abi, ama bak kimse bilmiyo sakın anlatma kimseye. Eylül hamile-"

"AAA İNANMIYORUM, HAYIRLI OLSU BARIŞ-"

"Abi, dur bağırma hemen. Hem kürtaj yaptırıcaz"

"Kürtaj ?"

"Abortion abi abortion"

"Ne ? Gidiyo mu bebek ?"

"Abi, daha bebek sayılmaz, cansız bi fetüs daha. Hem ikimizin ortak kararı"

"Sen çok emin değil gibi ama"

"Yani... Biliyorum zor olur, muhtemelen pişman da oluruz ama, ne biliyim bi düşününce..."

Ne yalan söyliyim, düşüncesi çok güzeldi. Eylül'le benden bi parça, bi bebek. Onun gibi uzun kirpikli, benim gibi kıvırcık saçlı... Böyle bahçeli bi eve de taşınırdık, hafta sonları bahçede maç yapardım onla.

"Bak şöyle yapalım, biz bi günlüğünce Ciro size verelim. Bi gün bakıcılık yapın, öyle düşünmeye devam edin"

~~~~~~~

"Eylül, Mertensgillerin akşam bi işleri varmış da, Ciro'ya bakabilir misiniz diye-"

"Ay, gelsin gelsin! Pinterest bebeği gelsin, ben bakarım ona!"

Böylece Ciro Mertens'le olan günümüz başladı. Eylül bebekleri sever zaten, ama Ciro'nun ayrı bi tatlılığı vardı. Aşık oldular birbirlerine. Kolay bi çocuktu da, öyle 3 yaş krizleri falan geçirmedi.

"Ya Barış, şunun yanaklarına bak, Allahım seni nazarlardan protect Ciro"

Ciro da gördüğü ilgiden pek memnundu.

Hoşçakal Kadar  -  Barış Alper YılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin