Bulunan taş

152 25 5
                                    

Asya' dan

Saat beş'e geliyordu nerdeyse . Eve dönerken yüzümdeki aptal gülümseme silinmiyordu. İskender'le iki saatden fazla kalmıştık okulda . Daha sonra güvenlikçi gelip kapıları açmıştı.

Eve gelirken beni bırakmak istedi ama yorgun olduğu için eve gitmesine ısrar ettim. Zaten geciktiğimiz için Rüya hocalar da endişelenmiş olmalılardı.

Eve vardığımda annemlerin daha gelmediğini var sayarak kapıya anahtarı geçirdim. Ama kilitli değildi. Kaşlarım çatıldığında yutkundum. Hırsız mı girmişti ki ?

Kapıyı açıp içeri girdiğimde karşılaştığım manzara hiçte iç açılası değildi. Her şey dağılmış, içerisi savaş alanına dönmüştü.

Yavaşça ilerleyip mutfağa girdim, burada dağılmıştı. Evden ses gelmemesiyle artık burada olmadığını anladım ama kim gündüz gözüyle bir eve girerdi ki ?

Bu ilk kez başımıza geliyordu. Asl merak ettiğim ise eve giren hırsız mıydı yoksa başka birimi?

Normalde hırsızlar bir şey çalıp giderdi , ama evin haline bakılırsa giren her kimse evi dağıtmaya ant içmiş gibiydi.

Sanırım polise haber vermeliydim. Annemlerin gelmesine daha iki saatden fazla bir zaman vardı.

&&

"Kızım sen iyisin değil mi ? " diye artık onuncu kez soran anneme bıkkınlıkla cevap verdim.

"İyiyim sultanım, valla bak ya " dediğimde gözlerini devirip yanımdan kalktı. Kapı çaldığında kapıyı açmaya gitti.

"İskender gelmiştir, " dediğinde kaşlarımı çattım. Ne alakaydı şimdi ?

Dayanamayıp peşinden gittim bende . İskender o sıra annemle selamlaşıyordu .
Beni görünce içeri geçip hemen boynuma sarıldı.

"Asya , iyisin değil mi ? "

Bu gün sayısını unuttuğum kaçıncı kez sorulan soruya başımı salladım.

"İyiyim , " dedim ondan ayrılıp ve anneme döndüm." İskendere niye haber veriyorsun? " Dediğimde omzunu silkti.

"Salih beyi aramıştım ama o da İskender'i göndermiş ne var bunda ? Hadi siz odaya çıkın, ben size kurabiye ve limonata getiririm" dediğinde mutfağa gitti.
Annem gittiğinde bakışlarım İskender'i buldu.

"Bakma öyle iyiyim ben ,bir şeyim yok merak etme " dediğimde bakışlarını evde gezdi.

"Polis bir şey buldu mu ? " Dediğinde başımı iki yana salladım.

"Dediklerine göre gelen büyük ihtimal başka birisi , hırsız değil. Çünki evden çalınan her hangi bir şey yok ," dediğimde kaşlarını çattı.

"O halde niye dağıtmışlar? " Dediğinde bilemiyorum dercesine omuz silktim. Odaya çıktığımızda o yatağa oturdu, bende kitaplarımı düzelttim.

"Umarım altından kötü bir şey çıkmaz," dediğinde işimi bitirip yanına oturdum. Ellerini ellerim arasına alıp gülümsedim.

"Kötü düşünme, " dedim başımı göğsüne yaslayıp sarılırken. Geri çekilip gözlerine baktığımda dudaklarını alnıma bastırdı.

"Çok başka hissediyorum Asya , sanki içimde tonlarca sevgi var ve hepsi senin için, " dediğinde dudaklarımda oluşan tebessüme engel olamadım. Sanırım aşkı hem doğru hemde yanlış kişide bulmayı başarmıştım .

Adım sesleri duyduğumda ayağa kalkıp çalışma masasında olan sandalyemi çekip oturdum. Annem elinde tepsiye içeri girdi.

"Afiyet olsun çocuklar," dediğinde İskender gülümsedi.

"Teşekkürler efendim elinize sağlık,"

"Sağ ol annecim ,"

_____________

İki gün sonra

"Ne yani şimdi eve giren hırsız değil, peki kim ? " Dedi Sinan rahatsız olan sesiyle. Bu durumdan haz etmemişti. Her kese garip geliyordu zaten . Kim niye böyle bir şeyi yapardı ki ?

"Acaba , İskender'e saldıranlar ola bilir mi ? " Diyen Elif 'le başımı iki yana salladım.

"Onların benimle ne alakası olur ki ? " Dediğimde gözleriyle ikimizi işaret etti.

"Aranızda bir şey olduğunu siz inkar etsenizde , anlamak istemeseniz de uzaktan bir göz bile göre biliyor . Bence onlarla alakası olmalı . Yoksa buralarda her kes biri birini tanır zaten, kim niye size böyle bir şey yapsın ki sebepsiz yere ? "

Dedikleri aslında ola bilirdi ama tam emin de değildim. Şuan gizli odadaydık. İskender dün yine kabus gördüğü için uyuyamamıs olmalı ki , şimdiki boş derste uyudu .

"Bilemiyorum Elif , Fikri hoca bir şey söyledi mi ? Taşı bula bilmiş mi ? " Dediğimde başını salladı.

"Yerini tespit etmişti, bulunca haber verecektir " dedi üzgün sesiyle.

"Bir kaç güne gidecek , peki biz ne olacağız? " Diyen Sinan bakışlarını yere dikmişti. Her kes üzgündü, kimse iyi değildi. Kimseye belli etmemeye çalışıyordum ama kalbim beni zorluyordu. Onun gitmesini hiç ama hiç istemiyordum. Kalbimi de kendisiyle götürecekti giderken.

Ama ne olursa olsun orada bir görevi vardı. Onu yerine getirmeliydi aksi taktirde tarihten siline bilirdi. Bunu göze alamazdık .
Daha sonra dönecekti mi bilmiyordum, ama iyi olması benim için yeterliydi.

"Asya, sen iyisin değil mi ? "

"Evet , iyiyim merak etmeyin . Önemli olan onun iyi olması," dedim gülümsemeye çalışırken. Gözlerimin dolmasını engellemeye çalışsam da zordu.

"Ardında bırakıp gideceği seninde iyi olman bizim için önemli" diyen Sinan benim için endişelendiyi ortadaydı ama benim tek düşündüğüm de İskenderdi. Oraya döndüğünde beni unutmazdı , değil mi ?

Bazen çok bencilce düşündüğümü biliyorum ama gitmesini hiç istemiyordum, en başından beri . Onu saklaya bileceğim bir yere bile kapatma fikri aklıma gelirken kendime kızdım. Delirme Asya , olması gereken olucak . Ha şimdi ha sonra , kendini hazırlaman en iyisi.

"Gardaşım , uyandın mı? "

Arda'nın sesiyle gözlerimi silip İskender'e döndüm. Gözlerini övüp yattığı yerden doğruldu.

"Fikri hoca arıyor ," dedi Elif oturduğu yerden kalkıp. Hepimiz yanına yaklaştığımızda açıp hoparlöre verdi.

"Elif , duyuyormusun kızım"

"Evet , hocam bula bildiniz mi taşı? "

"Evet , yarın sabah erkenden yola çıkacağız. Ben şimdi labaratuvar'a gidiyorum. Okuldan sonra bize gelirsiniz " dediğinde Elif onu onayladığında kapattı telefonu .

"Bu kadar çabuk mu ? " Dedi Arda İskender'e. İskender'in bakışlarını üzerimde hiss etsəm de dönmedim. Zilin sesiyle birlikte odadan çıktık.

"Yarın bizim son yarışımız vardı, bari ondan sonra gitselerdi" dedi Arda yine. Bugün ne çokta konuşuyordu.

"Arkadaşlar, bu kadar zamandır neredeydiniz? "

"Sanane Tayfun, peşimizde kuyruk gibi dolanmayı verin bir günde," dediğimde gözlerini devirdi .

"Ha ha ha , çok komik . Ne işler karıştırıyorsunuz ? "

"Ya işinize gidin abi ya , bir de sizinle mi uğraşacağız ," dedi Sinan ve omzuna çarparak yanından ayrıldı.

Duygu tam bana bir şey söylemeyi düşünüyordu ki , elimle susmasını işaret ettim.

"Sinirlerim tepemde bir şey söylersem yolarım seni , süslü çiyan" deyip bende sınıfa ilerledim. Bir bunlar eksik zaten.

İntertemporal love & Tozkoparan İskender Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin