1071

115 21 6
                                    

"Hocam İskender'in ayağı iyi değil, sizce bu işin üstesinden gele bilecek miyiz? " Diye soran Sinanla Salih hoca bakışlarını İskender'e çevirdi. Ağacın altında oturmuş, bir şeyler düşünüyordu.

"Onu yalnız bırakmıyoruz Sinan ve merak etme hep birlikte başaramadığımız bir şey yok," dediğinde onu onaylamak için gülümsedim.

Yaram daha iyi olduğunda saraydan ayrılmıştık . Salih hoca bizi ne kadar geri döndürmek istese de , hiç birimizin ikna olmamasıyla daha fazla ısrar etmedi.

Ve şimdi, Alparslan zamanında bulmuştuk kendimizi. Ve bizi buldukları gibi hain sanmıştılar ama daha sonradan geçte olsa ikna olmuşlardı. Üzerimize bize daha iyi kıyafetler verdiklerinde Salih hoca bizi dikkat etmemiz konusunda baya uyardı.

"Elif nerde? " Dediğinde Arda konuştu

"İskender'in ayağı için merhem mi ne yapacakmış ," dediğinde Sinan başını salladı.

"Ben İskender'e bakıp geliyorum," dedim ve yanlarından ayrıldım. Yanına oturduğumu bile fark etmemiş gibi gözünü baktığı yerden ayırmadı.

"Daha iyimisin ? " Dediğimde sesimi duymasıyla bana döndü.

"İyi sayılırım, o kadar acımıyor" dediğinde yarası acısa bile dile getirmezdi , bunu biliyordum.

"Ne düşünüyorsun? " Dediğimde yutkundu.

"Annemi , oraya kadar gittim ama annemi bir kez bile göremedim. Kim bilir nasıl özlemiştir , nasıldır ne eder hiç bilmiyorum. En azından bir kez görseydim," diye mırıldandığında annesine olan özlemini daha yeni fark ettim. Çok zordu onun için.

Annesini görme ihtimali varken, bu şansı değerlendiremedi. Çok bencil hissediyorum kendimi ama elimde değil. Onu sadece kendime saklamak istiyordum ve annesini özlediğini söylediğinde elim kolum bağlanıyordu.

"Özür dilerim , " diye fısıldadım. Sesim öylesine kısık çıktı ki duyduğundan bile emin değildim. " Bencil biriyim biliyorum ama sensiz yapamam ki ben . Sen hayatıma damdan düşer gibi bir anda girdin. Ve k günden hayatımın merkezi oldun İskender. " Dediğimde gülümsedi.  " Ama eğer istersen seni bizimle gelmek için zorlamam , zaten ait olduğun yer orası. Annenin yanı, bu yüzden nerede nasıl yaşayacağına kendin karar verirsin. " Dediğimde bakışlarını yere eğdi.

"İki zamanın arasında kalmak istemedim hiç bir zaman. Bütün bunlar yaşandığı zaman hayatımda iyi ki olmuş diye bileceğim tek şey sizlersiniz. Sensin," dedi eliyle gözümden ne zaman akmaya başladığını fark etmediğim yaşları silerken. " Ve ne sizi bırakmak istiyorum, ne de annemi. Ne yapacağımı bilemiyorum, çok zor bir durum " dediğinde ona sarıldım hızla.

"Her gün nefes aldığını hissetmesem yaşayamam ki . Seni görmeden, kokunu solumadan, sesini duymadan yapamam. Ama sen bensiz yapa bilirsen seni de tutmam. Gerçekten söylüyorum," dediğimde yavaşça geriye çekildi.

"Saçmalama Asya , seni artık bırakmam dedim sana kaç kez. Unut bunu " Dediğinde dudaklarını alnıma bastırdı uzunca.

"Çocuklar gelin," diyen Salih hocayla ayağa kalkıp onların yanına ilerledik.

"Asya , İskender ve Arda . Siz üçünüz kuzey tarafından gidecekseniz. Sinan Elif ve bende güney tarafından. Bakın sakın kendinizi tehlikeye atacak bir şey yapmayın aman diyeyim. " Dediğinde başımızı salladık . Bakışları İskender'e döndü.

"Oğlum ayağın ne durumda? "

"İyi baba , idare ederim . Merak etme sen beni," dediğinde Elif elindeki küçük kabı uzattı.

"Bacağın için yaptım, faydası olur umarım İskender . Dikkat et," dediğinde İskender gülümseyip başını salladı ve elinden aldı.

&&&

"Ama Arda ben sana onları ye demedim! Salak mısın sen ? Bilmediğin bitkileri ne diye midene indiriyorsun hemen ," dediğinde ofladi ve başını ağacın gövdesine yasladı.

"Ya Asya ya ! Sus iki dakika , zaten iyi değilim! " Dediğinde gözlerimi devirdim. Bakışlarım İskender'e kaydığında acıdan artık biraz durarak yürüyordu. Demin adamları döverken fazla yüklenmiş olmalıydı.

"Sen Arda'nın yanında kal , ben tek başıma devam ederim " dediğinde sinirle ona baktım.

"Delirdin galiba? Bu haldeyken seni yalnız falan bırakmıyorum! " Dedim ve Arda'nın yanına eğildim.

"Arda, bizi bekleye bilir misin ?  " Dediğimde halsizce başını salladı. Ayağa kalkıp İskender'e dönüyordum ki , burada olmadığını fark ettim. Nereye gitti bu kadar kısa sürede ?

Biraz öteden gelen seslerle , oflayıp peşinden ilerledim. Hızla okumla yayımı çıkarıp adamın birine attığımda omzundan ağaca saplanmıştı.

"Vay ,demek bir de kız varmış," diye mırıldanıp sırıtarak bize bakan adamlara gözlerimi devirdim.

"Bacağın mı ağrıyor ? Sakat ya bu " diyen adamın biri İskender'in ayağına tekme attığında dengesini kaybedip yere düştü acısından dolayı.

"İskender! "

Hızla onlara yaklaşıp yumruk attım adamın yüzüne. Daha sonra kasıklarına attığım tekmeyle iki büklüm olurken, İskender'e doğru eğildim.

"İyimisin? " Dediğimde ayağını hareket ettirirken acıyla inledi.

"Asya , arkanda" dediğinde gelen adamla İskender'i kenara çekip dövüşmeye başladım. Onunda işini bitirdiğimde diğeri kaçıp gitmişti çoktan.

İskender zorlukla ayağa kalktı ve çantadan ipleri çıkardı.

"Bağlayalım," dediğinde elinden alıp kendim hallettim.

" Yorulma ben yaparım," dediğimde beni izledi sadece .

İşimiz bittiğinde yolumuza devam ederken , yürümekte zorlandığını gördüm ve kolunun altına girerek kolunu omzuma attım.

"Asya ben ağırım , yorulursun. Kendim yürüye bilirim. Buna gerek yok ," dediğinde başımı ona çevirdim. Dip dipe kaldığımızda yutkundu.

"Canının yandığını hiss ede biliyorum. Ayrıca o kadar ağır değilsin, yorulmam ben " Dediğimde onun bakışları dudaklarımda takılı kalmıştı. Şu an beni öpmek istiyor olmazdı değil mi ? Her an bire yerden bir suikastçı çıkan bilirdi ve o şuan dudaklarıma iyi bakmıyordu.

"Asya , çabuk olmalıyız" dediğinde bakışlarını zorlukla yüzümden çekti ve bende önüme dönüp yürümeye devam ettim onunla. Yanında biraz kısa kalıyordum ama güzel hissettiriyordu .

İntertemporal love & Tozkoparan İskender Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin