Hayatın ne zaman alt üst olacağını asla tahmin edemezsin derlerdi.
Az çok tahmin ederim zannederdim.
"Her yolun tümsekleri, sert virajları vardır." derdi babam. Yolun içine bu kadar sıçtıklarını bilseydi o da bu görüşüne küfür ederdi muhtemelen.
Öyle sert bir virajdaydım ki artık en ufak hatada virajdan fırlayarak uçabilirdim.
Şu an elimdeki silah bizzat bunun habercisiydi.
Namluyu doğrulttuğum kişi ise ellerini iki yana kaldırıp sorun olmadığına dair kelimeler geveleyip duruyordu.
"Jeon, indir o silahı artık."
"Hyung.. bu silahın nolduğunu açıklayana kadar indirmeyeceği-"
"Seni korumak için. Anlamıyor musun? Her gün bir tehdit ile uyanıyoruz. Her gün atak geçiriyorsun. Senin haberin olmayan ne mektuplar aldığımı söyleyemiyorum," adımları yanımı bulduğunda silahı indirip yavaşça sarılarak saçlarımı okşamıştı.
"Söyleyemiyorum çünkü senin en ufak üzüntün benim bu dünyayı yakmak için kibritim oluverir."
Duyduklarımı hazmetmeye çalışırken silahın bilinçaltımda açtığı yarayı ilk kez böylesine şiddetli hissetmiştim.
Gözlerimden istemsiz akan göz yaşlarını silerek yere çömelmiştim. Başımı ellerim arasına alarak beklerken derin bir nefes alıp vermiştim.
"Hyung her şey o kadar üst üste geldi ki..." gözyaşlarım kesilmezken saçlarımı çekiştirerek bıraktım."
"Kendimi kaybettim bir an."
Benim gibi çömelerek bedenimi sarmalamıştı.
"Anlıyorum Jeon ama artık anla ki senin yanında ben varım."
Ellerimin arasına silahı vererek namluyu alnına tutmuştu yavaşça.
"Güvenini kırdığım anda tam buradan ateşle. Korkma."
Yerimle kaskatı kesilmiş izlerken silahı hızlıca eline tutuşturup elimi çekmiştim.
"Deme böyle şeyler hyung."
"Dedim bile." inadı inattı bunun. Gülümsemem kulaklarıma vururken boynuna sarılarak onu yere devirdim. Üzerine çıkarak dudaklarımızı birleştirmiş, sertleşen öpüşmemizi devam ettirirken aşağıdan gelen melodi sesi ile dudaklarımızı ayırıp Yoongi'ye bakmıştım.
"Okula geç kaldık." bana bakarak bir süre sessiz kalmış, telefon sustuğunda ise konuşma kararı almıştı.
"Gitmesek de olur." umursamaz cümlesi ile dudaklarıma kapanması bir olmuştu.
Ona ufak bir karşılık verdikten sonra ayrılarak üzerinden kalkmış, boxerımı düzelterek onu da yerden kaldırarak burnumu yanağına sürttüm hafifçe.
"Hyung, beni böyle cezbedebileceğini sanıyorsan sonuna kadar haklısın. Fakat gitsek iyi olur.. önemli derslerim var bugün.
"Eh, peki. Sen bilirsin Jeon."
Kalçama ufakça vurarak odadan çıkmıştı. Ben de peşinden giderken aşağı indiğimizde koltuktan kıyafetlerimi alarak giyindim sessizce.
Telefonumu elime alarak Jimin'den gelen mesajlar ile bakışlarım donuklaşmaya başlamıştı.
"Hyung.."
Elim titremeye başlarken başımı iki yana sallayıp derin bir nefes verdim.
"Noldu Kook?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐀𝐑𝐄 𝐘𝐎𝐔 𝐒𝐔𝐑𝐄? | 𝐲𝐨𝐨𝐧𝐤𝐨𝐨𝐤.
FanficÜniversitedeki gizli aşkı Taehyung'un katilini bulmaya çalışan Jungkook, kalbini yeni birine kaptırır. . .