Kendi evimde öylece oturmuştum. Bir kaç saat önce hastaneyi arayıp yarına bir randevu almıştım. Bu bebek doğmamalıydı. Yatağımdan kalkıp camı açtım. Hâlâ çok sinirliydim ve sinirim geçmeyecekti. Masanın üzerinde olan bardağı alıp sinirle yere attım. Attığım gibi kapı çalmıştı.
Hızla aşağı indim ve kapıyı açtım. Karşımda elinde poşetler ile gülümseyen Hyunjin'i görünce bir süre ona baktım.
"Beni gördüğüne pek sevinmemiş gibisin?"
Demişti yüzündeki gülümsemeyi eksik etmeden.
"Hayır, ondan değil. Şaşırdım biraz, geçsene."
Diyip geri çekildim. O da mutfağa gidip poşetleri bırakmıştı.
"Sana meyve aldım. Bebeğim daha fazla hasta olmasın diye."
Zoraki bir şekilde gülümsedim. Yavaşça yanıma yaklaşıp sarılmıştı bana.
"Dün keşke bende kalsaydın. Aklım sende kaldı, daha iyi misin?"
Kafamı salladım.
"Biraz daha iyiyim, merak edilecek bir şey yok."
"Hadi odana çıkalım."
Aklıma kırık bardak gelince onu durdurdum.
"Çıkmayalım."
Tek kaşını kaldırıp bana bakmıştı.
"Neden?"
"Çünkü... Burası daha rahat."
"Sevgilim, bu garip davranışlarının bir sebebi var mı?"
Kafamı olumsuz şekilde salladım.
"Senin yatıp dinlenmen gerekiyor. Hadi gel."
Pes edip kafamı salladım ve birlikte üst kata çıkıp odama girdik.
"Bardak kırılmış, neden söylemedin? Bir yerine bir şey oldu mu?"
Kafamı yine olumsuz şekilde salladım.
"Şimdi toparlarım ben burayı, sen yat."
"Hayır!"
Bağırmamla bana dönmüştü.
"Bir yerine batabilir. Sen uğraşma."
"Hayır Hyunjin, seninde canını yakabilir. Boşver sen orayı... Toplanır bir şekilde."
"Garipsin bu bir kaç gündür. Anlamıyorum seni."
Demiş ve yerdeki büyük cam kırıklarını toplamaya başlamıştı.
"Hyunjin gerçekten..."
"Felix tamam dedim, yat sen."
Büyük cam kırıklarını bir kenara bırakıp odadan çıkmıştı. Oflayıp yatağa oturdum. O da kısa süre içinde yanıma geldiğinde elinde bir bez bant ve poşet vardı. Tekrar yavaşça yere eğildi ve cam kırıklarını bezin içine koyup sıkıca bantladı. Poşete de koyup lavaboya gitmişti. Bende ayağa kalkıp süpürge getirmek için çıktım.
Geri odaya girdiğim zaman lavabonun kapısına yaslandığını gördüm. Ama umursamadan yeri süpürüp geri süpürgeyi yerine koydum. Hâlâ aynı şekilde bana bakıyordu. Bu tuhaf gelmişti.
"Ne oldu?"
"Senin bana demek istediğin bir şey var mı?"
Kaşlarımı çattım.
"Ne gibi bir şey?"
"Bilmem, ikimiz hakkında önemli bir şey."
Kafamı olumsuz şekilde salladım. O da yaslanmayı bırakıp yanıma gelmişti. Tam karşımda durup bana baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Car Race ^HyunLix^
FanfictionYasal olmayan araba yarışı tutkunu Hwang Hyunjin her yarışta birinciydi. Fakat tahtını sarsacak Lee Felix'i hesaba katmış gözükmüyordu. !DİKKAT! +Mpreg Bu hikayede şiddet, cinsel içerik, küfür, argo gibi şeyler olabilir. Lütfen dikkate alaraktan o...