XI. Feelings

88 28 26
                                    

Double update, önceki bölümü kaçırmayın 🌸

- -

Ertesi gün, askeri üste şiddetli bağırışların yükselmesi ile uyanmıştı Harry. Hayretle etrafa bakındı, hızla balkona koştu. Güneş altında sızlayan gözlerini kısarken, talimler yapan askerleri merak içinde seyretti.

"Savaş kapımızda! Siz böyle mi savaşacaksınız düşmanla?! Kaldır kolunu Dari! Hey! Sen! Biraz daha dik dur, sırtını sık iyice!"

Louis, kendi astı olan birlikleri eğitirken gergin görünüyordu. Dün gece kötü bir haber almış olmalıydı. Bu durum yüreğine bir sıkıntı bırakıverdi. Savaş çıkması olası mıydı hakikaten? Öyleyse, Piyade Louis'nin de buralardan gidebileceğini gösteren bir emare olmaz mıydı bu?

Yine de böyle bir durumun gerçekleşmemesi için dualar etmekten başka şansı olmadığını bilerek, sıkıntı içinde bir nefes çekti göğsüne.

Üzerini değiştirdi, elini yüzünü yıkadı. Amcası Kheti nihayet şehir dışından gelmişti. Yeğenini görür görmez bir sevinçle onu sarıp yanaklarından öptü. Harry, amcasını çok seviyordu. Her zaman meşgul olduğundan onunla pek fazla bir araya gelememekten dolayı buruk hissederdi. Babasına öyle benziyordu ki, bazen ona doya doya sarılmak istiyor, lâkin aralarında büyük bir samimiyet olmadığını düşündüğünden bunu yapamıyordu.

"Hoş geldiniz amcacığım! Nasılsınız?"

"İnanır mısın, şimdi harikayım işte!"

Amcası Kheti'nin alaylı söylemi üzerine, "Neden ki amcacığım?" diye sordu hayretle. "Neden olacak, ben gelir gelmez bana ne getirdin diye değil de, hâlimi hatırımı soran biri olduğun için iyi hissediyorum güzel Harry'm."

Amcası Kheti ile kahkahalar atarken, eşinin ve kuzeni Akila'nın homurtularından, bunu söyleyenlerin onlar olduğu belli oluyordu.

"Gerçekten çok yorgun görünüyorsunuz, amcacığım. Bence uyumanız daha uygun olur. Aç mıydınız?"

"Ben erkenden yedim bir şeyler." Alnını öpüp, "Sen de yersin güzelce," dedi. "Şimdi yatacağım."

"Peki..."

"Bu arada, derslerin nasıl gidiyor bakalım?" Harry'le yemek odasına kadar yürüdü. "On beş günden fazla olmuştur seni görmeyeli, ne yaptığını merak ettim."

"Harflerden çoğunu öğrendim! Hatta artık kitap okuyabiliyorum bile! Biraz yavaş okuyorum ama yine de size bir masal okuyabilir miyim? Dinlendikten sonra?.."

"Senin heves edişini seveyim ben! Okursun tabii."

Harry, evin geri kalanıyla yemeğe oturduğunda, amcası Kheti dinlenmeye çekildi. Yemek sessizce yendiği için Harry rahatsız bir ortamda olduğunu hissetti.

Babası ile yemek yediğinde hep bir sohbet ortamı oluşur, hatta halasının ailesi de onlara katılır, büyük bir şenlik doğardı masaya. Her çeşit yiyecekleri olmasa bile... Şimdi bu masada her şey var olsa bile huzur ve neşe çok yok gibiydi ona göre. Ya da belki de bu huzur ve neşeyi çalan, bu evdeki fazlalık gibi görünen kendisi idi.

Odasına çekildi, günlük okumalarını ve tekrarlarını yapıp balkona çıktığında, gördükleri ile hayrete uğramıştı: Piyade Louis üzerini çıkarmış, tâlim yapıyordu...

Üstü çıplaktı. Yanık teni güneş altında terlemiş, bir bronz kadar parıldayarak vahşi bir görünüm sunuyordu. Her kılıç darbesinde terleri sıçrıyor, sıkı kaslarının kuvveti beliriyordu. Saçlarını arkaya yatırdığından, gözlerine de sürmeler çektiğinden öyle hayranlık uyandırıcı görünüyordu ki, Harry, vücuduna yansıyan ısıdan bihaber, hızlanmış solukları arasından hayranlık dolu bakışları ile onu seyrediyordu.

The Rose of My Desert 𓂀 LarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin