Cemre yatakhanede Arif'i düşünmekten uyuyamadı. Gece yaklaşmıştı. Cemre yatakhaneden çıktı ve babasının odasına doğru gitti. Odanın kapısını yavaşça açıp içeri girdi. Dolapları karıştırıp anahtar aramaya başladı. En son açtığı çekmeceden bir anahtarlık buldu. Anahtarlığı cebine koydu ve babasının odasından çıkıp depoya doğru ilerledi. Depoya ulaştığında anahtarları tek-tek kapıya sokup denemeye başladı. Arif anahtar seslerini duyunca kapıya yaklaştı ve kapıyı açtı. Cemre Arif'i görünce heyecanlandı. Sonra Arif'e sarıldı: "Şükürler olsun ki ölmemişsin. Çok korktum."
Arif de Cemre'ye sarıldı: "Merak etme, güzelim. Ölmedim."
Cemre: "Şimdi ne yapacaksın?"
Arif: "Bana yardım et. Bu okuldaki öğrencileri kurtarmama yardım et! Okulu çökertmeme yardım et!"
Cemre: "Ne gerekirse yapacağım. Söz veriyorum."
Arif dedi: "Okulda isyan çıkarmamız gerek."
Cemre: "Okulda nasıl isyan çıkarabiliriz ki?"
Arif: "Ben biliyorum. Öğrencileri öğretmenlere karşı kışkırtarak!"
Cemre: "Ama nasıl? Nasıl yapacağız ki?"
Arif: "Boş ver. Ben nasıl yapacağımı biliyorum. Sen git ve dinlen."
Arif ve Cemre depodan çıktılar. Arif kendi yatakhanesine, Cemre ise kızlar yatakhanesine gitti.
Arif tüm geceyi yatağında uzanıp pencereden bakarak geçirdi. Sabah olunca yatakhanedeki öğrencilerin hepsi uyandı. Herkes kıyafetlerini giyerken Arif bağırmaya başladı: "Çocuklar, beni dinleyin!"
Öğrenciler kıyafetlerini giyerken durdular ve Arif'e baktı. Arif dedi: "Siz bıkmadınız mı bu okuldan?"
Çocukların hepsi bir ağızdan gülmeye başladı ve tekrardan kıyafetlerini giymeye başladı ama Arif kararlı bir şekilde bağırarak dedi: "Yeter güldünüz! Uyanın artık. Gözünüzü ben mi açmalıyım? Niyazi'nin annenize, babanıza küfür etmesi hoşunuza mı gidiyor?! Kaan'ın size kışın soğuğunda yırtık kıyafetlerle dilencilik yaptırması hoşunuza mı gidiyor?! Ya da Sap Ali'nin sizi sürekli eşek gibi dövmesi hoşunuza mı gidiyor?! Ne kadar susacaksınız?!"
Yatakhanedeki tüm öğrenciler Arif'in söylediklerine sadece güldü. Arif bağırarak dedi: "Neye gülüyorsunuz?! Haksız mıyım?!"
Öğrencilerden biri Arif'e yaklaştı ve dedi: "Eğer biz öğretmenlerden herhangi birinin kılına dokunursak, bizi öldürürler! Öldürürler, hayatımızı mahvederler, hayatımızı karartırlar! Anlamıyor musun, gerizekalı? Bu kafayla gidersen sen de çok yaşamazsın."
Herkes yatakhaneden çıkıp derse girdi. Arif başarısız olmuştu. Hiçkimseyi öğretmenlere karşı kışkırtamadı. Herkes çıktıktan sonra Arif de yatakhaneden çıktı. Cemre koşarak Arif'in yanına geldi ve dedi: "Noldu? Bişey yapabildin mi?"
Arif dedi: "Kimse benim dediklerimi umursamadı bile. Hiçkimse."
Cemre: "Arif, sana bişey sormak istiyorum."
Arif: "Sor, güzelim."
Cemre: "Babamı öldürmeyeceğiz, değil mi?"
Arif: "Öldürmeyeceğiz. Merak etme."
Nazlı yemekhanenin mutfağına girdi ve aşçıya dedi: "Bana bir tane pastırma hazırla, sonra da paketle."
Aşçı dedi: "Tamam, efendim."
Aşçı pastırma hazırladı ve paketleyip Nazlı hocaya verdi. Nazlı hoca pastırmayı götürüp okulun deposuna indi. Depodan içeri girdiğinde Balta Niyazi'yi kanlar içinde yerde uzanmış şekilde görünce kendini kaybetti. Elindeki pastırmayı yere düşürdü. Hemen Cimri Kaan'ın odasına doğru koştu. Odadan içeri girdiğinde Cimri Kaan'a bağırarak dedi: "Balta Niyazi öldü!"
Cimri Kaan delirdi: "Ne? Nasıl olur?! Böyle bişey olamaz! Gözümle görmeden hayatta inanmam!"
Nazlı: "Benimle gel o zaman."
Cimri Kaan Nazlı'yla beraber okulun deposuna indi. Kaan depodan içeri girdiğinde Niyazi'nin cansız bedeniyle karşılaştığında çok büyük bir hayal kırıklığına uğramıştı. Kaan koşarak Balta Niyazi'ye yaklaştı. Kaan kulağını Niyazi'nin kalbine yerleştirdi. Ancak kalbi atmıyordu. Cimri Kaan bağırmaya başladı: "Lanet olsun! Ölmüş."
Nazlı dedi: "Şimdi ne yapacağız?"
Kaan: "Arif'le aran nasıl? Hala iyi mi?"
Nazlı: "Fena değil. Bence iyi."
Kaan: "Umarım Arif hala sana güveniyordur."
Nazlı: "Ne yapacağımızı söyle sadece."
Kaan: "Arif'i öğretmenler odasına çağıracaksın. Öğretmenler odasına geldiği an işini bitireceksin!"
Nazlı: "Ben onu nasıl öldüreceğim ki?"
Kaan her zaman belinde taşıdığı altıpatları çıkarıp Nazlı'ya verdi ve dedi: "Bununla öldüreceksin. Şimdi git ve Arif'i bul. Öğretmenler odasına getir sonra da öldür."
Arif hemen lavaboya girdi. Lavaboda elini ve yüzünü yıkayıp aynaya baktı. Aynadaki yansımasına dedi: "Ne diyorsun, Arif, sence Cemre bana aşık mıdır?"