6

26 7 35
                                    

"Taehyung!"

Pazartesi günleri en sevmediğim şey Jimin'in neşeli sesi. Sırama kafamı gömmüş uyumaya çalışırken onu dinlemek işkence gibi olacaktı şimdi. Yanıma gelip oturduğunu duyabiliyordum.

"Bomba haberlerim var bence senin de çok ilgini çekecek." bir şey demedim dedikodu yapmaya gelmişti. O ise aldırmadan devam etti.

"Geçen bi kız vardı ya senle uğraşan."

"Hmhmph."

"Hani sana tokat atmıştı."

"Hmhm."

"Hani Amy dövmüştü kızı."

Hmphm."

"Sevgilisi kimmiş biliyor musun?"

"Hmm?"

"Jeon Jungkook."

"Hm." Uykulu beynim Jimin'in sözlerini süzgeçten geçiriyordu ve o ismi duymamla aniden kalktım.

"JUNGKOOK MU?" kelimenin tam anlamıyla bağırmıştım. Bizim gibi erkenden okula gelen iki üç kişinin kafası bize döndü ben de hemen ellerimle ağzımı kapattım.

Jimin tepkime anınarak gülmeye başladı. Öyleki salak sandalyeden düştü. Gülerken gözleri öyle kısılıyordu ki göremiyordu. Hala gülerken ayağa kalktı ve sandalyeyi düzeltmesine yardım ederken bizi düşürdü. Sınıfdakilerin dikkatini daha çok çekmiştik şimdi. Jimine söverek ona dokunmadan ayağa kalktım ve kendi sandalyemi düzelterek oturdum. Ona yardım etmeyecektim. Tekrar ayağa kalktı göz yaşlarını siliyordu. O da sandalyesini düzeltti ve tekrardan yanıma oturdu. Kızgın bir şekilde ona bakıyordum. Ve aniden yüzünde ki gülüş silindi.

"Lens mi taktın sen?"

"Yoo gözlerim zaten maviydi."

"Nası ya annen koreli değil mi senin?"

"Öyle de, babam koreli değil."

"Oha harbi mi niye söylemedin bana?"

"Sormadın ki."

"İlk defa gözlerinin gerçek rengini görüyorum çünkü? Söylemen lazımdı. Hep kahverengi sanıyordum."

"Öyle melezliğim anlaşılmasın diye lens takıyordum."

"Anladım. Şimdi niye çıkardın?"

"Alerjik etti gözümü takmayacağım artık. Zaten son senem."

Onaylar şekilde kafasını salladı ve konuşmasına devam etti. "Ee baban nereli gözlerin renkliyse?"

Düşündüm biraz ve bilmediğimi fark ettim.

"Bilmiyorum ki."

"Çok garip. Sormadın mı annene hiç?"

"Annem sevmiyo zaten gözlerimi babamı hatırlatıyormuş diye. Lens takma kararıma çok destek çıktı. Öyle olunca sormadım hiç."

"Çok garip Taehyung. Senle çok kez konuştuk bu konuyu ama annenin çok büyük sırları var öyleki öz oğluna bile anlatmıyor." Bu konuşmalardan bıktığım için kafamı tekrar sıraya gömdüm. Jimin de anlamış gibi sustu ama yanımda bir şeyler yapıyordu yine. Galiba çantamı karıştırıyordu sesler duyuyordum. Aniden konuşmaya başladı.

"Bu kamerayı annen vermişti değil mi?"

"Hmhm."

"İçine baktın mı? Belki babanın fotoğrafları vardır."

Kafamı ona taraf döndüm. "Dijital kamera değil Jimin. Polaroid kamera o."

"O zaman belki annen saklıyordur fotoğrafları. "

Twenty One | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin