11

31 6 23
                                    

Bugün Jungkook'un doğum günü olmasından mütevellit bir bölüm daha paylaşayım dedim. İyi ki doğmuş bebiss umarım hiç bir öğününü atlamadan sağlıkla yaşıyordur. Aynısı sizin için de geçerli.

➷♡➹

Şuan spor salonunda Jungkook'la yerleri paspaslıyorduk. O bir uçtan gidiyordu ben ise diğer taraftan arada yan yana geçiyorduk. Gelmesi uzun sürmüştü bir süre onu beklemiştim ve konuşmak istemediği için kaçtığını düşünmüştüm. Öyle olmadı ve kısa süre sonra salona geldi. Beden öğretmenleri kendi odalarına çekilmiş şubelerin notlarını giriyorlardı bir yandan işimizi bitirmemizi bekliyorlardı. Spor salonu genelde son saatlerde dersi olan öğrenciler tarafından silinirdi ya da beden öğretmenleri her yeri temizleyip sabah derslerinde etrafın ne kadar kirli olduğuyla ilgili yakınırlardı. Bazen okul toplarını bahçenin dışına atıp, almayan öğrenciler hakkında sinirlice konuşurlardı. Bizim gibi son sınıflar için ise genelde üniversite konusu hakkında sohbet ederlerdi. Anlayacağınız pek spor yapmıyorduk aslında.

Spor yapanlar klüplere girenlerdi. Jungkook aslında eski okulunda tekvando klübündeymiş. Bizim okulumuzda da branşı tekvando olan öğretmenimiz vardı tabi ki sonuçta Kore'de yaşıyoruz ama tayini çıktığından bu sene tekvando kulübü açılmamıştı Jungkook'un şansına. Bunu ona söylediğimde şaşırtmıştı bunu bilmiyormuş. Ona eşya deposundaki tekvando minderlerini göstermiştim.

Paspaslamamız bitince mola için tribünde oturmaya başladık. Jungkook nefes nefese arkasındaki duvara yaslanıp soluklanırken alnından boynuna doğru akan tere gözüm dalmıştı. Aniden konuşmaya başladı.

"Bizim bir aile albümümüz vardı. Fotoğrafları incelemeyi seviyordum. Geçen sene tanımadığımız insanlarla olan bir fotoğrafımızı gördüm. Annem, babam, abim, ben,  iki tane yetişkin ve benim yaşlarımda bir çocuk vardı ama çok küçüktüm fotoğrafta hatırlamıyordum bile çekildiğimiz zamanı."

Şuan neden bahsettiğini anlamamıştım ama dinlemeye devam ettim. En alakasız konu hakkında bile konuşsa yine dinlerdim. Biraz soluklandı. Salonu temizlerken yorulmuştu ama daha soyunma odalarını temizleyecektik.

"Bir gün babam işten gelince sordum bunlar kim diye neden bilmiyorum ama beni bunları sormaya bir şey itti. Babam gösterdiğim fotoğrafa ilgiyle bakınca şaşırdım. Normal bir fotoğraf değildi onun gözünde, zaten aile albümümüzde olması da garipti."

Önüne bakmayı kesip gözlerini gözlerimle buluşturdu ve ellerimi avuçlarına hapsetti.

"Anlatmaya başladı, fotoğrafta gülümseyen diğer adam babamın çok yakın arkadaşıymış ve o adamın yanındaki kadın da eşi. Çocukta onlarınmış tabi ki. Ama eşi o kadar kötüymüş ki kocasını sevdiğinden falan evlenmemiş tamamen parasına sahip olup hani 'güçlü, özgür' kadın imajı vardır ya onu elde etmek istemiş ama en kolay yoluyla."

Bazı şeylerin ampülü kafamda yanmasıyla Jungkook beklemeden devam etti.

"Taehyung, onlar sen ve senin ailendi."

Ellerimi şaşkınlıkla ellerinden çektim ve ağzıma kapattım. Gözlerim sulanmıştı, demiştim ya ben Jungkook'a çok güveniyorum diye öyle ki hiç sorgulamamıştım bile. Yıllarca kendi kendine bir işler başardığını sandığım annemin alçak biri olduğunu söylemesine rağmen inanmıştım. Kendimi toparladım ve konuştum. "Devam et lütfen."

Bana bakarak derin bir nefes ağırladı ciğerlerine. "Bu kadar mutsuz olmanın nedeni de annen. Babamın söylediğine göre seni düşürmek için elinden geleni yapmış. Bunları bilmesende psikolojini etkiliyor bu tür olaylar, bu yüzden sıkıntı çekiyorsun."

Twenty One | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin