19

36 6 84
                                    


Son 1 bölüm. Bitmesini istemediğimden yavaş yazıyorum...

Keyifli okumalar, (Yazar, bu bölümü yazarken medyadaki şarkıyı dinledi. Öneridir.)

➷♡➹

Aylar sonra hak, yerini onlar için ikinci kez bulduğunda,

Jungkook'un duruşması bitmişti. Yerimde öylece durmuş, aylar sonra ailesiyle aynı yerde bulunarak öylece bekliyordum. Benim açımdan tüm bu olanlar benim yüzümdendi. Onların beni görmeye dayanamadığını düşünüyordum. Eskisi gibi değildim, orası kesindi. Kendimle olan savaşım annemin parmaklar arasına girip babamın bana sahip çıkmaya çalışmasıyla bitmişti bitmesine ama Jungkook'un hapise girmesi hâlâ benim yüzümdendi. Ben öyle kolay değildim, kendime çekeceğim beyaz bayraklar bile yırtıklarla doluydu.

Jungkook'un davası bir kaç sefer ertelenmişti. Amaç davayı daha detaylıca ele alabilmek içindi. Bu son duruşmaydı, karar çıkacağından emindim. Salonda öylece oturup davasını dinlemeyen ve bende gözlerini gezdiren oğlana bakıyordum. İkimiz de özgür kalacağını biliyorduk, birbirimizi çok özlemiştik. Sarılarak ağlamaya ihtiyacımız vardı.

Annem hapse girdiğinden dolayı Jungkook'u daha fazla ziyaret edebilmiştim bu süreçte. İster istemez korkularımı anlamıştı. Ona açık açık beni terk edebileceğini söylediğimde ne kadar öfkelendiğini hatırlıyorum. Mahkeme sırasında bana kırgındı ama yine de davasını dinlemek yerine öylece bana bakıyordu.

Gözlerim ailesinin oturduğu yere doğru kaydı. Nayeon'la göz göze geldiğimde bana genişçe gülümsedi. Tüm bu süreç boyunca Nayeon'dan habersiz onu korumak için yaptığım şeyler aklıma geldi. Jungkook'un hapisde olmasının ucu ona dokunmasın diye her şeyi yapmıştım. Öyle koruyup kollayacak bir kız kardeşim falan yoktu. Nayeon sağ olsun yıllarca bu eksiği kapattı. Eskiden Jungkook'ların evinde kalırken gelip önüme bağdaş kurup elime tokalarını sıkıştırırdı. Bana saçlarını örmeyi öğrettiğinden güzelce yapardım saçlarını. Sonra lastik tokalarıyla benim saçlarımı örmeye başladığında bolca gülerdik. Bana gelir abilerinden gizli hoşlandığı çocukları anlatırdı, birlikte onları puanlardık.

Sonra gözlerim Seokjin Hyung'a daldı. Kendisi bana taraf bakmıyordu, hakimin ağzından çıkacaklara kulak kesilmişti o sıra. Jongseo unnie de aynı şekilde yüzünde tuttuğu sert ifadeyle öylece bakıyordu. Jungkook'un babası ise henüz mahkeme salonunda değildi.

Ben de odağımı hakime vermek istedim ama annemin düşmanca bakışlarına maruz kaldım. Bu kadındansa az önce gözlerimi gezdirdiğim insanlar daha çok aile gibi hissettirdiği için ürperdim. Anneme bir daha bakmamak üzere nihai kararı dinlemeye başladım.

Karar açıklandı ve Jungkook serbest bırakıldı, annemin ise ne ceza aldığını dinlemedim bile. Jungkook'un serbest kaldığını öğrenir öğrenmez ağlayarak sağımda oturan Jimin'e sarıldım. Bana teselli vererek saçlarımı okşadı. Solumda oturan Yoongi ise her şey bitti dermişçesine omzumu pat patlayarak beni sakinleştirdi. Kendilerinin de ağladıklarını fark etmemişlerdi.

Serbest kalan sevgilime koşarak sarılmak istedim ama çevresinde olan ve mutluluktan gözleri dolmuş ailesini görünce dumura uğradım. Onların sevinçlerini izledim bir süre. Huzurlarını ellerinden alanın ben olduğumu yeniden fark ettiğimde birisi karın boşluğuma tekme attı sanmıştım.

Sonra Jungkook beni fark etti.

Yanıma doğru koşarak bana sarıldı ve ayaklarımı yerden kesmesiyle çoktan boşalmış olan salonda çığlık attım. O beni havada döndürüyordu ve bende yüzünü ellerimin arasına hapsetmiş bir şekilde ağlayarak yanaklarını öpüyordum.

Twenty One | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin