Twenty One | Taekook

13

Artık lise zamanlarını okumayacağız. Biraz zaman atladık ama hâlâ geçmişdeyiz. Neler yaşandığını anlamanız için Jungkook ağzından yazdım. Gerçek hikaye Taehyung'un şirket kurmaya çalıştığı zaman. Tüm olayları bu bölümde anlatacağım böylelikle gerçek zamanımıza gidebileceğiz artık.

3 sene sonra Adliye

Jungkook:

"Ne kadar alçak bir kadın. Benim babamdan da beter." diyerek isyan eden Yoongi'yi izliyordum.

"Taehyung biliyor mu?" diyerek sordum.

"Eninde sonunda bilecek."

"Bilmese iyi olur üzülmez yatıp çıkarım."

"Bu imkansız her türlü yokluğunu öğrenicek. Hem yatıp çıktığında sikim sonik bir nedenden tekrar içeri sokar işi kökten halletmemiz gerek."

Haklıydı.

Taehyung'un annesi bizi öğrenmişti. Kaç senedir gizli yaşadığımız ilişkiyi bir şekilde öğrenmişti bunu nasıl yaptı bilmiyorum ama bir kaç gündür beni tehdit ediyordu. Oğlundan ayrılmamla ilgili. En başta görmezden geldim. Taehyung ona tüm gerçekleri anlatmama rağmen o kadar sene sessiz kaldı ben de kalırım dedim. Arabamı parçaladı, bölümümdeki hocaları satın aldı ve beni derslerden bıraktı. Benim için her şey çok güzeldi bir kaç senedir cenneti yaşıyordum bu cennetin cehenneme dönmesi anneme atılan tokatla filizlenmişti.

Seulda okuyorduk bu yüzden aile evindeydik. Annesi kapımıza dayandığı sırada babam ve abim işteydi. Salonda oturuyordum öylece Taehyung özlemimle televizyon izliyordum. Dersteydi ve sıranın altından benimle yazışıyordu. Dersinden sonra bize gelecekti bu yüzden annem Taehyung için en sevdiği yemekleri yapıyordu. Taehyung'un bu eve girdiği günden beri benden daha çok sevildiği gibi bir gerçek vardı. Bende onu kendimden çok sevdiğim için hiç bir sıkıntı göremedim. Benim tarafımdan sevilmek için yaratılmıştı. Herkes tarafından bu kadar sevilen Taehyung'un kendisini sevmemesi benim için büyük sıkıntıydı. Bana, "Kendimi sevene kadar beni sev." dediği günü unutamıyordum. Bunu dememesini isterdim çünkü onu sevmem için kendisini hiç sevmeyecekti.

Kapı çaldı ve annem keyifle açtı. Herhalde Taehyung geldi sanmıştı. Önce bağırtılar duydum. Hemen telefonu koltuğa bıraktım. Ayağa kalkıp kapıya giderken tokat sesi duymamla adımlarımı hızlandırmaya başladım. Kanım sanki tersine akıyordu. Annemin yanağını tuttuğunu fark ettim. Taehyung'un annesi anneme hesap soruyordu. Kapıya yetiştim ve annemi arkama aldım. Bağırışlar yükselirken Nayeon'un polisle konuştuğunu duyuyordum, adres veriyordu. O sırada kadın, sürekli anneme, "Ne hakla bu kadar yıl oğlumun hayatına girersin siktir olup gitmenizi söylemiştim!" diyerek bağırıyordu. Annemin üstüne yürümesiyle bu sefer sinirlerime dayanamadım ve ben de bir tokat attım. Fiziken daha güçlü olduğumdan yere düştü. Evimizden defolup gitmesini söyledim ama geri ayağa kalkıp yakalarıma tutundu ve aynen şunu söyledi. "Oğlumdan ayrılman için sana çok şans verdim hapislerde çürüteceğim seni." dedi ve polisler gelmeden arabasına binip gitti.

Tüm olay Taehyung ya da benim çocuk doğuramamamdı. Taehyung, annesinin yönelimini bildiğini söylemişti ama meğersem annesi heves etsin geçer diye düşünmüş bunca zaman. Kocasını hapise attığı gibi beni de atacaktı. Kadının derdi şirketin geleceğiydi. Şuanki varis Taehyung'du. Eğer Taehyung benimle olursa varis olmazdı.