"Nasılsınız arkadaşlar?"
Gazel hoca masaya oturmuş ve ayaklarını sallamaya başlamıştı. "Bugünkü dersimiz gene tek düze ve sıkıcı olmasın diye size bir konu vermedim. Hadi biraz kendi hayatımızdan bahsedelim, gündelik Fransızcaya daha çok dahil olalım." Dediğinde gözlerim akşam temizleyip, bakımını yapıp, tekrar koyu yeşile boyadığım tırnaklarımdaydı.
"Aşk hayatı olur, problemleriniz olur, okulla alakalı sorunlar, vs, vs işte bu kadar derinlemesine düşünmeyelim. Şurada otuz kişiyiz, bence mükemmel bir arkadaş grubu oluştururuz." Dediğinde sesindeki heyecan o kadar netti ki, bazen karşımızda hocamız değil de küçük bir çocuk var gibi hissediyordum.
Sevgilisini tek gecelik ilişkiyle aldatan bir çocuk, aynen. "Fransadan geldiği nasıl da belli, tam bir Pollyanna kopyası." Hakan mırıldandığında sırıttım. "Salak Pollyanna Amerikanın." Dediğimde kısa bir he çekmiş ve gülmüştü.
"Hocam sizce ıssız adamlara karşı nasıl önlem almalıyız?" Banu diğer köşeden atladığında kafamı Hakanın omzuna yasladım. "Biraz salaklik var galiba." Diye mırıldandığımda alttan yumruğunu göstermesiyle bende tokuşturmuştum.
Tüm yıl böyle böyle iki salak tek kalmıştık.
"Issız adam? Nasıl yani?" Diye sorduğunda filmi izlemeyen bir ben bir o kalmıştı gerçekten, elin yabancıları bile biliyordu bunu. "Yakınlaşmaktan korkan, duygusal yönden mesafeli ve hatta ayrılık anında çok soğuk davranan erkek yani." Diye açıkladığında Gazel hocanın kaşları şaşkınlıkla kalktı, gülecek gibi olsa da kendini tuttu.
"Biliyor musun tatlım? Sanırım bende yakın zamanda böyle birisine rastladım." Dediğinde doğrulmuş ve istemeden de olsa daha dikkatli dinlemeye başlamıştım. Sevgilisiyle problemli miydi? "Sana şurdan bir çarparım, o doğrulmayı görürsün." Hakan dirseğini kaldırıp, vuracak gibi yaptığında göz devirdim.
"Devirme o gözlerini, sevgilisi olan kadınla ne işin var senin. Bir de hiç aşk acını çekemem, bunlar yarım bir gün evlenmeye kalkar jiletle-"
"E arkadaşlar hani aramızda sohbet döndürmeyecektik? Hakandı değil mi? Yanındakine anlatacağına gel bize anlat biraz da." Gazel hoca tatlı tatlı konuştuğunda uyarırcasına Hakana baktım. "Hocam dünkü maçtan bahsediyorduk." Diye öne atıldığımda çocuklardan birisi arkasına dönüp bize doğru konuştu.
"La dün kimin maçı var?" Diye sorduğunda yanındaki kız ensesine bir tane geçirdi. "Salak gördüm de sen bambaşkasın." Dediğinde sınıfta bir gülürtü duyuldu.
"Evet hocam maçtan bahsediyorduk biz. Bende tam Badeye zaten yapılmış bir maç ve yanlış oynanan iddiaların ardından bu konuyu kapatmasını söylüyordum." Dediğinde Barbie'nin deniz kızı filmindeki o balık gibi baktım ona, köpek alttan alttan bana giydirmeyi de unutmuyordu.
"Kanka harbiden hangi kaç vardı dün?" Aynı çocuk ensesini okşayarak sorduğunda yanındaki kıza döndüm. "Kanka bi tane sağlamından geçirirsen iki yü-" kız lafımın bitmesine izin vermeden bir tane daha geçirdiğinde sırıttım. "Cansın se-"
"Hey! Abartmayın, derste olduğunuzu unutmayın. Enseye yapılan darbeler kişide felce kadar gidebilir, hareketlerinize dikat edin!" Sinirli bir şekilde Fransızca konuştuğunda hepimizin aklında bisikleti çalınan Fransız siyahi arkadaş canlanmıştı bile.
🥐🥐 🥐
"Pardon hocam, para cezbetti beni yoksa asla." Arkadaşının kafasını bastıra bastıra okşamaya başladığında Gazel hoca ayaklanmıştı. "Sizinle de etkinlik yapılmıyor, liseli ergenler gibi şımarın hemen. Siz ikiniz bundan sonra önde oturun, arkada çok dikkatimi dağıtıyorsunuz." Diyerek bizi gösterdiğinde ağzımız beş karış açık kalmıştık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fransız Öpücüğü GxG
FantasyBarda yaşanmaması gereken bir gecenin sabahında, karşımda gördüğüm kadın eski hocamızın yerine gelen kadındı. Karşımda ki kadın; saatlerce vücuduna dokunduğum, en mahrem bölgelerinde ona zevki tattırmak için ellerimi gezdirdiğim kadındı.