8

1.1K 134 32
                                    

"Merhaba..." Sınıfa yorgun bir hâlde giren Gazel hocayla herkes sessizleşmişti. "Kusura bakmayın lütfen, biraz fazla yorgunum ama bunun dersinizi etkilemesine izin vermeyeceğim." Çantasını masaya bıraktı ve gözlerini sınıfta gezdirdi. Kısa bir göz temasından sonra a4 kağıtlarını çıkarttı ve öndeki birisine verip elden ele dağıtılmasını istedi.

"Lütfen dikkatlice kağıtlara bir anınızı yazınız. İsminizi yazın, daha sonra hepsini okuyacak ve sizin ne kadar dil bilgisine sahip olduğunuzu anlayacağım. Betimlemeleri kısa geçmeyin, sizden umutluyum." Dediğinde bir iç çektim ve Hakana döndüm. "Ben yazamıyorum ki ya." Diye mırıldandığımda yardım isteyebileceğimiz birisine bakınmıştı.

Tabii biz iki salak kendimizi herkesten soyutladığımızdan dolayı kimseyle yakın değildik, sınıftakiler zaten yabaniydi. "Aç yandex çeviriyi." Diye mırıldandı. Gazel hoca kendi masasında bir şeyler yaparken telefonuma uzandım. "Bu arada kadın beni hiç sikine takmadı." Yandex'e girdim ve telefonu bacağımın üzerine koyup beklemeye başladım.

"Okulda belli etmek istemiyordur belki." Dediğinde kalemi parmaklarım arasında çevirmeye başlamıştım. "Ben bu kadınla sadece okulda denk geliyorum? Başka nereden işleri yürütecek?" Diye sorduğumda rahattım çünkü herkes kendi arasında konuşuyordu. Muhtemelen bizim gibi dersin son 10 dakikasında siktiri boktan bir anı yazacaklardı.

"O da doğru ne diyeyim bilemedim, Mert olsa kesin bir şey derdi." Yüzü asıldığında sırttım. Mert dün eve geç geldi diye Hakan sıkıntı çıkarmıştı, triplenip benim odamda uyuduğunda bende salonda yatmıştım. Biraz gecikebilirdi, doğal şeylerdi ama Hakan zaten şu "yumuşak" çocuk nedeniyle  bayağı bir gergindi.

"Yağmur dün yorum atmış postuma." Dediğimde boş boş durmaha son verip, a4ün kenarına göz çizmeye başladım. "O da amüna koyayım bir geliyor, bir gidiyor. Bu kızın amacı ne yani?" Demiş ve kollarını göğüsünde birleştirip, arkasına yaslanmıştı. "Sence şarkı sözünü üzerine mi alınmış mıdır?" Diye sorduğumda önce neyden bahsettiğimi anlamamış olsa da sonra kaşları havalanmıştı.

"Alınır o. İlgi orospusundan başka bir şey değildi zaten, seni sevmiyor ama gitmiyor da." Dediğinde gözlerimi Gazel hocaya çevirdim. Yağmurdan sonra bir çekim hissettiğim ilk kadındı, bu kadar hızlı kabullendiğim ilk kadındı.

Yağmur hetero olmasına rağmen benimle yakınlaşmaktan çekinmemişti, ki bende o zamanlar hetero olduğumu düşünüyordum. Onu çok suçlamasam da Mertin ve Hakanın ona duyduğu sinir hatsafhadaydı. Her sevgilisi olduğunda gider, ayrıldığında geri gelirdi.

Gazel hocayı tanımıyordum, onunlayken işler o kadar hızlı ilerlemişti ki. Adını bile bilmeden onunla yatmıştım, hadsizcd vücudunda birçok iz bırakmıştım. O geceye dair net bir anım olmamasına rağmen hatırladığım tek şey sesi kısılana kadar inleyen, gözlerini doğru düzgün açamayan ifadesiydi.

Onun ilki miydim bilmiyordum ama o kesinlikle benim ilkimdi. Neyi nasıl yapmam gerektiğini bilmiyordum, daha öncesinde de hiç lezbiyen porno izlememiştim. Yani kötü olduğumu sanmıyorum ama unutulmaz değildim muhtemelen, hiçbir doğru noktayı bilmeden ona mükemmel zevki tattırmam imkansızdı.

Üstelik tırnaklarımda uzundu, canı yanmış mıydı? Parmaklarımı kullandım mı ki ben? Ah salak kafam nasıl olur da en önemli anları hatırlamazsın? "Kanka biraz daha öyle bakmaya devam edersen kadın artık kırmızı olacak." Hakanın konuşmasıyla kendi dünyamdan sıyrıldığımda bunca zamandır gözümü kırpmadan Gazel hocaya baktığımın farkında değildim.

Topladığı saçlarından dolayı belli olan ensesine kadar kızarmış haldeydi, kolları arasına gömdüğü yüzünden gözüken kısım bile kırmızıydı. Mavi gözlerinin hedefiylen hafiften dolu haldeydiler, o kadar mı utanmıştı?

"Dalmışım." Gözleri kağıda indirip kendi bilgimle bir şeyler yazmaya başladım. "Ne yazıyorsun?" Hakan kafasını kağıdıma uzattığında gelen öksürükle yüzümü koluma gömdüm. "Su iç su, şekil olacağım diye ölü olacaksın. Ceket de ceket diye tutturdun, al yakında ceket yerine kefen giydiririz sana." Açılmamış suyunu uzattığında boğazımdaki gıcığı götürmesi niyetiyle yudumladım.

"Sabah ki ilacını içtin mi?" Diye sorduğunda bir yandan elini alnıma koymuştu. "İçtim içtim, sende beni iyice çıtkırıldım yaptın." Elini ittirip çenemi avucuma yasladım. "Fransızca ile nasıl tanıştığımı ve nasıl bu bölümü seçtiğimi yazarım. Başka bir anım yok üç tane ablam varken yaşadığım tek aksiyonum kıyafetlerini çalıp kombinlemem." Dediğimde sırıtmıştı.

"Ne yazacaksın lan? Fransızca lezbiyen filmi gördüm ondan sonra çok hoşuma gitti bende kendi filmimi çekerim diye bu bölümü seçtim mi diyeceksin?" Dediğinde göz devirdim. "Sizin yüzünüzden göz devire devire şu şekil kalacağım." Diye söylendim. Çocukken çok mızıkçıydım ve ortada sıçanda asla topun bana değdiğini kabul etmemek için gıcık olma özelliklerinin hepsini öğrenmiştim. Bazıları alışkanlık kaldığından hâlâ göz deviriyordum.

"Şey yaz boynumu kıtlatmak için kafamı savunuyordum bu yüzden park halindeki arabanın aynasını kafamla kırdım." Kendi dediğine sessiz sessi gülme krizi geçirdiğinde ona sen iflah olmazsın der gibi bakındım. Tik olmuştu ve bu sebeple durmadan kafamı savuruyordum.

"Son beş dakikanız, daha sonra kağıtları alıp sizi yolcu edeceğim." Gazel hocanın sesini yükselterek konuşmasıyla tekrar ona döndüm. O ise hiç bu tarafa bakmadan telefonunu almış ve hararetli hararetli yazmaya başlamıştı. "Ben bu yüzden mi sabahın 10'unda kalkıp hazırlandım?" Ön çarprazımızdan gelen sesle kafamı gene gruplardan birisine çevirdim.

"Bu geçen dönem Afra hoca çok ders işliyor diye problem yaratan değil mi amına koyayım?" Parmaklarım sigarasızlıktan kaşınırken gözlerimi kızda gezdirdim. "Amk çok dediği de 2.30 saatti." Hakan kağıdıyla ilgilenmeye başladığında hâlâ söylenip duran kızdan gözlerimi çekememiştim.

12.30 dersine 10da hazırlanması kadar normal bir şey yoktu, hadi hızlı hazırlanan birisi desek gene mantıksızdı. Sözde bunca hazırlığa rağmen gene bok gibi gözüküyordu, ibnelikse ibnelikti. O kadının kulağına giderse zorbalığın alasını yapardım ona. Geçen sene Afra hocaya da böyle çıkışmış, baya baya olay yaratmıştı kahpe.

"Dön önüne, yaz şunu da teslim edip gidelim. Yağmur başlar gene baksana havaya, aldın mı şemsiye?" Diye sorduğunda gülmüş ve sabır çekmiştim. "Kıl oldum amına kodumun kızına ya." Desemde o inatla kağıdı göstermişti. Derslerin nasıl işleyeceğini bize anlatmıştı Gazel hoca, sizi sıkmadan Fransıca ile içiçe yapmak istiyorum diyordu. Henüz yeni olmasına rağmen bize ayak uydurmaya çalışıyordu, bu sebeple herkesi alttan alıyordu.

Yademin hoca olsa çoktan ağzımıza sıçardı. Kurallara boğar tamam hadi yazın derdi, o kadar boğucuydu ki. Öpüp başımızın üstüne koymalıydım Gazel hocayı.

Hızla yazdığım kağıdı Hakana uzattım ve onunkisiyle birlikte öndeki kıza vermesini izledim. "Lütfen bu akşam herkes maillerini kontrol etsin, çarşamba gününkü konuşma dersimizde ne yapacağımızın programını paylaşacağım. Listeden konuları bulabilirsiniz, bu sefer sizin istediğiniz yönde. Bazı arkadaşlarla geçen derste problem yaşamıştık, bu sefer daha rahat olabilirsiniz." Kağıtları bir dosyaya koyup, çantasına aldı.

"Eve dikkatli gidin, hava kötüleşiyor." Dediğinde içim yumuşacık olmuştu, çok nazik bir kadındı ve bunu yansıtmaktan çekinmiyordu.

"Sonraki adıma geçelim, Mertonun dahiyane fikirlerine ihtiyacımız var." Çantamı Hakana uzatıp, kabanımı aldım. Topuklu botlarım üzerinde yürürken anlık gelen özgüvenle Gazel hocaya dönüp bakındım. Gözlerinin bende olması içimi tuhaf yaparken gülmüş ve ufak bir baş selamı vermiştim. Kabanı kollarımdan geçirip, saçlarımı da çıkardığımda Hakan sırtımdan hafifçe ittirmişti.

"Salak mısın sen? Netflix dizisinde mi sandın kendini ne o slowmotiondaymış gibi hareketler?" Dediğinde çantamı sinirle elinden aldım. "Köpek misin sen ya?" Diye isyan ettiğimde sırıtmış ve kolunu omzuma atmıştı. "İyisin iyiii." Dediğinde sırıtmıştım.

Onun gözünde de iyiysem sorun yoktu, ilk defa birisini tavlamak istiyordum çünkü.

Fransız Öpücüğü GxGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin