-8-

49 12 6
                                    



"Sen nerden duydun?" Demişti Hoseok yerden destek alıp kalkarken. "Ülkede benden başka uğraşacağın kimse yok mu ya? Kimse suç filan işlemiyor mu? 7/24 sadece beni mi takip ediyorsun?"

"Eğlence ve kaos dolu hayatın beni eğlendiriyor diyelim. Ama akıllı biri olduğunu düşünmüştüm Hoseok. Başın yeteri kadar beladayken yolun ortasında adamın birine saldıracağını tahmin bile edemezdim."

"Saldırmadım!" Demişti öfkeyle. "İlk o başlattı."

"Suçu devam ettirmek de bir suçtur biliyorsun değil mi?" Duvara yaslandığında kollarını önünde bağlamıştı. "Babanın haberi var mı?"

"Yok." Dediğinde gözlerini etrafta gezdirdi. "Duyarsa beni öldürür. Cidden öldürür bu arada ama merak etme bunu o kadar açık bir şekilde yapar ki kariyerin boyunca kapatacağın en hızlı davan olur." Hoseok kendi kendine güldüğünde Yoongi kıpırtısız bir şekilde izliyordu onu.

"Öldürmek sizin ailede bir gelenek filan mı?"

"Bir şeyin gelenek olması için birkaç nesil boyunca devam etmesi lazım savcım oturup sosyoloji mi konuşalım istiyorsunuz?" Dudaklarındaki gülüşü yakaladığında ayakta dikilmekten yorulup sandalyeye oturmuştu. "Burada belim tutuldu." Demişti sessizce. "Hiç konforlu değil."

"Kusura bakmazsın artık bu seferlik böyle oldu bir dahaki sefere beş yıldızlı otelde ağırlarız seni." Dalga geçtiğini bilmesine rağmen Hoseok güldü ve ellerini arkasına yasladı. "Bu kadar hızlı şekilde nasıl haberin olur? Cidden beni mi takip ettiriyorsun?"

"Davan elimde Hoseok attığın her adımdan haberim var benim."

"Sevgilini bile benim kadar merak etmiyorsundur hayatındaki önceliklerin gerçekten çok tuhaf."

"Sevgilim değil nişanlım."

"Her neyse işte." Bakışlarımı gergin bir şekilde etrafında gezdirdi. Başını arkasındaki soğuk duvara yasladı ve gözlerini kıstı. "Eee ne zaman çıkarıyorsun beni buradan?"

"Umurumda değilsin." Demişti Yoongi başını yana eğerken. "Ne halin varsa gör. İşime gelir hatta biliyor musun? Burada en azından nerede olduğundan haberim var."

"Cidden çok kötüsün." Hoseok kollarını önünde birleştirip dudaklarını birbirine bastırmıştı. "Onca yaşadığımız şeyden sonra gönlün razı gelecek mi burada kalmama?"

"Evet."

"Geceleri rahat uyuyacak mısın?"

"Mışıl mışıl hemde." Ayağa kalktı ve ona yaklaştı. "Lütfen." Demişti parmaklarını önündeki soğuk demirlerin üzerinde gezdirirken. "Benim için bu iyiliği yapamaz mısın? Böyle saçma bir sebepten burada kalmak ve babamla tartışmak istemiyorum."

"Cezan neyse oturup çek umurumda değilsin."

"Ya terör örgütü üyesiymişim gibi davranmayı bırakır mısın? Şimdi bile dışarıda kim bilir kaç kişi birbiriyle kavga ediyordur. Burada kalmam adil değil."

"Avukatını çağır o zaman." Dedi Yoongi omuz silkerek. "Dünyanın en büyük medya ve eğlence şirketinin varisi değil misin? Baban senin için bir avukat gönderemiyor mu?"

Hoseok yaklaştı ve "Ben senin beni kurtarmanı istiyorum." Diyerek mırıldandı. Elini koluna uzattığında parmaklarının altındaki bedeninin gerildiğini hissetmişti. Yoongi kolundaki eline kısa bir göz attı ve sertçe itti. "Bir daha bana dokunursan buradan çıkmak senin için hayal olur."

"Bence buna değer." Demişti umursamazca omuz silkerken. Alnını soğuk demirlere yasladığında gözlerini yummuştu. "Karnım ağrıyor." Diyerek fısıldadığında gözlerini aralamıştı. "Lütfen çıkart beni buradan."

Succession | SopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin