-24-

55 14 24
                                    

Sitenin girişine girdiğinde aniden bir motorla burun buruna geldi. Şöförüne baktı Yoongi. Hoseok kafasını eğip ona göz kırparken 3 haftanın sonunda onu ilk defa görmenin verdiği heyecanla iç çekti ve geçmesi için izin vermesini bekledi ancak Hoseok bunu yapmadı.

Yoongi en sonunda pes etti ve arabayı geri vitese takarak geçmesine müsaade etti. Bariyerlerin açılmasıyla hemen arkasından o da girdiğinde arabayı durdurup indi Yoongi, Hoseok elinde sigarasıyla motoruna yaslanmıştı.

"Gözükmüyorsun ortalarda."

"Birileri beni mi özlemiş?" Sırıttı.

"Ya ne demezsin." Arabanın kapısını kapattı Yoongi. En azından son konuşmalarından sonra öfkesinin dinmiş olduğunu görmek onu rahatlatmıştı. "Yine bir işler çeviriyorsun herhalde."

"Yoo. Her zamanki halimdeyim."

"Hmm. İyi bari. Bende kafamı dinlemiş oldum."

Güldü Hoseok. "Sanırım cidden beni özlemişsin."

"Özlemedim. Sessizlik ne kadar iyi geldi anlatamam hatta."

"Sen öyle diyorsan." Ayakkabısının ucuyla söndürdü sigarasını. "Geleyim mi sana?" Dediğinde duraksadı Yoongi.

Hoseok ilk defa sormuştu. Hoseok normalde sormazdı, direkt gelirdi. Bir süre sessiz kaldığında "İşim var." Dedi umursamaz bir tavırla.

Hoseok omuz silkti. "Keyfin bilir."

"Ne bu naziklik? Normalde çat kapı gelirdin?"

"Evet. Ve sende bundan şikayet ederdin?"

"Lafımı mı dinler oldun?"

"Öyle. Artık sen ne dersen o. Gelmemi istemiyorsan gelmem bende."

"Hayret. Hangi dağda kurt öldü?"

"Yoksa gelmemi mi istiyorsun?"

"Öyle bir şey demedim."

"Demediysen tamamdır."

Yoongi ona baktı. Bir tuhaflık vardı.

"İyi günler savcım." Dedi Hoseok eve girmeden önce gülümserken.

Gece sessizdi. Gözleri saate kaydı. Gerçekten gelmeyecek miydi? Bir an gelmemesini söylediği için pişman olmuştu. İç çekti. Hoseok genelde bu saatlerde yanında olur ve konuşurdu. Durmadan konuşurdu. Havadan bahsederdi, siyasetten bahsederdi, borsadan bahsederdi, sevdiği sanatçıların son çıkan şarkılarını açar dinlerdi, sonra kendisine dinletirdi, mutfağa gider kahve yapmaya çalışır ve her seferinde makineden taşırırdı. Ardından gülerek temizleyeceğini söyler ve bu sefer kendi üstünü batırırdı. Odasına gider kendi kıyafetlerinden birini üzerine geçirirdi, sürekli şortla gezdiğinde Yoongi evi her daim sıcak tutuyordu.

Yemek yerken yanına sokulur, başını dizlerine yatırırdı. Siyaset programlarını sevmezdi. Ancak onun yanındayken sessizce izler ve ellerini ara sıra onun avuçlarında gezdirirdi. Ardından sıkılır ve konudan oldukça uzak bir şakayla ortamdaki sessizliği dağıtırdı, gülerken aniden eğilip öperdi onu, Yoongi bu hareketlerine alışmıştı. Kucağına çıkmayı severdi. Ensesindeki saç tellerine dokunmayı ve dudakları dudaklarının üzerindeyken saçma meseleler hakkında konuşmayı. Bir keresinde eğer aniden bir kediye dönüşseydi onu evine alıp almayacağını sormuştu. Yoongi cevap vermemişti.

Bazı anlar telefonla kendisini arar ve dünyanın en basit konusunu en büyük meselesiymiş gibi anlatır tuhaf sorular sorardı. Kahve bulunmadan önce insanlar kahverengine ne diyordu? Dondurma ilk kez kimin aklına geldi? Dünya yalnızca bir ülke tarafından yönetiliyor olsaydı hangisi olurdu? Yoongi belli etmesede bu halleriyle eğlenirdi. Onu başından savmaya çalışma halleri aslında içten içe onu yakında tutmayı gizliyordu.

Succession | SopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin