Succession | Sope

-14-

"Hoseok nerdesin?"

Telefonu kulağına dayadığında üzerindeki bornozun kuşağını düğümledi. Hemen ardından güldü hafifçe.

"Şu an banyodayım ve çıplağım."

Sessizlik oldu. "Detay istememiştim." Dediğinde Hoseok arkasındaki nemli duvara yaslanarak kaşlarını kaldırmıştı hafifçe. "Detaylara zaten hakimsin bence."

"Konuyu saptırma bugün adliyeye gelip imza vermen gerekiyor."

"Evet biliyorum imza, adliye, bla bla bla. Her neyse. Daha eğlenceli şeyler konuşalım."

"İşim var kapatmam gerek."

"Senin hep işin var zaten savcım. Ama eminim günün çok sıkıcıdır mesela. İstersen nude atabilirim. Sadece eğlenmen için yanlış anlama sakın."

"O ne?"

"Ah.." Telefonun diğer ucunda yüzünü eğdi Hoseok. "Aramızdaki yaş farkının anlaşıldığı dakikalardayız."

"Ne diyorsun Hoseok anlamıyorum işim var kapatmam gerek."

"Sana fotoğraf atacağım."

"Hayır istemiyorum fotoğraf filan. Kendine gel."

"Biraz bekler misin?" Telefonuyla aletini çektiğinde gülümsemişti. O esnada babasından gelen mesaj bildirimini kenara itip kaydırdığında ona daha sonra bakmaya karar verdi.  "Ve işte geliyor. Daha sonra teşekkür edersin."

Gönder tuşuna basınca kıkırdamıştı. "Hoseok bu yaptığın tacize giriyor biliyorsun değil mi sana dava açabilirim hatta açmam gerekir biraz akıllansan hiç fena olmaz."

"Fotoğrafa baktıktan sonra fikrinin değişeceğinden eminim."

"Bakmayacağım fotoğrafa filan."

"Attım o kadar baksana."

"Hoseok kafayı mı yedin ayrıca bir şey gelmedi bana umarım blöf yapıyorsundur."

Durdu. "Ne demek gelmedi?" Dediğinde yeniden kontrol etmiş ve gözlerini ekranda gezdirmişti. Ardından duraksadı. "Sikeyim." Dedi bağırarak. "Babama atmışım fotoğrafı!"

"Ne?"

"İnanmıyorum, sıçtım resmen."

Telefonun diğer ucundan bir kahkaha koptu.

"Kafasız çocuk seni. Cidden yaptın mı bunu?"

"Telefon şu an elindeyse ve eğer gördüyse tüm ülke bizim aile kaosundan kurtulacak çünkü babam beni öldürecek sen de bir Jung'u demir parmaklıklar ardına atma zevkini kaçırmayıp onu hapse atacaksın ve şirketin başına da amcam geçecek. Kabus resmen."

Ne kadar uğraşsa da silemiyordu fotoğrafı. "Sekreterini ara." Dedi Yoongi gülerek. "Telefon ondaysa baban görmeden silsin. Aksi takdirde artık insanlar salak olduğunu düşünmeden önce babasına dick pic atan seni getirecek aklına."

Gözlerini devirdi. "Vayy. Dick pic filan. Benimle bir gece geçirince gençleşmişsin resmen."

"Ya ne demezsin."

"İstersen yanına gelebilirim."

"İstemiyorum Hoseok. Tanrı aşkına ne konuştuk biz? Tek bir geceydi oldu bitti. Bahsedip durma."

"Niye kızıyorsun anlamıyorum. Burada sen benden daha kazançlı çıkıyorsun."

"Ne kazancı tam olarak?"

"Ne demek ne kazancı? Götümü sikiy-"

"Hoseok!" Kıkırdayınca "Tamam tamam" demişti gülerek. "Kızma. Bir daha olmaz diyorsan olmaz. Hem biraz da kendi yaşıtlarımla takılmam gerekiyor. Özüme dönmem lazım."