-11-

56 12 4
                                    

(10'uncu bölümün bildirimi gelmemiş olabilir okumadan önce lütfen kontrol edin😭)




"Günaydın savcım!" Yoongi başını çevirdiğinde kendisiyle eş vakitte evden çıkan Hoseoku görünce adımlarını yavaşlatmıştı. Bazen bunu bilerek yapıp yapmadığını merak ediyordu. Gözlerini çevirip "Günaydın." Dediğinde Hoseok aniden durmuş ve gözlerini kısmıştı. Bakışları etrafına döndüğünde bir ara dönüp şaşkınlıkla arkasına dahi bakmıştı. "Bana mı günaydın dediniz?"

Yoongi gözlerini devirdiğinde arabasını açıp tabletini içine attı. "Senden başkası mı var şu an burada kime söyleyebilirim?"

"Vay be hangi dağda kurt öldü?" Hoseok gülerek yaklaştığında kapının açılıp Mia'nın çıkmasıyla olduğunu yerde durmuştu. "Şimdi anladım neden günaydın dediğimde bana cevap verecek kadar neşeli olduğunu. Gecen güzel geçmiş anlaşılan." Yoongi Hoseokun yaptığı imayla sessiz kaldığında cevap vermek için uğraşmamıştı bile. Ancak bunu söylerken Hoseok'un yüzünde tanıdık olan gülüşten eser yoktu. "Selam Hoseok." Mia gülümseyerek ona el salladığında Hoseok başını eğip gülümsemişti. "Selam." Demişti gülüşü daha da büyürken. "Sen ne zaman gelsen Yoongi daha katlanılabilir oluyor biliyor musun? Her ne yapıyorsan ona iyi geliyor olmalı." Mia gülerek kaşlarını kaldırdığında "Öyle mi?" Demişti şaşırarak. "Bunu bilmiyordum."

Yoongi gözlerini Hoseoka çevirdiğinde Mia'nın dün gece ne demek istediğini daha iyi anlamıştı. Yukarı kıvrılan dudaklarının arkasında güzelce saklanılmış o gizli öfkeyi yakaladığında göz bebeklerinin titrediğini hissetmişti. "Haberleri gördün mü?" Yoonginin sorusuyla Hoseok gözlerini ona çevirdi. "Gördüm." Demişti sessizce. "Artık peşime favori polisini takamayacağın için mutsuz olmalısın."

"Favori polisin kim?" Diye sormuştu Mia şaşırarak. Hoseok güldü. "Şu Taehyung mu ne."

Mia güldüğünde "Anladım." Demişti başını sallayarak. "Sende artık rahat bir nefes alabilirsin Hoseok, nasıl olsa dava ertelendi."

"Benim nefesim hep rahattı asıl peşimde koşanlar rahatlamaya baksın, benden daha çok yoruldular."

"En azından suçsuz bulunmana sevindim."

"Teşekkürler Mia, seni sevmemin bir sebebi olduğunu biliyordum." Genç kız güldüğünde Yoongi daha fazla oyalanmak istemeyerek arabasına bindiğinde Mia da Hoseoka el sallayarak ayrılmıştı yanından.

"Onunla bu kadar samimi olma." Yoonginin sesiyle Mia ona döndüğünde kaşlarını kaldırdı. "Samimi değilim." Demişti hayretle. "Sen nasılsan ben de öyleyim işte."

"Öyle de olma." Başını çevirip ona bakmıştı. "Eğer mümkünse Hoseokla hiçbir şekilde konuşmanı istemiyorum."

"Delirdin mi Yoongi küçücük çocuktan mı kıskanıyorsun beni? Üstelik Hoseokun yönelimini bilmene rağmen."

"Konu kıskançlık değil." Mırıldandığında Mia kollarını göğsünde birleştirmişti. "Konu tam olarak o. Ayrıca Hoseoku hayatımıza sokan sendin unuttun mu?"

"Davasına bakıyordum Mia!"

"Evet ve o dava için aklını kaybetmek üzereydin! Sonuç ne peki? Sıfır. Yoongi özür dilerim ama öyle bir ailenin çocuğunu gerçekten kolundan tutup hapse attırabileceğini mi düşündün? Hem de elinde hiçbir kanıt yokken!"

"Benim yaptığım işi sorgulamak sana kalmadı." Yoongi homurdandığında Mia gözlerini kırpıştırıp alt dudağını ısırmıştı. "O aptal dava yüzünden aylardır yüzünü bile görmüyorum doğru dürüst. Seni gördüğüm tek yer adliyede önüne dosya koyduğum zaman! Ya iki aydır bir kez olsun benim nasıl olduğumu bile sormadın sen! Varsa yoksa Hoseok ve hoseokun hayatı! Farkında değil misin Yoongi biz kendi hayatımızı bıraktık Hoseokun peşine takıldık o ne yaşarsa onu yaşamaya başladık."

Succession | SopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin