-13-

67 12 4
                                    



Yoongi çıplak bedeniyle yataktan çıkarken yüz üstü uzanmış baygın bakışlarla onu izliyordu Hoseok. Gözleri komidinin üzerindeki yüzüğüne takıldığında alayla bakmıştı o tarafa. Doğruldu ve yerdeki tişörtünü üzerine geçirdi. Oturur pozisyona geldiğinde iç çamaşırını eline almıştı. "Ne yapıyorsun?" Diye sorduğunda "Sence?" Diyerek güldü. "Gidiyorum."

"Otur oturduğun yerde." Dedi Yoongi dolaptan üzerinde etiketleri duran iç çamaşırları yatağın üzerine fırlatırken. "Bu saatte gidemezsin. Birileri fark edebilir."

"Herkes uyuyordur. Kim fark edecek?"

"Duşu kullanabilirsin. Sağda. Ve hayır gitmiyorsun Askerler 7/24 nöbette. Gecenin bir yarısı seni evden çıkarken görmesinler." Sesi kesin ve netti. Hoseok gözlerini devirdi ve kendisine uzattığı uzun beyaz tişört ile iç çamaşırı eline aldı, duşa girmeye karar vermişti aniden.

Çıktığında saçları hafif nemliydi. Üzerindeki tişörtün altına iç çamaşırı haricinde bir şey giymemişti. Odaya girdiğinde temiz çarşafların serildiğini görmüştü, kendisini yorgunlukla yatağa bıraktığında bir kez daha gözleri yüzüğe kaydı. Uzandı ve eline aldı, iki parmağı arasında tutarken içindeki baş harflerini gördü, yüzünü buruşturdu. "İğrenç." Dediğinde eski yerine bıraktı yüzüğü, sinirlenmişti aniden.

"Aç mısın?" Üzerinde yalnızca iç çamaşırıyla odaya girdiğinde onun da duş aldığını fark etti Hoseok, yüz üstü uzandı ve bacaklarını hafifçe sallamaya başladı. Bu hareketiyle üzerindeki tişört yukarı kaymış, kalçaları ortaya çıkmıştı. Kaşlarını kaldırdığında "Bu saatte yemek mi yicez?" Diye sordu şaşırarak.

"Ne varmış saatte?"

"Gece dört."

"Olabilir. Pizza sever misin?"

"Severim." Gözleri iç çamaşırından belli olan şişliğe kaydığında gülümsemişti Hoseok. "Çok severim." Diyerek mırıldandığında Yoongi telefonda birkaç numara tuşlayarak 2 kutu pizza istemiş ve altına bir şeyler geçirmişti. Dudaklarını büzdü o an Hoseok. "Boynum morarmış." Dediğinde elini şişliğe götürdü ve güldü. Yoongi eğilip baktı. "Üzgünüm." Dedi bir eliyle hafifçe dokunurken. "Acıyor mu?"

"Öpersen geçer."

"Çocuk gibisin."

"İlgileniyormuş gibi davranma o zaman."

İç çekti Yoongi. Öpmek için uzandığında başını eğdi Hoseok, "Dudaklarım da acıyor." Dediğinde gülmüştü Yoongi.

"Onu ben yapmadım."

"İyi. Yarın yapan kişiye giderim o zaman."

Kaşlarının çatıldığını görünce merakla beklemişti vereceği tepkiyi. "Öyle yaparsın." Deyince de gözlerini devirdi. Ardından uzanıp dudaklarına küçük bir öpücük bıraktı.

"Senin kadar güzel öpeceğini sanmıyorum ama denerim şansımı."

Yatağa oturunca Hoseok bu sefer bir kedi gibi ona sırnaşmış ve başını kucağına bırakmıştı. "Benden niye sürekli kaçtığını anlayamıyorum." diyerek mırıldanmıştı. Yoongi gözlerini kıstı ve düşünür gibi yaptı.

"Hmm bir düşünelim bakalım. Nişanlıyım, şu an birini aldatmış olmanın vicdan azabını yaşıyorum, üstelik davasına baktığım kişiyi yatağa attım ve kendisi şu an bir kedi gibi bana sırnaşıyor ve maalesef biraz tatlı olduğundan onu itemiyorum bile."

Gülümsedi Hoseok. "Demek tatlıyım." Dediğinde Yoongi istemsizce ellerini saçlarında gezdirmişti. "Şaka gibisin Hoseok. Cidden. Şu hayatta ciddiye aldığın bir şey var mı merak ediyorum. Benim bile aklımı çelmeyi başardın. Baban seni her gün şirketten kovmakta çok haklı."

Succession | SopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin