-34-

58 10 40
                                    

(Özellikle bu bölüme lütfen yorum yapın fikirlerinize çok fazla ihtiyacım var🙏🏻)













Gözleri televizyonun üzerindeydi. Kalkıp masanın arkasında durduğunda öne doğru eğilip ellerini sert zemine yasladı ve muhabirin söylediklerini dinledi.

"3 gün önce sabah saatlerinde bir ormanlık alanda bulunan cansız bedenin Park Jimine ait olduğu bu sabahki adli tıp raporuyla kesinleşti."

"Yoongi?"

Taehyung içeri girdiğinde onun da gözleri televizyona dönmüştü, yorgun bir iç çekmişti.

"Basına bu kadar erken düşmesini beklemiyordum."

"Adamlarını iyice korkut birileri muhabirlerle fazla yakın görünüyor."

"Konumuz şu an-"

"Benim bile dakikalar önce öğrendiğim bilgi nasıl kanala son dakika haberi olarak veriliyor?" Aniden bağırdığında önündeki adli tıp raporunu öfkeyle fırlatmıştı. "Sikeyim." Demişti fısıldayarak. "Sikeyim bizim o çocuğu canlı bulmamız gerekirdi!"

Ayağa kalktığında kalkıp pencereleri açmıştı, nefes alamıyordu. Başını eğdi, soğuk rüzgar yüzüne çarpıyordu.

"Yoongi er ya da geç zaten düşecekti şu an bununla ilgilenmenin zamanı değil." Gözlerini yumduğunda parmak boğumlarını sıktı. "Her yerden telefonlar gelip duruyor dava yeniden yürürlüğe girdi şu etraftaki telaşı görmüyor musun cidden? Herkesin gözü sende bir şey yapman lazım."

"Masamın üzerindeki dosyayı al ve mahkemeye gönder olay hakkında yayın yasağı getiriyorum. Benim davam sikik televizyon kanallarında ya da sosyal medyada dolanamaz." Geri çekildiğinde ifadesi sertti.

"Başka?"

"Jungkook ve Namjoonu buraya getirin sorgularına bizzat kendim gireceğim, gerçi bir bok çıkacağını sanmıyorum ama." Duraksadığında ona dönmüştü. "Cesedin bulunduğu yol üzerindeki kamera kayıtlarının tamamı ulaştı mı bize?"

"Henüz değil. Yaklaşık haftalar öncesine kadar olan tüm kayıtlar incelendiği için henüz bir şey çıkmadı."

Başını salladığında yeniden çalan telefonuyla homurdanmış ve telesekrete bağlamıştı. "Şu an kimseyle uğraşamam."

"Hoseok ne olacak?" Sorusuyla duraksadığında gözleri ona dönmüştü.

"Onun hakkında da tıpkı Namjoon ve Jungkook gibi arama kararı çıkaracak mısın?"

"Arama kararı filan yok Hoseoku ben bizzat kendim getireceğim."

Ayağa kalktığında telefonunu çıkarıp odasından ayrıldı. Numarasını tuşlarken karşılaşacağı tepkiden korkuyordu, üstelik ne durumda olduğunu da merak ediyordu. Evinde tutuştukları büyük kavgalarından beridir onu görmemişti ama olaydan habersiz olması imkansızdı. Şu an herkesin aynı şeyi konuştuğundan emindi.

"Hoseok?" Cevap vermemişti. İç çektiğinde sessiz bir alana geçip alnını soğuk duvara yasladı Yoongi, "Konuş benimle." Demişti fısıldayarak. Bir süre beklediğinde bir hıçkırık sesi duydu telefonun diğer ucundan. Hemen ardından kısık ve parçalanmış bir ses. Seslice ağladığını duyarken karşı tarafın sessizliğini ve düzensiz nefeslerini dinliyordu.

"Nerde olduğunu söyle gelip seni alacağım."

Ancak konuşamıyordu.

"Hoseok nefes al ve sakinleş olur mu? Nerdesin söyle bana." Cevap veremeyeceğini anladığında gözlerini yumup etrafına çaresizce bakınmış ve telefonu kapatarak Taehyunga telefon sinyalinin yerini kendisine mesaj atmasını istemişti.

Succession | SopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin