Sesli bir şekilde elimi masanın üzerine çarptım. "Jisung!"
Elindeki kola bardağını ürkerek döken Jisung hayretle bana baktı. "Ne oluyor?" Hızla üzerine doğru dökülen kolayı düzeltip masasının üzerine koydu. Üzerini silmeye başladı.
Geriye çekilip kollarımı göğüs hizamda birleştirdim. "İşin yoksa şu yarışmaların olduğu yere gidelim diyecektim."
Kaşlarını çatıp düşünmeye başladı. "Sen ciddi misin? Bugün çok çalıştığını hatırlıyorum, yorgun değil misi-"
"Sorun değil. Hem atmam gereken bir enerjim var. Şu yarışmacıya karşı cidden öfkeliyim, ona gününü göstermem gerek bir an önce."
Üzerini silerken kafasını aşağı yukarı salladı. Yüzünde endişeyi gördüm. "Evet, fark ediliyor. Daha bir hafta olmadı oraya gideli."
"Her neyse," Dedim. Ellerimi ceplerime yerleştirdim. "Gidiyor muyuz, gitmiyor muyuz?"
"Gidelim.. Ne diyeyim?"
"O halde, on dakikaya hazır olur musun?"
"Eğer yemeğimi arabanda yememe izin verirsen şimdi gidebiliriz."
O gülümserken kafamı iki yana salladım. "Pekala, ilk değil nasıl olsa."
Arkamı döndüm ve ofisinden çıkıp şirketin asansörlerine doğru ilerlemeye başladım. Jisung da elindeki yemek paketi ile arkamdan geliyordu. Biz neredeyse asansörlere ulaşmışken karımın buraya doğru geldiğini fark ettim.
Yanımda durduğunda Jisung benim ona nasıl baktığını fark etmişti. Kafamda soru işaretleri ile bakıyordum ona. "Şu sıralar Changbin'in eşin ile cidden yakın senin karın," Güldü. "Nedenini ben de bilmiyorum ama onu ara sıra burada görüyorum. Yüksek ihtimalle Changbin'in eşi sayesinde burada oluyor."
"Changbin niye eşini şirkete sokuyor ki?"
"Ne bileyim, sokuyor işte." Onlar yaklaşırken, "Selam verelim," Deyip onlara doğru ilerledi. Yanlarına ulaştığımızda Jisung sanki ikisi de evli değilmiş gibi yüzüne çapkın bir sırıtış yerleştirmişti. "Selam bayanlar."
Hyunjin hemen selam verdi. "Merhaba," Gözleri üzerimdeydi, bana yaklaşıp yanağımı öptü.
Boynuma sardığı kollarını çekip gülümsedim hafifçe, "Merhaba Hyunjin, burada ne işin var bilmek istiyorum."
Bu tepkimi beğenmemişti. Uzaklaştı ama gülümsemesi solmadı, "Yongbok bir haftadır burada çalışıyor ve bana bugün çalıştığı yeri göstermek istemişti. Ben de gelmişken seni görmek istedim, aynı evde yaşıyor olsak bile uzun süre görüşemediğimiz için."
Kaşlarımı çattım, "Alttan bana laf mı soktun?"
"Hayır, laf sokmadım. Yalnızca gerçeği söylüyorum."
Kafamı iki yana salladım. Jisung Yongbok ile konuşuyordu. Hyunjin'e döndüm, "Sana aynı şeyleri söylemeyeceğim yeniden. Bir işimiz var Jisung ile. Ondan sonra eve döneceğim ancak erken gelemeyebilirim. Yani beni bekleme."
Kaşlarını çattı. "Tamam," Benden fazlası ile uzaklaşıp Yongbok'un koluna girdi. "Gidelim.."
Yongbok gülümseyip bize selam verdikten sonra Hyunjin ile ilerlemeye başladı. Kaşlarımı çatarak asansöre bindim ve p tuşuna bastım. Sert bakisimla yalnızca asansör kapısına bakıyordum. "Ben Yongbok'la konuşurken ne oldu?"
"Sorun yok. Boş ver. Şu an terk derdim bir an önce istediğim şeyi başarmak."
Sessiz birkaç saniye sonrasında asansörden indik ve arabama binip yol aldık. Yaklaşık elli dakikalık bir yolculuktan sonra yarışmaların yapıldığı yere ulaşmıştık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
free guy - minmin
FanfictionSeungmin işinden dolayı katıldığı bir araba yarışında kendisine gerçek bir rakip bulur. O rakip ise Seungmin'i yenene kadar yakasından düşmemeye kararlıdır. - minmin - devam ediyor 120824