Görevlerimde gittiğim yerlerde görevlerden bağımsız bir kişinin beni takip ettiğini fark etmiştik şu bir ayın içerisinde. Bu da canımı sıkmaya başlamıştı çünkü artık kendisi ben görevdeyken değil, dışarıda arkadaşımla iken de beni takip ediyordu.
Şu an yeni bir görev için bir müşteri ile kafede buluşmuştum. Aslında bir taksi ile evime gidecektim çünkü arabam şu an bakımdaydı. Ancak takip edildiğini fark edince buraya Minho'yu çağırmıştım.
Geldiğinde kafeyi terk edip arabaya bindim. Ona yakın davranmadım ya da yüzüne gülümsemedim. Çünkü eğer beni takip eden kişi onun benim için çok değerli olduğunu öğrenirse ona musallat olabilirdi. Yolda ilerlerken bana neden gergin olduğumu sordu, "Bir süredir beni biri takip ediyor. Kim olduğu hakkında hiçbir fikrim yok ama.. Bu çok rahatsız edici olmaya başladı."
"Polise gitmeyi düşündün mü?"
"Ben neyim Minho?"
"Niye gerekeni yapmıyorsun o zaman? İlla sana karışması mı gerekiyor? Ayrıca kimmiş bu kişi?"
Durdum bir süre. Yolu seyrediyordum ciddi ve sıkıcı yüz ifademle, "Delilim olmadan gereken dediğin o şeyi yapamam. Ona bir şey yapabilmem için ilk önce onun saldırısına ihtiyacım var."
İç çekti, "Bu korkutucu. Peki söylesene, herhangi bir düşmanın var mı?"
"Hayır, bildiğim kadarı yani. Ama olabilir. Bilemem." Kendimden hiç emin değildim.
Arabayı otobana sürdüğünü fark edince kaşlarımı çattım, "Beni eve bırakmalısın."
"Evine gidersem yerini öğrenmez mi?"
"Haftalardır beni takip ediyor. Elbette öğrendi evimi."
"Neyse, madem öyle benimkini de öğrenir."
"Minho, bunu basit bir şey sanıyorsun sanırım."
Bu sefer sesinden ciddiyetini hissetmiştim. Beni şaşırtmıştı, "Hayır, sanırım cidden ne olduğunu biliyorum."
Hayretle sordum. "Seninle bir alakası mı var?" Cevap vermedi, düşündüğü barizdi. Ancak ben ona bir soru yönelttim yeniden, "Peki ya benimle ne alakası var?"
Bu durum onu çok öfkelendirmiş olmalıydı. Çünkü aniden burnundan solumaya başlamıştı. "Tehdit mesajları yollayan bir arkadaştı. Ona istediğini vermem için seni rahatsız ediyor. Ama şu süreçte sanırım senin de önemli biri olduğunu anladı."
"Anlamadım, neden bahsediyorsun?"
Bir nefes verdi "Eski bir rakip. Kaza yapmasına sebep olmuştum. O yüzden bir kolunu kaybetmişti. O yarınlardan vazgeçmemişti ama kolunu kaybettiği için yarışlarda bir daha hiç kazanan olmamıştı. Yıllar sonra da kayboldu. Ama şu an geri dönmüş. Ve beni tehdit ediyor."
Kaşlarımı çattım. "Kaza yapmasına sebep olmak mı.. Neden böyle bir şey yaptın ki?"
Kafasını iki yana salladı. Sinirliydi, ağzından yanlış bir şey çıkmaması için kendisini tutuyor gibiydi. "Ergendim o zamanlar. Ve çok yakın bir arkadaşımla çıkıyor ve onu üzüyordu." Derin bir nefes verdi. "Piçin teki aslında. İyi oldu ama şu an ondan kurtulamıyorum. Öldürmem gerek sanırım."
"Bunu yapmayacaksın."
Yan gözle baktı bana. "Niyeymiş?"
Ana yola çıktığımızda yavaş yavaş hızını arttırıyordu. Derin bir nefes verdim, "Her gün insan öldürüyormuş gibi konuşma."
"Hak ediyorsa niye yapmayayım?"
"Polise veririz. Boş ver sen. Bana bırak."
Kafasını iki yana salladı. "Bu zamana niye yapmadın peki? Düşündüğün gibi biri değil, psikopat bir piç bu herif."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
free guy - minmin
FanfictionSeungmin işinden dolayı katıldığı bir araba yarışında kendisine gerçek bir rakip bulur. O rakip ise Seungmin'i yenene kadar yakasından düşmemeye kararlıdır. - minmin - devam ediyor 120824