"Zekandan etkileniyorum, Eslem."Bu bölümü Eslem hanım kendisi kendi ağzı ile yazmıştır (BT da Eslem'in emeği bende daha çok yav)
-------------------------------------------------------
Maçı kaybedişimizin üzerinden 3 gün geçmişti ve diğerleri biraz olsun kendilerine gelirken ben hala büyük bir boşlukta hissediyordum kendimi...
O kadar alışmıştım ki heyecanla maç gününü beklemeye, milli takımın yokluğuna nasıl alışacaktım gerçekten bilmiyordum. Bok gibi hissediyordum. Uzun lafın kısası, son bir kaç gündür moralim bozuktu işte.
Morali bana en yakın olan kişi Nisa'ydı ama o da "Canları sağolsun" diye teselli ediyordu kendisini. UEFA'ya sinirliydi fakat konusu geçtiğinde sövmeye başladığım için bu mevzuyu açmamayı tercih ediyordu. Diğerleri de aynı şekilde dile getirmekten kaçınıyorlardı bu konuyu. Bu yüzden son üç gündür olduğu gibi yine derin bir sessizlik vardı salonda... Herkes birbirine bakıyordu ama hiç kimse konuşmuyordu.
Taa ki İnci koltuktan düşüp de güzellik uykusundan uyanana kadar...
Ya da kış uykusu işte, adına ne derseniz! Bu salak gece gündüz demeden sürekli uyuyordu.
Onun yere düşmesiyle birlikte Kübra ve Azra anırarak gülmeye başladıklarında İnci ağır ağır araladı gözlerini. Sanki düştüğü için değil de, kızlar ses yaptığı için uyanmıştı. Kaşlarını çatıp homurdanmaya başladığında Azra ve Kübra telaşla gülüşlerini bastırdılar.
İnci'nin kalkmasına yardım etmek için uzanan ise Betül'dü tabii ki..
İnci ayağa kalktığında Betül'e ufak bir teşekkür mırıldanıp sonrasında hala çatık duran kaşlarıyla bize döndü. "Hani qardaştık?!" diye isyan etmeye başladığında sitem ettiği şey neydi pek çözemedim açıkçası. Düşmesine gülünmesine mi, yoksa uykusunun bölünmesine mi sinir olmuştu bilinmez ama kızlar onun bu sözlerine tekrar gülmeye başlayınca kafasını iki yana sallayıp yeniden yerine oturdu İnci.
Ardından bakışları beni buldu ve "Sen niye gülmüyorsun??" dedi hafif bir merakla. Normalde ota boka güldüğüm ve gevşeğin teki olduğum için bu soruya şaşırmamıştım.
Ama cevap vermedim. Omuz silkmekle yetindim yalnızca. Benim bu tavrım kızların yeniden sessizleşmesine sebep olmuştu...
Ama bu sessizlikten gına gelmişti hepsine, farkındaydım. Nihayetinde bunu bozmaya karar veren ise yine ve yine Betül oldu. Onun kalbi biraz fazla ponçik, fazla yumuşaktı. Kimsenin üzülmesine dayanamazdı bu yüzden. Belli ki bu hüzünlü havayı dağıtmayı da kendine görev edinmişti.
"Ay yeter ya!" diyerek kanepeden kalkarken bakışlarını hepimizin üzerinde gezdirdi tek tek. Sonrasında ise ellerini beline dayayıp göz ucuyla bana baktı. "İçim karardı yemin ederim, sıkıldım bu sessizlikten!! Hadi bir şeyler yapalım!!"
Reyyan, Betül'ün amacını anlamış olacak ki "Aynen ya!!" diye destekledi onu. "Gören de kocamız öldü falan sanacak, ne bu halimiz?? Betül haklı, bir şeyler yapalım..."
Önce bir süre sessizlik oldu, sonra herkes yavaş yavaş onaylamaya başladı Betül'le Reyyan'ı. "Doğru söylüyorlar!" diyerek öne çıktı Nisa bir anda. "Hadi hep beraber korku filmi izleyelim!"
Nisa'nın önerisi sessiz ortamı aniden canlandırırken kızlar film tartışması yapmaya çoktan başlamışlardı bile. Gılcık ve Peri her ne kadar korku filmi fikrine sıcak bakmasalar da Nisa resmen bariz bir egemenlik kurmuştu onların üzerinde. Bu yüzden yaklaşık 10 dakika sonra kendimi bir anda ekranın karşısında bulmuştum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bok Tayfa
RandomOn kişilik bir kız grubunun saçmalıkları ile dolu bir lise senesi. En fazla ne olabilir ki?