BÖLÜM 7: Bir Takım Hüzünler

42 11 119
                                    


"Ben seni her halde sevdim, sen beni herhalde sevdin..." Keyifli okumalar.

(Bölümü Nisa, benim bakış açım ile yazmıştır.)

-----------------------------------------------------------

Kamp skandalı çoktan unutulmuştu ama evdeki gürültü yeni bir skandala davetiye çıkarıyordu. 

Betül ve Azra ile birlikte, Nisa, Eslem ve Aliye'nin coşkulu tezahüratlarına şahit oluyorduk. Eslem davulu, Aliye zurnasını eline almış, Nisa ise karşılarında göbek atıyordu. Üçünün de coşkusu evi inletiyordu.

Bugün maç günüydü. Bugün milli takımımız Hollanda'ya karşı sahaya çıkacaktı. Onları gaza getirmek için kilometrelerce öteden duyulacak bir davul zurna çalınıyordu. 

"Tey tey tey!" diye böğürdüler Nisa ve Eslem. Nisa herhalde hızını alamayacak olacak ki, kalçası ile Eslem'i öteye sertçe itti.

Eslem dengesini kuramayarak geriye doğru sendeledi. Davul elinden kayarak ayağına düştü ve acıyla bağırarak yere kapaklandı. Bu sırada Nisa ise kendinden geçmiş gibi, göbek atmaya devam ediyordu.

Azra onların rezilliği karşısında yüzünü buruşturdu. Aliye aynı keyifle zurnasını çalmaya devam ediyordu, sanki hiçbir şey olmamış gibi.

Betül, "Bu zurna çalmayı nereden biliyor?" diye fısıldadı kulağıma. Bilmiyorum dercesine omuz silktim.

"Ayağım!" diye bağırdı Eslem, ayağını ovuştururken. 

Nisa yandan bir bakış attı. "Kalk ayağa be! Hafifcik davul, ne zırladın!" Eslem öfkeyle burnundan soludu. Birden Nisa'nın ensesine yapışarak onu da yere çekti. Nisa sertçe yere düştü ve yüzünde bir anlık şaşkınlık belirdi. Sonra cırtlak bir sesle evi inletecek şekilde çığlık attı.

Aliye sonunda sesleri duyarak zurna çalmayı bıraktı. Yerde didişen ikiliye yan bir bakış attı. O sırada Nisa, telefonuna düşen bildirimle acısını unutmuş gibi havaya fırladı. Hızla gelen bildirime baktı.

"Hiiiih!" diye anlamsız bir ses çıkardı. "Bu tirrek Samet'i yine rakibin kalesine gol atsın diye mi koymuşlar kadroya?"

Eslem burnunu kırıştırdı. "Hele öyle bir şey yapsın, Altay ile onu üst üste yatırıp si-" Aliye Eslem'in kafasına bir şaplak attı. "Düzgün konuşsana terbiyesiz!" diye cırladı. 

Bıkkınca nefes verip dizlerimi kendime çektim. Betül sırtımı sıvazladı. "Geçecek, geçecek bunlar da geçecek..." "İnşallah bacım, inşallah."

Nisa artık ne gördüyse sırıtarak ekrana baktı. "Arda da sempatiğin önde gideni hee... Tatlı bir şey."

Eslem gururla göğsünü bir horoz gibi kabarttı. "Ne zannettin oğlum? O Türkiye'mizin ismini gavurlara harf harf ezberletecek!"

Konuşmalarına maydanoz oldum. "Allah affetsin, ben de sanki oğlummuş gibi gurur duyuyorum kendisiyle. Serap teyzenin yerinde olmak vardı şimdi..." Eslem elini öne ve arkaya doğru savurdu, 'hey gidi' dermişçesine.

"Kenan da çok sempatik," diye mırıldandı Aliye. "Hem sempatik hem de yakışıklı! İkisi bir arada!"

"Aynen, ikisi bir arada nescafe kahve. Afiyet olsun Aliye'm," dedim. "Sağ olasın," dedi sırıtarak.

"Çok heyecanlandım," dedi Nisa tırnaklarını kemirmeye başlayarak.

"Şu Bronz işi ne oldu kız?" diye sordu adaşım. Nisa yan bir bakış attı.

Bok TayfaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin