1.BÖLÜM

580 10 16
                                    

Taksiden iner inmez ellerim de bavullarla kendimi sitenin asansörüne attım, asansöre bindiğimde en üst katta ki tuşa bastım evin kapısına geldiğimde zile basıp beklemeye başladım açan yoktu tekrardan vurdum zile yine tık yoktu Allah'ın hakkı üçtür diyip tekrardan zile bastım yine tık yoktu,şuan yorgunluğun da verdiği sinirle cidden çok gerilmiştim kapıya bu sefer elimle vurmaya başladım

Seda: "hadi be kızım ölüm uykusuna mı yattın bu nedir yaa"
Diye söylenmeye başlarken bir yandan da kapıya vuruyordum o sırada içerden Tuğçe'nin "geldim bee patlama" dediğini duyuyordum

Tuğçe: "geldim Yunus yaa ne alacaklı gibi vuruyorsun kapıya yaa" dediğini gördüm
Uykudan yeni uyanmıştı belliydi pijaması vardı üstünde ve gözlerini ovuyordu şapşalım benim.

Seda: "ne yunusu be ordan bakınca yunusa mı benziyorum" diyerek içeri girmeye çalıştım bir yandanda  Tuğçe'yi kenara iteklerken, içeri girip bavulumu kenara bıraktım arkamı döndüğümde Tuğçe kapı açık şekilde aval aval şaşkınlıkla bana bakıyordu

Seda:(kollarımı iki yana açıp) "sürpriizz" diye Tuğçe'ye döndüm.
Bu kız şuan gerçekten de iyi değildi hala donuk şekilde bana bakıyordu, yanına yaklaşıp omuzundan dürttüm

S: "lan iyimisin?...Pişt Tuğçe" dememle çığlık atarak boynuma sarılması bir olmuştu neye uğradığımı şaşırmıştım

T: "oha oha oha, lan ne ara geldin neden haber vermedin"

S: "ya bi dur... Tuğçe valla boğulucam bi dur Allah için içeri geçelim anlatıcam yaa"

zar zor kollarından sıyrılarak içeri koridora geçip kendimi koltuğa attım cidden acayip yol yorgunluğu vardı üzerimde,
Tuğçe'de yanıma oturmuştu soran gözlerle beni süzüyordu

T: "ee anlatsana kızım ne zaman geldin daha dün konuştuğumuz da Sakarya'daydın"

S: (kafamı arkaya doğru yaslayarak gözlerim kapalı şekilde cevap verdim)"öyleydim ama ani bi karar ile burdayım işte"

T: "niye ama?"

S:(gözlerimi açıp bakışımı Tuğçe'ye çevirerek)" hayırdır yaa ne bu sorgu sual, özlemedin mi sen beni? Bak istemiyosan giderim hee" kalkar gibi yaptığımda kolumdan tutmuştu

T: "saçmalama be kızım özlemez miyim, sadece merak ediyorum bi anda seni karşımda görünce şaşırdım işte"

S:(koluna vurarak) "biliyorum bee, anlatıcam kardeşim herşeyi ama... valla Tuğçe ben çok açım yaa kalk bi kahvaltı felan hazırlayak birşeyler yiyelim Allah için yaa" diye söylenmiştim bir yandan da acıtasyon yaparak
Tuğçe gülerek yerinden kalkmıştı "kahvaltılar kardeşime feda olsun bee" demişti bende onun bu halina gülmüştüm,cidden çok özlemişim sarı civcivimi.

Tuğçe kahvaltı hazırlarken bende Tuğçe'nin odasına geçip başörtümü çıkartıp üstüme rahat birşeyler giyinmiştim, Tuğçe'nin yanına gittiğimde yine döktürmüştü kardeşim

S: "off valla o kadar özlemişim ki senin şu kahvaltılarını" bir yandan da ağzıma birşeyler tıkıyordum

T: "he yani beni özlemedin,vay bee öyle olsun"

S: "saçmalama bee, İstanbul'a dair en çokta seni özledim zaten sarı civciv, haa bide yunus balığını" demiştim gülerek Tuğçe'de bu dediğime gülmüştü

T: "valla oda seni çok özledi, seni gördüğünde benim kadar oda şaşıracak bence"

S:(sandalyeye oturarak) "görücez artık"demiştim.

Normlade kahvaltı çok sevmem sabah kalkar kalkmaz kahvaltı hiç yapamam baya üzerinden saat geçmesi lazım acıkmam için, şuanda baya saat geçmişti buraya gelene kadar, o yüzden baya açıkmıştım, ben iştahla kahvaltı mı ederken meraklı gözlerle bana bakan Tuğçe'yi görmüştüm bu 'dökül' sinyaliydi

'Arkadaş' ~Kerem Aktürkoğlu~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin