Yunus Akgün ve Tuğçe alaca ile çocukluktan beridir arkadaş olan seda, ve Galatasaray aşkı; bu aşktan dolayı tercüman olarak tutuğu takımda işe başlar, hayat da onun için bu andan sonra başlar. Fanı olduğu futbolcuyla yunus sayesinde kaynaşıp arkadaş...
Gözümü telefonun rahatsız edici alarm sesiyle açtım normalde kolay kolay uyanamam ama bu sefer hemen gözümü açmıştım, ilk iş günüm olduğu düşüncesiyle heyecanla kalktım yataktan telefona baktığımda saat 7:30, 8:30-9 gibi Rams Park ta olmam gerekiyordu. Direk banyoya gidip elimi yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçaladım odaya geçip bavulun başında durup 'ben şimdi ne giyicem' diye düşünmeye başladım, bavulu karıştırıp bir kaç parça çıkartıp ütülemeye başladım bavulda durmaktan hep kırışmışlardı...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Üstümü giyinip aynanın karşısına geçtim idare ederdi ya abartıya gerek yoktu diye düşünüp odadan çıktım... Tuğçe'nin odasına sessizce girdiğimde Tuğçe hala uyuyordu ama yinede haber vermek istedim "(Fısıldayarak) Tuğçe,tuğçe"
"Hmm"
"Ben işe gidiyorum"
"Hm hm"
Birşey demeden odadan çıktım, giyinirken taksi çağırmıştım birazdan burada olurdu o yüzden hızlıca asansöre binip aşağı indim ve kapıda taksiyi beklemeye başladım... Çok geçmeden 1 dakika sonra taksi gelmişti arabaya binip adama "Rams Park abi" diye gidiceğim yeri söyledim adam konumdan açarak baktı
NE! Rams Park'ı nasıl bilmezsin abi *ne kendi kendine tripleniyosun kızım belki adam futbolla ilgilenmiyodur...tamam kes*.
Kendi kendime içimden savaş verirken abinin sesiyle irkilmiştim "kardeşim...geldik diyorum(mırıldanarak)çattık ya" "He... Pardon dalmışım abi" diyip taksiciye parasını ödedim arabadan inip karşımda resmen ışıl ışıl parlayan Rams Park a öylece ağzım açık şekilde bakmaya başladım şuan kafamda 'You look lonely I can fix that' sesi çalıyordu resmen...
Yavaşça stada doğru yürümeye başladım kapıya geldiğimde güvenlik vardı "Selamün aleyküm abi kolay gelsin" benim konuşmamla adam bakışlarını elindeki telefondan bana çevirmişti, yüzünde gülümseme ile
"Aleyküm selam kızım sağolasın... Bir şeye mi baktın hayırdır?"
"Ee, Abi ben seda...sedanur yamal Okan hoca bahsetmedi mi size ben yeni tercümanım bugün yeni başlıyorum işe". Abi ne olursun bahsetmiş olsun yaa
"Hee evet evet yetkililer bahsetti...kusura bakma kızım(kapıyı açarak) geç buyur"
"Yok amca estağfurullah ne kusuru(içeri adım attım)tekrardan kolay gelsin sana"
"Sağol sağol, sanada"
Amcayı arkamda bırakıp içeri doğru yürüdüm lan keşke adını sorsaydım adamın ya unuttum, çokta tontiş biriydi...
İçeri girdiğimde baya kafam karışmıştı koskocaman statta kaybolursam cidden bir köşeye oturur çocuklar gibi ağlardım... Ben bu düşüncelere dalmışken ne yapıcam diye kendi eksenimde dönüyordum resmen, geri geri yürürken arkamda duran birine çarpmıştım sertçe,hızla o tarafa döndüm "Ayy... Çok özür dilerim ben görmedim, kusura bakmayın" *ne bu telaş kızım ya az sakin*