21.BÖLÜM

107 4 6
                                    

Bu sefer gerçekten de çok kırılmıştım, erkek meraklısı dedi bana ya, nasıl düşünebiliyor böyle, tamam anıl konusunda haklı ama böyle birşey nasıl düşünür benim hakkımda...

Gözyaşlarımı silip asansöre doğru ilerledim o sırada hiç görmek istemediğim kişi ile karşılaştım

"Ooo seda, naber?"

"Rahat bırak beni"

"Ağlıyor musun sen? Noldu?"

Bağırarak sert şekilde Emre'ye döndüm

"Ya emre rahat bırak beni... Senin yüzünden hayatım mahvoldu, şu dünyada en çok değer verdiğim insanı kaybettim.. rahat bırak beni, uzak dur benden, (hıçkırıklarla ağlayarak) yeter yaa"

dedim Emre'nin bakışlarında bir yumuşama oldu, sanki acıyor veya üzülüyor du, ama pişmanlıkda var gibiydi ya da ben öyle görmek istiyorum

"Ben naptım ki?"

Gözümden akan yaşlara ve titreyen sesimi umursamadan

"Ne mi yaptın... Sürekli rahatsız ediyorsun beni, istemiyorum diyorum anlamıyorsun dokunup öpüp duruyorsun... Yaa keremle aramı bozdun, toparlayamıyor... Emre ben çok seviyorum keremi neden anlamak istemiyorsun, neden bizi rahat bırakmıyorsun.. ya çok yoruldum artık"

deyip kendimi merdivenlere bıraktım, artık cidden çok yorgun hissediyordum, herşey üst üste geliyor, haklı olmama rağmen kendimi anlatamayıp haksız yere düşmekten, sevdiğim kişi tarafından paramparça olmaktan çok yoruldum. Merdivene oturup dirseklerimi dizime dayayıp elimle yüzümü kapatarak yorgunlukla ağlamaya başladım, emre karşıma geçip önümde çömeldi

"Seda, ben özür dilerim"

Özür mü diliyor o, şaşkınlıkla kafamı Emre'ye doğru kaldırdım, yüzünde gerçekten pişmanlık ve üzüntü vardı, ama inanamıyorum onun duygularına. Yanımdaki boş merdiven tarafını göstererek

"Oturabilir miyim?"

Diye sordu, kafamla onayladım, akılanmıyorum gerçekten de

"Seda... Ben yurt dışına taşınmaya karar verdim, temeli olarak"

Ağlamam durmuştu burnumu çekip yüzümdeki ıslaklığı silerek Emre'ye doğru döndüm

"Neden?"

"Olmuyor burada... Burada kalmak için sebebim veya nedenim yok, var aslında ama o sebep için ben yokum"

Bakışlarını bana çevirerek

"Sen vardın sadece, ama ben sana da iyi gelmiyorum.. sevmiyorsun beni, zorla sevdiremem ki kendimi"

Ne diyeceğimi bilemiyorumdum, emre konuşuyor bende şaşkınlıkla onu dinliyordum, biraz sessizliğin ardından tekrardan devam etti

"Ben zamanında, lise döneminde çok kırdım seni, senin sevginin değerini bilemedim (yumuşak bir gülümseme ile) biliyor musun, beni en saf en temiz ve çok çok seven bir tek sen vardın hayatım da, seni de kaybettim"

Şuan içini döküyordu hiç görmediğim kimseye göstermediği tarafını gösteriyordu, kısmen veda konuşmasıydı bu

"Lise bittikten sonra aklımdan hiç çıkmadın, sonra Sakarya'dan İstanbul'a geldiğini bu sitede yaşadığını öğrendim... Belki beni görürsen sana yakın durursam eski duyguların geri gelir diye düşündüm, olmadı... Dokundum olmadı... Çünkü sen çoktan kalbine başka birini almıştın...(Derin nefes alıp verdikten sonra) Ben ergenlik döneminde kaybettiğim o güzel aşkı geri kazanmak istedim, seni sonradan sevmenin sonradan değerini bilmenin yükünü taşıdım hep... Ama olmayınca olmuyormuş demeki, ben seni üzmek istemedim, sadece beni tekrardan sev istedim yine yeniden sev istedim ama ben bir kere kaybettim o aşkı, geri de kazanamadım...Bazı erkekler geç olgunlaşır, ta ki hayatlarının anlamını oluşturan şeyi kaybettikleri ya da kaybetmek üzere oldukları ana kadar, bende geç olgunlaştım işte...Affet beni, hakkını helal et, özür dilerim seni kırdığım her an için"

'Arkadaş' ~Kerem Aktürkoğlu~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin