'Mangal ve Erkoseviciler'

498 52 95
                                    

"Abi ben et yemeyen adamla mangala falan gitmem ya! "

Okuldan çıkmış, Arda ve Bertuğ ile beraber evlerimize doğru yürüyorduk.
Sohbetimizin, daha doğrusu Arda'nın şikayetlerinin konusu ise akşam gideceğimiz mangal partisiydi.
Parti demem biraz abartı olabilir belki fakat bizimkiler böyle söylüyordu işte.
Biz, Barışların grubu ve mahallemizin iki abisi ile beraber gidecektik mangala.
Ben, Necip abiyi tanımıyordum, tanımama sebebim ise bu mahallede yaşamıyor olmamdı. Arkadaşlarım arasından sadece ben burada yaşamıyordum -tabii birkaç hafta öncesine kadar-. Merih abiyi de okuldan tanıyordum, bizim okulun mezunlarındandı ve sık sık okula, arkadaşlarını ziyarete gelirdi. Ağır abi derdik ona hep, tam bir ülkücüydü. Dışarıdan korkulan birisiydi fakat onu tanıyınca aslında çok tatlı bir kişiliği olduğu anlaşılıyordu.
Ah, konumuza dönelim artık.
Et yemediğim için, Arda benim mangala gelmemi istemiyordu. Az zekalı.

"Ne var oğlum, et yemiyorum diye niye gelmeyecekmişim? "

Onun söylenmelerine karşılık bende yakındım el kol yaparak.

"Ya seni görünce benim iştahım kesilir monake ya! "

Sonunu Arda tipi bir sövgü eşliğinde bitirdiği cümlesine karşılık verecekken Bertuğ benden önce davrandı.

"Oğlum bu erkoseviciler hep böyle ha. "

Tabii ki Bertuğ'dan beni savunmasını ya da mantıklı bir cümle beklemiyordum ama bunu söyleyeceğini hiç beklemezdim.
Ne alakası vardı ki erkosevici olmamla et yemememin ya!

"Amona soktuğum ne alakası var, sanki biz erkosevici değiliz."

Arda'nın mantıklı cümlesiyle onu destekleyerek sırtına vurdum ve Bertuğ'a döndüm.

"Öncelikle; sen erkosevici değil, kenansevicisin. Hoşlandığın tek erkek, Kenan. "

Sözlerine karşı onaylayan mırıltılar çıkardık ve ardından devam etti.

"Sonralıkla, ben erkosevici değilim? "

Söylediği şeyle gözlerimi ayırarak ona baktım ve yaşlı teyzeler gibi bir cık cık sesi çıkardım.
Bu söylediği, arkadaşlığımıza bir ihanetti, ne demek biz erkoseviciyken o değil!?!?!!!

"Suscan kanki, biz öyleysek sende öylesin. Hem Merih abiye bak bakayım, adam bir numaralı erkosevici. "

Arda'nın, benim düşündüklerimi söyledikten sonraki cümlesine kilitlendim anlık olarak. Ne demek Merih abi bir erkosevici??? Benim düşündüğüm Merih abi miydi bu kişi?

"Bir dakika bir dakika, Merih derken bildiğimiz Merih abi mi? Şu ülkücü olan? Bizi mangala çağıran?"

"Ta kendisi kardeşim. "

Bertuğ'un benim sorularımı onaylamasıyla açık olan gözlerimi daha da ayırdım. Fazla şaşırmıştım.

"Nasıl lan? Oğlum homofobikler sıralaması yapsak ailemden sonra onu koyarım ben direkt, harbi mi diyorsunuz yoksa beni mi yiyorsunuz? "

Soruma karşılık Arda, kolunu omzuma attı ve beni onayladı yeniden.

"Harbili diyoruz kardeşim. "

Kafamı iki yana salladıktan sonra yeniden duyduklarımı test etmek adına bir soru daha sordum. Kendi kendime söyleniyordum da denebilir fakat sorularımı cevaplıyorlardı. Canım arkodaşlarım.

"Hâlâ anlamıyorum, Merih abi ve erkosevicilik? Ne alaka oğlum? "

"Kardeşim, adam, 'erkek adamın erkek sevgilisi olur' diyor. "

Ama Bana Bakma Öyle, barsemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin