"Seni çözebiliyorum artık'

459 46 182
                                    

Evde geçirdiğim yaklaşık iki saatin sonunda hep birlikte buluşmuş ve kucak kucağa binmek zorunda kaldığımız iki tofaşla piknik alanına gelmiştik.
Aslında piknik alanı denmezdi buraya, kimsecikler yoktu ve sadece çamlık bir alandı.
Sessiz ve sakindi, tam da sevdiğim gibi.
Kalabalık alanları sevmezdim ben, kendimi öyle ortamlarda asla rahat hissetmezdim. Muhtemelen buradaki kişiler tanıdıklarım olmasa, burada da rahat etmezdim. Ama tanıdığım ve sevdiğim insanlardı yanımdakiler.
Biyolojik ailemi elimden kaybetmiş olsamda, üzgün değildim.
Gerçek ailemi bulmuştum ben, onların yokluğu koymazdı bana.
Zaten onlardan nefret ediyorken, kaybettiğime üzülmek aptalca olurdu.
Üzüldüğüm tek şey, benden tiksiniyor olmalarıydı sadece. Sevdiğim kişinin karşı cinsten birisi olmaması, iğrenilmesi gereken bir şey değildi bence.
Farklı olmak, alışılmışlara karşı çıkmak; suç olmamalıydı.
Sırf bu yüzden, nefret edilmemeliydik.
Sırf bu yüzden, toplumdan ayrı tutulmamalıydık.

"Lan mal Semih! "

Ah, dalıp gitmiştim. Konu nereden nereye geldi ya! Arabaya yaslanmış şekilde etrafı izleyerek düşüncelere dalmış ve beni çağıran arkadaşlarımı duymamıştım. Her neyse, gerekli bir sebepten çağırdıklarını da düşünmüyordum zaten.

"Ne var oğlum, ne bağırıyorsun başımda?"

Ona karşı sorduğum soruyla derin bir nefes almıştı Arda, bu gerizekalı öldüğümü ya da felç geçirdiğimi sanmış bile olabilirdi.

"Çok şükür amonake, donmuş bir şekilde felç geçirdin sandım. "

Aklımdan geçenlerin doğru çıkmasıyla göz devirmeden edemedim. Arkadaşlarım neden bu kadar saf salak olmak zorundaydı ki? Ama seviyordum onları. Canlarım benim.

"Peki Bay Gerizekalı, soruyorum size. Beni çağırırken dürtmek neden aklınıza gelmedi? Hani belki hissedip dönerdim dünyamıza diyorum? "

Utana sıkıla ensesini kaşıdı ve ben hariç her yere bakarken konuştu karşımdaki mal çocuk.

"Kanki şimdi şöyle, ben bana da felçlik bulaşır diye dokunmadım sana. "

Cümlesini bitirmesiyle uzunca bir kahkaha patlattım. O ise ben gülmeye devam ederken kaçıp gitti ve Arda apk versiyon geldi yanıma, Bertuğ.

"Noldu kanki, neye gülüyorsun mal gibi tek başına? "

Gülmekten ağrıyan karnımı tutarak yaslandığım arabadan çekildim ve Arda ile olanları anlatırken bagajdan malzemeleri indirip diğerlerinin yanına gittik Bertuğ ile. Onu da gülme krizine sokmanın verdiği gururla, Bertuğ'un gelir gelmez astığı fakat binmeyi unuttuğu hamağa uzandım ve yavaş yavaş sallanmaya başladım.
Kendi kendime gözümü kapamış sallanırken hamağın durmasıyla gözlerimi açtım. Durduran kişi Barış'tı. Meraklı gözlerle ona bakarken merakımı dindiren şeyi söyledi.

"Yana kay, bende bineceğim. "

Söylediği şeyle yana kayarken hâlâ meraklı gözlerle ona bakıyordum.
Neden beni indirmek yerine yanıma yatmıştı ki? 'Belki de yana kay derken aslında kalkmam gerektiğini ima etmiştir? ' diye düşünmeden edemiyorken gözlerimdeki gerginliği farketmiş olsa gerek, bana bir soru yöneltti.

"N'oldu Semih? Neden gerildin? Eğer seni kaldırmak istediğimi falan düşünüyorsan, yanılıyorsun. Kalkmanı istesem direkt kalk derdim. Yanında sallanmak istedim ben. "

Söyledikleriyle kalbim hızlanırken, gülümsemeden edemedim. Uzun cümlesine karşılık söyleyecek bir şey bulamadığım için konuyu değiştirmeye karar verdim.

Ama Bana Bakma Öyle, barsemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin