'Anlattıkça ağladılar'

340 57 112
                                    

"Ben çıkıyorum Barış! "

Semih, akşam yemeği için gereken birkaç malzemeyi almak için markete gidecekti. Hazırlanıp Barış'a seslendi ve tam evden çıkarken çakma sarışın onu durdurdu.

"Gülüm bende geleyim mi seninle? "

Çakma sarışından duyduğu 'gülüm' kelimesiyle kalbi hızlanırken gülümsedi ve büyüğünün sorusunu cevapladı sarışın.

"Bugün yeterince yoruldun zaten, hemen gidip gelirim ben. "

Hafifçe başını salladı ve küçüğünün saçlarına bir öpücük bırakıp konuştu çakma sarışın.

"Tamam, dikkat et ama. Bir şey olursa hemen beni ara. "

Başına konulan minik öpücükle Semih'in karnındaki kelebekler hareketlendi bir anda. Son birkaç gündür büyüğü sürekli küçük temaslarda ve iltifatlarda bulunuyordu.

Semih, Barış'ı onayladıktan sonra ayakkabılarını giyip evden çıktı. Hızlı adımlarla, iki sokak ötedeki markete girerken hissettiği izlenme duygusuyla etrafına bakındı.
Gerilmemeye çalışarak markete girdi ve hızlıca ihtiyaçları alıp kasaya geçti.
Sıra beklerken gözü karşı kasadaki birine takıldı, adamı arkadan görüyordu ve adamın arka profilinin babasına çok benzediğini fark etti.
Daha fazla gerilmeye başlamıştı, sıra ona gelmeden Barış'a bir mesaj atması gerektiğini hissetti.
Her an her şey olabilir, diyerek çakma sarışına bir mesaj attı.

~~~~

TLOMH

Sırdaş Bey(Sevdicek):
Barış
Evin bir sokak ötesinde beni bekler misin
4 dakikaya orada olmazsam marketin oralardaki ara sokaklara bak
İçimde bok gibi bir his var
İletildi, 17:46

~~~~

Barış'tan gelecek mesajı beklemeden telefonu cebine koydu ve işi biter bitmez çıktı marketten.
İzlenme hissiyatı hâlâ üzerindeyken hızlı adımlarla ilerliyordu.
Eğer babası peşindeyse, evinin yerini öğrenmemeliydi. Bu yüzden uzun yolu tercih edip ara sokaklardan gidiyordu.
Eve varmasına bir sokak kalmışken, duraksadı ve etrafına baktı Semih.
Orada kalacak ve babası buradaysa da yüzleşeceklerdi, daha fazla ilerlerse babası evini bulurdu ve bunun sonucu hiç iyi olmazdı.
Birkaç dakika geçmeden, yandaki binadan gelen kapı gıcırtısıyla oraya döndü, birkaç saniye sonra karşısına gelen adamla yutkundu.
Tam da tahmin ettiği gibi, onu takip eden kişi; babasıydı.
Alaylı bir sırıtışla karşısında duran adam, Semih'in tek korkusuydu.
Babasından başka kimseden korkmazdı Semih, küçüklüğünden beri bu böyleydi.

"Vay, vay, vay! İbne Beyler kalacak bir yer bulmuşta, alışveriş yaparmış birde!"

Semih, karşısındaki adama herhangi bir karşılık vermezken, adam, sarışının omzuna vurarak onu çıkmaz sokağa itmeye başladı.
Semih hâlâ karşılık vermiyor, diretmiyordu.
Diretse her şey daha kötü olurdu, biliyordu. Hep öyle olmuştu.

"Peki her şeyi geçtim, ben sana demedim mi lan evimin yakınına bile yaklaşmayacaksın diye! Kendin kaşındın orospu çocuğu, bunu hak ettin sen! "

Semih'in, arkasındaki duvarla arasında bir adımlık mesafe kalınca, sarışının yakasından tuttu ve sertçe duvara itti orta yaşlı adam.
Semih, aldığı darbeyle yere düşerken, daha kapattığı gözlerini açmaya fırsat bulamadan karnına darbeler almaya başladı.

"Ben sana bir kere şans verdim, evime ve aileme yaklaşmadığın sürece bulaşmayacaktım sana. Ama sen evime adımını attığın gün and içtim ben, seni gördüğüm yerde hıncımı alacaktım. Eh, sonunda gördüm seni, hıncımı almadan bırakmayacağım. "

Uzun cümlesi bitene kadar durmuştu adam, o sırada Semih'te nefes almaya çalışıyordu. Karnından darbeler aldığı için nefesi kesilmişti, henüz nefesini düzene sokamadan adam cümlesini bitirmişti.
Cümlesi biter bitmez, yeniden vurmaya başladı.
Sarışının karnına, bacaklarına ve arada kafasına bile tekmeler atıyordu.
Sanki Semih, onun azılı düşmanıydı ve onu öldüresiye dövüyordu.
Adam, Semih'in neredeyse bayılacak hale gelmesiyle durdu, birkaç saniye soluklandı ve hemen ardından konuşmaya başladı.

"Kalacak yeri nereden buldun bilmiyorum ve umurumda da değil. Kendin gibi ibneyi bulmuşsundur bir yerden, sokaklar sizin gibi piçlerle dolu sonuçta. Sana tek bir uyarım var, evime ve aileme yaklaşma. Eğer bir daha böyle bir şey yaparsan, dövmekle kalmam. Seni de, o bulduğun piçi de öldürürüm."

Gitmeden önceki son sözlerini de söyleyip oradan uzaklaştı orta yaşlı adam.
Semih, ağlamaktan gözlerini açamaz, öksürmekten de nefes alamaz hâle gelmişti.
Birkaç dakika olduğu yerde yattı ve kendine gelmeye çalıştı Sarışın.
Telefonu çalıyor fakat açacak dermanı kendinde bulamıyordu.
Kafatasını korurken siper ettiği elleri, kırılmışçasına ağrıyordu ve ellerini kaldıracak gücü kendinde bulamıyordu.
Kaç dakika geçti bilmiyordu fakat bir süre sonra koşarak yanına birisi geldi, gözlerini açmıyordu ama kimin geldiğini duyduğu endişeli sesten anlıyordu.
Barış'tı gelen kişi, Semih'i görür görmez koşmuş ve hemen yanına oturup başını dizine koyduktan sonra endişeyle konuşmaya başlamıştı.

"Semih'im, iyi misin? N'oldu sana, kim yaptı bunu? Mesajlarından da hiçbir şey anlamadım, gözlerini aç n'olur. Bir şeyler söyle, Semih'im sesini duyayım. "

Ağlıyordu, çakma sarışın Semih'in bu haline dayanamayıp ağlamaya başlamıştı. Bir yandan küçük olanın saçlarını okşuyor, bir yandan da yaralarına bakıyordu.
Semih, kendini zorlayarak gözlerini açtı ve fısıltı gibi çıkan sesiyle büyük olanın ismini söyleyebildi sadece.

"Barış."

Babası, kendisini evden kovduğu gün bile böyle şiddetli dövmemişti onu.
Sanki o gün hıncını alamamışta bugün onun acısını da çıkarmıştı.
Barış, Semih'in sesini duyar duymaz az da olsa rahatlamıştı. Ne yapacağını bilemiyorken, küçük olanı oturur pozisyona getirip kendisine yasladı.

"Seni hastaneye götürmeliyim, bu halde eve gidemeyiz. "

Sarışın, duyduğu şeyle başını iki yana salladı.
Hastaneye giderlerse, durumu açıklamak zorunda kalırlardı ve olay polise kadar giderdi.
Polis duyarsa, babası onun hayatını zindana çevirirdi.

"Semih'im, hastaneye gitmeliyiz, böyle olmaz. "

Yeniden olumsuz anlamda başını salladı ve kendini zorlayarak fısıltıyla konuştu sarışın.

"Eve gidelim, hastane olmaz. Polis duyar, sonra babam duyar. "

Hâlâ gözyaşları dinmemişken, Semih'i onayladı büyük olan.
Dikkatlice küçüğünü kucağına aldı ve eve doğru adımlamaya başladı.

"Neler olduğunu anlatabilir misin peki, kendini fazla zorlama ama. "

Büyüğünü başıyla onayladı ve eve gidene kadar, kısılan sesine rağmen her şeyi kısaca anlattı Semih.

Sarışın olan anlattıkça büyüğü ağladı,
büyüğü ağladıkça kendisi de ağladı.

꥟~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~꥟

Yazdıkça ağladım😔😔

Kızlar toplaşın!!
Konudan bağımsız bir sorum var

Diyorum ki çok çok ileriki bölümlerde Ferdi ile Kerem'e ironik bir ilişki yaşatayım
Yapayım mı, yapmayayım mı???

Ama Bana Bakma Öyle, barsemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin