'Semih Tipi Depresyon'

417 48 149
                                    

Dün akşam Bertuğ ve Merih abi ile olan konuşmalarımız aklıma takılmış, gece boyu düşünmekten uyuyamamıştım.
Bütün gece Barış'ı, Barış ile olan anlarımızı ve onun bana olan davranışlarını düşünüp durmuştum.
Bir yanım Barış'ın benden hoşlanma ihtimalinin olduğunu düşünsede, diğer yanım buna kesinlikle karşı çıkıyordu.

~~~~~~~~~~

Dün akşam, diğerleri birlikte vakit geçirirken, Merih abi bir köşeye sinmiş tek başına içiyordu.
Onunla dertleşmenin iyi olacağını düşünerek yanına gidip oturmuştum.

"N'oldu aslanım, gidip arkadaşlarınla vakit geçirsene."

"Biraz seninle konuşmak istedim abi. "

Bana bakan gözleri önüne döndü ve "Dökül bakalım. " diye mırıldandı.

"Sen hiç, platonik oldun mu abi? "

Çekinerek sorduğum soruyla hafiften sırıttığını farkettim.

"En âlâsından hemde. "

Elindeki biradan bir yudum aldı ve derin bir iç çekip konuşmaya başladı. Ben söylemeden, anlatmasını istediğimi fark etmişti.

"Ben, en olmadık kişiye aşık oldum; en yakın arkadaşıma. Onunla her günümüz, her anımız birlikte geçiyordu. Biliyor musun, bana hiç ' Merih' dediğini duymadım. Başkalarıyla konuşurken bile benden 'Merih'im' diye bahsederdi. Her böyle seslendiğinde, kalbim yerinden çıkacak gibi atar, karnım kasılırdı. Yanındayken, hem en çok rahat ettiğim kişi, hemde en çok gerildiğim kişiydi o. Birlikte uyuduk, birlikte sabahladık, birlikte giyindik, birlikte soyunduk, biz her şeyi birlikte yaptık. Ona olan hislerimi asla anlamadı, böyle bir şeyden şüphe bile duymadı, bu ihtimal aklının ucundan bile geçmedi. "

Onu sessizlikle dinlerken, duraksayıp yeniden derin bir iç çektiğinde ona bir soru yönelttim.

"Ona söylemedin, değil mi abi? "

Cevap vermek yerine sadece başını olumsuz anlamda sallamasıyla yeniden bir soru yönelttim.

"Hâlâ görüşüyor musunuz peki? "

Tekrar başını iki yana salladı.
"Neden? " diye sormamın ardından yeniden konuşmaya başladı.

"Nişanlandı, sonra da nişanlısıyla ailelerinin yanına gittiler. Önceden aynı evde yaşayıp, çoğu zaman aynı yatakta yatıyorken, artık aynı şehirde bile değiliz onunla. "

Elime aldığım dalı yerlere sürterek şekiller çiziyorken, cümlesinin bitmesiyle ona döndüm.

"Hâlâ seviyor musun peki? "

Hafifçe güldü ve cevapladı sorumu.

"Unutmaya çalışıyorum, maalesef ki ilk aşklar öyle kolay unutulmuyor."

Demek Merih abinin ilk aşkıydı o kişi.
Birlikte olmasalarda Merih abi ona fazlasıyla sadıktı. Bunca zaman aşkına karşılık almasa da sevmişti onu, gitmesine rağmen de sevmeye devam ediyordu.
Bizde Barışla böyle mi olurduk?
Sonumuz böyle, ayrılık mı olurdu, hiç birleşmememize rağmen?

"Semih, ümitlenme sakın. "

Ona dönük olan bakışlarım yeniden yerle buluşurken devam etti. Bu soruları sorma nedenimi anlamıştı. Birine platonik olduğumu anlamış ve beni, onun yaşadıklarını yaşamamam için uyarıyordu.

"Birinin seni sevip sevmediğini, o söylemeden anlayamazsın asla. Mesela onunla bir tek öpüşmediğimiz kaldı, o derece yakın anlarımız oldu. Ama sonuca bak birde, ben sevdiğimle kaldım sadece. "

Ama Bana Bakma Öyle, barsemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin