"Ne o, gözlerini alamadın"

396 48 105
                                    

Geçirdiğim bol ağlamalı hafta sonunun ardından, herkesin nefret ettiği ama benim hayatımın merkezine koyduğum alarmımın sesiyle uyanmıştım.
Henüz saat çok erkendi ama bu kadar erken uyanmayı ben istemiştim.
Yaklaşık üç haftadır, duş almak dışında hiçbir bakımımı yapamamıştım.
Artık eşyalarımı yanıma aldığıma göre, bakım rutinlerime kaldığım yerden devam etmem gerekiyordu.
Barış henüz uyanmadığı için sessiz olmaya dikkat ederek banyoya ilerledim ve kısa bir duş aldım.
Duştan çıktıktan sonra giyinmeden, bornozla mutfağa ilerledim ve kendime kahve yapıp odama gittim. Kahvemi içerken, bir yandan da formalarımızı ütülüyordum.
Diğer odadan tıkırtı sesleri geldiğinde, Barış'ında uyandığını anlamıştım.
Birkaç saniye sonra da kapım tıklatıldı ve hemen ardından kapı aralandı, aralık yerden kafasını uzattı Barış.

"Günaydın Barış. "

Gülümseyerek söylediğim şeye neredeyse kapalı gözlerle başını salladı.
Uykulu haliyle o kadar tatlı görünüyordu ki...

"Elini yüzünü yıka da gel hadi, ütüledim formanı. "

"Sende üzerini giyin, üşütürsün. "

Cümlesi bitince gözünü ovuşturarak çıktı odadan. Ben gözleri kapalı şekilde dolanıyor sanıyordum, görüyormuş meğer.
Sırıtmadan edemedim bu haline.
Ütünün fişini çektikten sonra kahve bardağımı masanın üzerine bıraktım ve banyoya ilerledim.
Özlemiştim cilt bakımı yapmayı.
Dans ederek yaptığım bakım bittiğinde kapının arkasına astığım yüz havlumun orada olmadığını farkettim.
Barış yine benim yüz havlumu alıp, el havlusu olarak kullanmıştı.
Hayır yani o kadar uyarıyorum, hâlâ aynı şeyi yapıyor ya!

"Barış! Yine mi havlumu sen aldın? "

Ona bağırarak sorduğum soruya karşılık, aynı şekilde o da bana bağırarak cevap verdi.

"Evet! "

Banyodan çıktım ve söylene söylene odama ilerledim, daha doğrusu, odamıza. Her ne kadar geceleri burada ben uyusamda, hâlâ onun eşyaları buradaydı ve burayı o da kullanıyordu.
İçeri girdiğimde, üzeri çıplakken pantolonunu giydiğini gördüm, birkaç saniye gözümü alamadan onu süzdüm ve hemen kendime gelerek önüme döndüm.
Sanki hiç görmediğin bir görüntü Semih, mal mısın ya!
Havluların olduğu çekmeceye yönelirken, bana sorduğu soruyla ona döndüm.

"Ne o? Gözlerini alamadın. "

Sırıttığını farkedince, bende sırıtacak gibi oldum fakat kendimi tuttum ve sahte bir şekilde göz devirdim.

"Daha önce görmediğim bir görüntü değil."

Sırıtışı solarken, yarım ağız güldüm bu haline.

"Nasıl ya, nasıl gördün? "

Yeniden sahte bir şekilde göz devirdim ve sorusunu cevapladım. Gerilmişti ve bu haline kahkaha atmamak için zor duruyordum.

"Barış birçok kez soyunma odasında üzerimizi değiştirdik, ayrıca sen her beden dersinden sonra, yarı çıplakken halay çekiyorsun soyunma odasında."

Cevabımın ardından rahat bir nefes aldı ve yeniden sırıtarak konuşmaya başladı.

"Ha sende bu sırada beni süzüyorsun yani."

Bakışlarımı ondan çektim ve çekmeceden havlu çıkarırken sessiz şekilde cevapladım onu.

"Aynen öyle. "

Ama Bana Bakma Öyle, barsemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin