"Messi mi Ronaldo mu? "

429 58 101
                                    

"Messi mi Ronaldo mu? "

Barış ile mobilyacıdan çıkmış, eve yürüyorduk. İkimizde sessizliği fazla sevmediğimiz için birbirimize sorular sormaya karar vermiştik.
Barış'ın sorduğu soruyla, güldüm ve iki elimle kartal işareti yaparak onu cevapladım.

"İmmobile."

Cevabıma karşılık güldü ve başını iki yana sallayarak konuştu.

"Sen, tam Beşiktaşlısın ya. "

"Tabii, oğlum. Ne sandın la. "

Caddeden karşıya geçip okulun oraya geldiğimizde, okulun arkasından yürümeye devam ettik.
O sırada, ilerimizde birkaç kişinin toplandığını gördüm. Adımlarımı hızlandırıp onlara yaklaştım ve Mustafa'nın da orada olduğunu fark ettim. Yanındakiler de geçen gün gördüğüm zorbalardı.
Barış, anlamaz gözlerle bana bakarken endişeyle konuşmaya başladım. Mustafa'yı onların elinden kurtarmam gerekiyordu.

"Barış, yardımına ihtiyacım var. "

Başını salladı ve devam etmemi istedi.

"Şu ilerideki grup, arkadaşıma zorbalık yapıyor. Okuldayken onların elinden kurtarmıştım ama hâlâ devam ediyorlar. Sen onlardan büyüksün, sözün geçer. Bir şeyler yapmalısın işte, onu kurtarmalıyız. "

Gösterdiğim kişilere baktığında, onları tanıdığını fark ettim. Yarım ağız sırıtıyordu, "Sen burada kal. Ben onları gönderince de arkadaşının yanına git. "
Okulda yaşadığım senaryonun aynısını yaşadım o an, Kenan'da aynılarını söylemişti.
Barış, oradaki kişilerle hararetle bir şeyler konuşurken Mustafa'da şaşkın bir ifadeyle etrafına bakıyordu, beni farkettiğinde ona gülümsedim hafifçe.
Birkaç dakika sürmeden, Barış diğerlerini gönderdi ve bende yanlarına gittim. Gider gitmez Mustafa'yı kendime çekip sarıldım ve onun bana olan teşekkürleri eşliğinde o şekilde kaldık bir süre. Birbirimizden ayrılmamız ise Barış'ın sözleriyle olmuştu.

"O piçler neden sana zorbalık yapıyordu? "

Hafifçe Barış'ın koluna vurdum ve fısıldadım.

"Bir anda sorulur mu öyle ya? "

"Sorun değil Semih, anlatmam gerekiyor zaten. "

Söylediği şeyle Mustafa'ya döndüm ve gülümsedim.
Ben bir şey söylemeden Barış konuştu.

"Burada durmayalım, eve gidelim. Mustafa sende bize gel, hem orada anlatırsın her şeyi. "

Bu sözüne kadar Barış, oldukça ciddi ve morali bozuk görünüyordu. Nedenini bilmiyordum fakat bu sözleriyle, düşündüklerimin sadece kuruntu olduğunu anladım.
Barış'a hafifçe başımı salladım ve Mustafa'nın koluna girip yürümeye başladım.

~~~~~~~~~~

"Anlat bakalım, o şerefsizler neden sardı sana? Ne alıp veremedikleri var? "

Eve geleli birkaç dakika olmuş, Barış üçümüze kahve yapıp Mustafa'yı tekli koltuğa oturtmuştu. Biz de kanepede yan yanaydık, sanki Mustafa'yı sorguya çekiyor gibi bir halimiz vardı.

"Ya abi şimdi olay şöy- "

Barış sesli bir şekilde boğazını temizlemiş, Mustafa'nın sözünü kesmişti.

"Abi deme, hiç hoşlanmam. "

"Tamam, özür dilerim. Neyse ben anlatıyorum o zaman.
Bu şerefsizlerin benimle bir derdi yoktu aslında, ta ki sevgilisinin çıkma teklifini reddedene kadar. Ele başı gibi duran çocuk var ya hani, o çocuğun sevgilisi benden hoşlandığı için ayrılmış ondan. Kız geldi bana çıkma teklifi etti, bende reddettim. Sonra o çocuk sardı bana, 'Sen nasıl benim sevdiğim kızın teklifini reddedersin? ' diye. "

Ama Bana Bakma Öyle, barsemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin