"Hoseok al şu kızını ya mahvetti yine kumdan kalemi!" Jimin söylenerek yaptığı kaleyi Arya'dan korumaya çalışırken Arya gülerek elini kuma uzatıyor ve bozmaya çalışıyordu. Onların bu hallerine güldüğümde telefonumu çıkarıp fotoğraflarını çekmiştim."Benim iki bebeğim filan mı var acaba?"
Jimin Arya'nın üzerindeki kumları silkelediğinde yüzünü de nazikçe silmeye başlamıştı. "Hadi çıkın artık ikinizde."
Seslendiğimde beni duymamazlıktan geldiklerini görmemle gözlerimi devirdim. "Saatlerdir aynı parktayız sıkılmadınız mı cidden ya?"
Sıcak güneşten bunalarak az önceki kafeden aldığımız soğuk kahveyi dudaklarıma götürdüğümde Jimin de kendi üzerindeki kumları silkelemeye başlamıştı. "Hoseok mahvoldum ya her yerim kum oldu."
"Dedim ben sana girme diye."
"Her seferinde bu küçük prensese kanıyorum benim de sınavım buymuş ne yapalım." Arya'nın elini tuttuğunda bu sefer koşarak yanıma gelmişti.
"Salıncak." Dediğinde çantamdaki ıslak bezi çıkarıp yüzüne yapışan kumları siliyordum. "Yorulmadın mı güzelim eve gitsek artık hmm?"
"Hayır salıncak istiyorum." Kalkacağım esnada "Ben götürürüm." Demişti Jimin. Kabul edip eski yerime oturduğumda şapkamı başıma geçirmiştim yavaşça.
"Baba kumda oynayabilir miyim?"
Arya uyanır uyanmaz sabahın köründe bizi parka sürüklediğinden henüz etrafta kimse yoktu o yüzden duyduğum çocuk sesiyle başımı çevirdiğimde oturuşumu düzeltmiş ve bacaklarımı indirmiştim.
Yoongi başını sallayıp ona izin verdiğinde beni fark etmemesi için şapkanın altından yüzümü gizliyor ve başımı çeviriyordum. Ancak tüm bu çabalarım Arya ve Jiminin koşarak yanıma gelmesiyle son bulduğunda beni fark eden gözlerinin üzerimde gezindiğini hissettim.
"Jimin dedi ki parktan sonra tatlıcıya gidebilirmişiz."
"Güzelim kahvaltı yapmadık henüz." Gözlerimi kızgınlıkla Jimine çevirdiğimde "Kız cimcime öyle mi dedim?" Demişti kendini savunarak. "Hoseok yemin ederim iftira atıyor inanma sakın."
"Ya hayır öyle söyledin Jimin!" Arya "Tatlı." Diyerek zıplamaya başladığında "Önce kahvaltı yaparız sonra gideriz." Demiştim saçlarına dokunurken. Gözlerim yeniden ona döndüğünde bu sefer bakışlarımız birleşti ve beni izlediğini fark ettim. Eh, ev sahibimdi ve görmezden gelmek hoş olmazdı.
Hafifçe gülümsediğimde o da aynı şekilde karşılık vermişti. "Sen kime gülüyorsun?" Jimin merakla etrafına baktığında Yoongiyi görmesiyle yeniden bana dönmüştü gözleri. "O kim?" Dediğinde "Ev sahibim." Demiştim mırıldanarak. Kaşları yukarı kalktığında "Niye çağırmıyorsun!" Demişti öfkeyle.
"Jimin saçmalama işi gücü vardır."
"Ne işi olacak ya şu kum havuzundaki onun çocuğu mu?" Başımı salladığımda ima dolu gözleri üzerimde geziniyordu. "Şu günah dolu gecenin bir diğer sahibini de gördük demek."
Kolunu cimciklediğinde yüzünü buruşturup kaçmıştı benden. Alex Arya'yı görünce koşarak yanımıza geldiğinde "O kaleyi sen mi yaptın?" Diye sormuştu masum bir şekilde. Arya gözlerini bana çevirdiğinde omzuna dokunarak ona destek vermiştim konuşması için. "Jimin yaptı." Ardından benden ayrılıp jiminin bacaklarına sarıldı. "Beğendin mi ufaklık?"
Jimin gülerek ona döndüğünde Alex başını sallamıştı. "Bana da yapar mısın?"
Jimin gülmüş ve gözleri kısa bir an bana dönmüştü. "Tabi yaparım." Dediğinde Yoongi yanımıza doğru ilerlemişti. "Alex insanlar meşgul olabilir oğlum."
YOU ARE READING
Ya'aburnee | Sope
Fanfiction"İnançlı biri değilim ama tanrının seni, benim için yarattığını düşünüyorum."