-20-

27 9 13
                                    

"Bebeğimin doğum günü kutlu olsun!!!!"

Jimin neredeyse üstüme atladığında afallayarak aralamıştım gözlerimi. "İyi ki doğdun!"

Gözlerim elindeki pastaya kaydığında gülümsemiştim hafifçe. "Ciddi misin sen?"

"İlk ben kutlamak istedim."

Doğrulduğumda daha iyi görmek için gözlerimi ovalamış ve tutulan boynumu ovalamıştım. Eğilip pastayı üflediğimde gözlerim saate kaydı. Sabah sekizdi. Jimin yanaklarıma ıslak öpücükler bıraktığında "Çok erken." Demiştim sızlanarak.

"Baba!" Aryanın sesini duymamla gülümsediğimde elindeki kocaman paketle bana koşmuştu. Jimin onu kucaklayıp yatağa çıkardığında paketi bana uzattı sevimli bir yüz ifadesi ile. Gözlerim Jimine döndüğünde gülümsemişti.

"Biliyorsun kızının henüz bir maaşı ya da gelir kaynağı filan yok o yüzden haline acıdım hediyeme ortak ettim."

Güldüğümde uzattığı paketi açmıştım dikkatlice. Benim aylar önce arayıp bulamadığım ve en sonunda pes ettiğim bir plaktı. Dudaklarım aşağı kıvrıldığında "Çok güzel." Demiştim duygulanarak. "Teşekkürler Jimin."

"Baba bana da teşekkür et!"

"Teşekkürler Arya." Demiştim gülerek. Eğilip ikisini de öpmüştüm. "Hadi kalk artık doğum günü çocuğu." Demişti Jimin. "Gün uzun. Daha görüşeceklerin vardır."

İmayla konuştuğunda gözlerimi kaçırdım. Bir elim saçlarıma gittiğinde kararsız görünüyordum. "Açıkçası haberi var mıdır bilmiyorum bu konuda hiç konuşmadık."

"Haberi yoksa bu olayı yıllarca başına kakarım onun da bundan haberi olsun."

Güldüğümde üzerimdeki örtüden sıyrılıp elimi yüzümü yıkamış ve üzerimi değiştirmiştim. Jimin o esnada çoktan lezzetli bir kahvaltı hazırlamıştı.

"Vay be. Hepsi benim için mi?"

"Doğum günün olduğu için sadece. Her gün böyle bir şey bekleme sakın."

Güldüğümde masaya oturacakken kapı çalmıştı, "Ben bakarım." Dedi Jimin. Saniyeler sonra Taehyung elindeki renkli balonlarla içeri girdiğinde gülmeden edememiştim. "Ciddi misin sen?"

"Yine mi Jimin benden erken kutladı? Ben bu çocukla yarışamıyorum artık."

Elindeki hediye paketini kenara bıraktığında yaklaşıp sarılmıştı bana. "Doğum günün kutlu olsun dünyanın en yakışıklı babası. İyi ki doğdun."

"Sabah sabah çok fazla duygu yoğunluğuna maruz kaldım." Demiştim mırıldanarak. "Lütfen ağlatmayın beni."

"Ne ağlaması ya açım ben ağlayacaksan git kenarda ağla lütfen." Taehyung yaklaşıp Arya'nın saçlarına minik bir öpücük kondurdu ve elindeki balonları eline tutuşturdu. "Al bakalım prenses."

Uzun bir aradan sonra ilk defa üçümüz birlikte aynı masadaydık. Gözlerim arada telefon ekranına kayarken Yoongi'den bir mesaj gelip gelmediğini kontrol edemeden duramıyordum. Ne yazık ki haberi olmadığı düşüncesi baskın geliyordu.

Ceketimi üzerime aldığımda etrafı toparlayıp işe çıkmak için hazırlanmıştım. Jimin ve Taehyung zaten müzik okuluna gideceklerinden Arya'yı yanlarında götüreceklerdi. Kapıyı açmamla patlayan konfetiyle irkildiğimde Jungkookun gülen suratını görmüştüm. "İyi ki doğdun!"

Üzerimden döktüğü güllerle kahkaha attığımda "Sen nerden biliyorsun?" Demiştim kendimi tutamazken. "Yok artık Jungkook."

Elinde tuttuğu çiçekleri bana uzattığında "Teşekkürler." Demiştim gülümseyerek. "Çok naziksin Jungkook teşekkürler."

Ya'aburnee | SopeWhere stories live. Discover now