-12-

35 11 12
                                    


"Bundan da yiyecek misin?" Jimin elindeki kurabiyeyi Arya'ya uzattığında başını sallayıp itmişti elini. "İstemiyorum."

"Jimin yeter." Demişti Taehyung arkasına yaslanırken. "Ağzına kadar doldu çocuk hala bir şeyler tıkıştırmaya çalışıyorsun."

Jimin en sonunda yemeyeceğine ikna olduktan sonra kurabiyeyi kendi ağzına attığında gözlerini kıstı. "Seni benim kadar sevmiyor diye kıskanıyorsun bence."

"Doğumda göbek bağını ben kesicem diye hemşireyle kavga etmiştin bir zahmet sevsin seni."

Gülmüştüm. Jimin gözlerini etrafta gezdirdiğinde sessizdi. Bugün üçümüz de boştuk ve ani bir kararla bana gelmeye karar vermişlerdi. Arya'nın çığlıklar sonucu isteğiyle de sitenin bahçesindeki çardakta otururken yanımızda getirdiğimiz atıştırmalıkları yiyorduk.

"Eee senin ki ne alemde?" Taehyung imalı bakışlarını bana çevirdiğinde gözlerimi çevirdim.

"Bildiğiniz gibi."

"Eskiden seninki dediğimizde üzerimize saldırıyordu yavaş yavaş adam ettik bunu da." Taehyung Jiminin söylediğine güldüğünde başımı eğmiştim. "İyi birisine benziyor." Demişti hemen ardından. "Üstelik benzer yanlarınız da çok. Bu arada neden eşinden boşanmış biliyor musun?"

"Henüz her şey çok yeni." Demiştim sessizce. "Adama pat diye sen niye boşandın diye soramam."

"İlk buluşmada seviştiğin adama bunu sorman tuhaf olurdu zaten haklısın." Jiminin koluna vurduğumda Taehyung gülmüştü. "Siz harbi bu konu hakkında konuşmamayı nasıl beceriyorsunuz? O gece hakkında yani."

"Olmamış gibi davranıyoruz." Diyerek mırıldandığımda Jiminin imalı bakışlarını gördüm. "Yemeğe çıktıkları gece öpüşmüşler. Belli ki pek de olmamış gibi davranmıyorsunuz."

"Oha." Demişti Taehyung. "Millet önce tanışır sonra öpüşür en son sevişir filan bunlar tam tersi hareket ediyor." Jimin güldüğünde bıkkınlıkla başımı masaya yaslamıştım. "Susun artık."

"Ay utanıyor bir de kıyamam."

"Neyse en azından itin kopuğun birine vermemişsin düzgün adama benziyor. Ona da şükür."

"Evet Hoseok gerçekten çok şanslısın. Sarhoş halinle bulduğun adama bak ayık olsan bu kadar iyisini bulamazdın."

"Size bir vurucam şimdi bir daha ayılamayacaksınız."

"Bence neden boşandığını sor." Demişti Jimin aniden. "O senin hakkında çoğu şeyi biliyor mesela."

"Bence kaba olur." Demişti Taehyung. "Kendisinin anlatmasını bekle. Sorarsan çok meraklı gibi görünürsün."

"Acaba niye boşandı?" Demişti Jimin mırıldanarak. "Böyle bir adamı kimse kolay kolay bırakmaz. Hala görüşüyorlar mı sen biliyor musun?"

Gözlerimi kaçırdım. "Yoongi birkaç kere Alex'i annesine bırakacağım filan demişti illa ki görüşüyorlardır. Hem çocukları var zaten aksi tuhaf olurdu."

Başını sallamıştı düşünceli bir şekilde. "Aralarındaki şey her neyse bitmiş demek ki. Fazla düşünmemek lazım."

Jimin o esnada önündeki pastadan bir dilim alıp Arya'ya vermişti. Arya ondan bu sefer gerçekten bıkmış olmalıydı ki koşarak ondan ayrılıp Taehyungun yanına kaçmıştı, gülmüştük.

Jimin kaşlarını çatıp konuşacağı esnada aniden başına çarpan bir topla duraksadığında "İyi misin?" Demiştim telaşla ayağa kalkarken. "Yuh ya kim attı o topu?"

Bir elim jiminin başına geçtiğinde "Çocuklardır herhalde." Demiştim sessizce ancak başımı kaldırdığımda kenarda Jungkooku görmemle duraksadım. "Kusura bakmayın." Demişti gözlerini Jimine çevirirken. "Yanlışlıkla oldu."

"Kafama top fırlattın resmen nasıl yanlışlıkla oldu?"

Jimin öfkeyle ona döndüğünde Jungkookun bakışları bir an taehyunga dönmüştü. Gözlerini kıstığında yerdeki topu alıp kolunun altında tuttu.

"O kadar miniksin ki görmemişim demek ki seni."

"Sensin be minik delirdin mi öldürüyordun beni."

"Abartma kim top çarpmasından ölmüş?"

"Az önce sen öldürüyordun!"

"Yok bir şey olmaz sana merak etme daha önce kafalarına top attıklarına sayarsın."

Ardından gözleri Arya'ya döndü. "Arya top oynayalım ister misin?"

Arya sevinçle ona koştuğunda Jimin hala öfkeyle burnundan soluyordu. Gözlerim kenarda sitenin futbol sahasından Arya'yla oynayan Jungkook'a döndü. "Gördünüz değil mi?" Demişti Jimin. "Çocuk resmen beni sevmiyor üstüne bir de öldürme planları yapıyor. Kafama top fırlattı!"

"Derdi ne bunun?" Demişti Taehyung kaşlarını çatarken. "Ukala ukala konuşuyor bir de."

Jimin gözlerini onlara çevirdiğinde bir elimle başını okşamıştım hafifçe. "Belki de gerçekten yanlışlıkla olmuştur."

"Sürekli onu savunmak zorunda değilsin biliyorsun değil mi?"

"Ama bu yaptıklarının bir anlamı olmalı Jimin durduk yere neden yapsın ki Jungkook?"

"Bence sana aşık." Taehyungun söyledikleriyle ona döndüğümüzde gözleri ikimizin üzerindeydi. "Ne?"

"Kim aşık olduğu kişinin kafasına bilerek top atar?"

"O da böyle seviyor demek ki."

"Saçmalama Taehyung." Jimin önüne döndüğünde moralinin bozulduğunu görebiliyordum. "Bana öyle bir bakıyor ki gördüğüm yerde kaçasım geliyor."

"Kaçtığın için böyle yapıyor işte, kaçma sende. Kafana top atıyorsa sende onun kafasına top at."

Yanaklarımı şişirdiğimde Arya'nın kahkaha sesleriyle oraya dönmüştüm. Jungkookla top oynarken ikisi de eğleniyor gibi görünüyordu. "Şuna bak." Demişti Jimin. "Beni en çok seven insanı da elimden aldı."

"Aryayı kıskanıyor olamazsın."

"Ya Arya onu benden daha çok severse?"

"Saçmalama Jimin." Demişti Taehyung. "Kafana top çok mu sert çarptı acaba beyin hücrelerin ölmüş gibi."

Kollarını göğsüne bağlayıp arkasına yaslandığında gözlerim Jungkook'un üzerindeydi. Başta Jiminin abarttığını düşünüyordum ama sanırım gerçekten haklıydı, ondan hoşlanmıyor olmalıydı. Peki ama neden?














-bu kadar sakinlik yeter biraz hareketlilik gelsin fice👀

-sonraki bölümde görüşmek üzere 😙😙😙

-elimde bir kurgu daha var büyük ihtimalle onu da bugünlerde yayınlarım🌸

Ya'aburnee | SopeWhere stories live. Discover now