11. Acının İlacı

19 3 0
                                    

Hepinize merhaba çiçeklerim!

Nasılsınız?
Umarım iyisinizdir.

Yeni bölümle yine karşınızdayım efendim!

Bölüm sonunda buluşalım canlarım!

Kırmızı güller bu satıra🌹

DİKKAT!: BU KİTAPTA GEÇEN KURUMLAR, KARAKTERLER VE OLAYLAR TAMAMEN HAYAL ÜRÜNÜDÜR! KİTAP VAHŞET, +18 VE ŞİDDET İÇERİR! LÜTFEN YORUMLARDA BAŞKA KİTAPLARDAN BAHS ETMEYİNİZ!

Dipnot♡: Kitap Sezon Finalinden sonra düzenlemeye alınacaktır. Lütfen yazım yanlışlarına çok takılmayıp kitabın tadını çıkarın canlarım!


KEYİFLİ OKUMALAR!

"Onu düşünerek yazdıklarımı,
O kimi düşünerek okuyor Orlic?"
~Oğuz Atay~

Sara Hesenova

Zaman.

Acımasız bir katildi. Katlederdi hep.

Hani derler ya zamanla geçer. Hayır öyle yaralar vardır ki zamanla sadece alışırdı. Zaman oyuncaklarıyla oynamayı iyi bilen bir canavardı.

Belkide daha önce tanışabilseydim böyle olmazdı derdim hep. Ama gerçekler acıydı.

Sen onların hayatında var olmadın. Bunun nedeni seni tanımayıp bilmemeleri değil.

Bunun sebebi seni istememeleriydi.

Bir video kaydı yapmak için kamerayı açmıştım o gün. Unutmamak için, iyileşmemek için. Her izlediğimde yaramı daha da deşmek için.

Her izlediğimde kimsesizliğimi gözüme sokup yıkılmamak için.

"Söylesene Sara Hesenova" demiştim kendi kendime. İç çekerek kalbimdeki o daralmayı, acıyı azaltmak adına.

"Neden kimse seni istemiyor?" dedim sanki karşımdaki ben değilmişim gibi. Karşımda bir ayna vardı. Aynadaki yansımama bakmıştım.

Önceden belime kadar gelen saçlarım omuzlarıma bile denk gelmiyordu.

Dizime kendime çekmiş ellerimi dizlerime dolamıştım. Soğuk fayansta kestiğim saçlarım vardı. Saçlar anıları saklardı. Bir zamanlar uçlarını bile kesmeye kıyamadığım saçlarım vardı. Babamın okşamaya kıyamadığı. Annemin koklamaktan bıkmadığı. Benim şekilden şekile sokmaktan bıkmadığım.

"Söylesene ne günah işledinde sevilmemeyi reva gördüler sana?" dediğimde sesim hem kısık hemde ağlamaktan tahriş olduğu için çatallı çıkmıştı. Kalbim bin bir parçaya bölünmüş gibiydi.

Bir kız çocuğu en çok saçına kıyamaz.
Çünkü yaşadığı müddetce uzayan saçları şahitti yaşadıklarına. Yoksa kırılmaktan bıkmayan kalbi hep bir umut arardı.

Bir anda gülmeye başlamıştım. "Ne kadarda acizsin!" demiştim aynadaki yansımama. Sonra bir anda hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştım. Bir tür kriz geçiriyordum sanırım. "Çok mu istiyordun seni sevmelerini? Kim bir zavvalıyı sever ki?" dediğimde bütün öfkem kendimeydi. Gitmiştim görmelerini istemiştim beni ama görmemişlerdi. İnatla kendimi gözlerine sokmaya çalışmıştım.

FARKLI HİSLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin