İyi Okumalar🤍
____________
Nefes seslerim.
Tek duyabildiğim, tek algılayabildiğim şey nefes seslerimdi.
Kulağıma boğuk boğuk gelen gürültüler, gözlerimde patlayan flaşlar ve o hengamenin üzerinde yaklaşık 1 saat geçmişti. Lisa'nın kollarım arasına yığılmasıyla birlikte Taehyung onu beklemeden kucaklamış ve oradan çıkartmıştı.
Birlikte arabaya binmiş ve en yakınımızda bulunan hastaneye gelmiştik. Şimdi ise hep birlikte koridordaki sandalyelerde oturmuş sessizce bekliyorduk. Bu hastanenin boğucu havası içimi sıkıntıyla doldururken gözlerimi yumup başımı kaldırdım.
Her gözlerimi kapattığımda omzuma düşen başı ve kollarımın arasındaki savunmasız bedeni geliyor, bu sayede endişeden delirecek gibi oluyordum.
Hızla ayağa kalkıp aynı Taehyung gibi koridorda bir ileri, bir geri yürümeye başladım.
"Çıkmamalıydı." dedi Taehyung, kendi kendine. "O maça çıkmamalıydı." Sert sesinden sonra sırtını beyaz duvara yaslamış, ellerini beline yerleştirmişti.
Koltukta eğik bir şekilde oturan Chaeyoung hafifçe doğrulduğu sırada Taehyung'a çevirdi bakışlarını. "Bu kadar kötü olacağını düşünmemiştim."
Taehyung sert bir nefes verdi. "Hiç belli etmedi çünkü." Sinirle yumruklarını sıktığını gördüm. "Belki belli etse, kötüyüm dese erteleme talep edebilirdik, ama yapmadı."
"Asla da yapmazdı." dedi Chaeyoung, net bir sesle. "Lisa'yı tanımıyorsun sanki Taehyung."
Taehyung gelişigüzel salladı kafasını. "Eee? Daha kötüsü oldu..." deyip eliyle Lisa'nın olduğu odanın kapısını işaret etti. ".. uyanınca kuduracak resmen sinirinden, bütün sosyal medyada geziyor o görüntüler."
Kaşlarım çatıldı. "Maçı kazanan o sonuçta, hem de büyük bir farkla, neden sinirlensin ki?" Sorum üzerine ikisinin de gözleri beni buldu.
Taehyung dudaklarını ıslattığı sırada, "Binlerce insan oradaydı Jennie, herkes hakkında konuşacak." dedi, kısık bir sesle. "Bazılar rakibinin hamlesi yüzünden olduğunu, bazıları alkolün ya da uyuşturucunun etkisinde olduğunu söyleyecek... bu söylenenlerde tüm sosyal medyada asılsız haberler olarak yayınlanacak. Adını kirletmeye çalışacaklar."
Chaeyoung yüzünü buruşturdu. "İnternetimi bile açmak istemiyorum."
Taehyung'un söyledikleri canımı sıkarken telefonu açtım ve sosyal medyaya girip dolaşmaya başladım.
Gördüklerimle gözlerim genişledi. Uyuşturucu kullanımı hakkında iftira atılacağını düşünmemiştim fakat açtığım gibi o haber çıkmıştı karşıma. Lisa'nın kırmızı, baygın gözlerinin olduğu bir fotoğrafı koyup üzerine yalan yanlış şeyler yazmışlardı. İnsanlar delirmişçesine bu akşam maçta yaşananlar konuşuyorlardı... hatta benim hakkımda da birkaç şey atılıp tutulmuştu.
Daha fazla görmeye dayanamayıp telefonumu kapattım.
Koridorda duyduğum ayak sesleriyle başımı sola çevirdim ve gelenlere baktım. En önce Dohyun amcayı, arkalarından gelen Hoyeon, Si-eun, Mina, Saera ve Jisoo'yu gördüm. Kaşlarım derince çatıldı.
Şu iki vasıfsızın burada ne işi vardı?
Taehyung, Dohyun amcayı görür görmez sırtını duvardan ayırdı ve başını hafifçe eğip ona selam verdi. "Taehyung, kızım nasıl?" diye sordu, sesi endişe doluydu. Aynı zamanda yüzü de öyle. "Henüz bir şey söylemediler, bekliyoruz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İncorrigible - [JENLİSA]
De TodoKedi gözlerini yüzüme diken ve sürekli anlamlı bakışları ile bana bakan bu kadın ya benim en büyük zaferim olacaktı, ya da en büyük mağlubiyetim.