Evlenme sahnesini bilerekten geçtim kızmayın ama gerçekten hiç ilham gelmiyor
Parmağımdaki yüzüne bakıyordum,Berat'a uyumuş numarası yapmış ve o uyuduktan sonra dolabın dibine geçip ağrımla baş başa kalmayı seçmiştim
Onu uyandırmak istemiyordum çünkü gerçekten çok yorulmuştu,hele ki beni kucağına alıp eve gelene kadar
Elimi belime koyup sıvazladım fazla ağrıyordu ve acı dayanılmaz bir hal almıştı. Ama Berat'ı uyandırmamam gerekiyordu
Yanımdaki valizden hap çıkartıp baktım,ağrı kesicimdi. Elime bir kaç tane döktüm ve ağzıma atıp suyla beraber yuttum
Gözlerimin altı mosmor olmuştu gözlerim desen zaten kıpkırmızıydı "kasma kendini"sesim o kadar kısık çıkmıştı ki kendim bile zar zır duymuştum
Her ne kadar kendimi kasmamaya özen göstersemde olmuyordu ve gerçekten bunu yapmak benim için işkence gibiydi
Şuan yerde bir ölüden farksızdım. Onunla evlendiğim zaman bütün acılarımı unutmuştum yüzündeki mutluluk uzaktan görünüyordu "seni kendimden daha çok seviyorum hayatım" onun dokunuşu bile mahvederken gülüşleri beni öldürüyordu
Sabaha kadar öylece oturmuştum yerde bir santim olsun kıpırdayamamıştım,bedenim artık oturacak reddeyi bile bana çok görüyordu
Vücudum sert bir şekilde yere düşünce bağırmamak için alt dudağımı ısırdım. Elimi ağrıyan tarafa koydum ve sıktım
Saat nerdeyse on ikiydi ve güneş gözüme çarpıyordu,zorda olsa yerde sürünmüş ve yatağa ulaşmıştım
Yavaşça yerden doğruldum ve yatağa uzandım. Belim daha çok ağrımaya başlamıştı,Berat yanında bir beden hissedince eliyle yokladı
Eli yavaşça yanağıma çıktı ve okşadı,ben olduğumu anlayınca hızlan dibime girdi ve kafasını boynuma gömdü
Canım yansada gülümsedim, elimi saçına çıkarttım ve okşadım. O kadar masum uyuyordu ki şuan yemek isterdim onu
"Dünyada görmediğim güzellik-yakışıklılık sende var"dedim kısık sesle aniden belime bir ağrı saplanınca acıyla yüzümü buruşturdum ve dudağımı ısırdım
Berat sanki bunu hissetmiş gibi gözlerini araladı "uyu bebeğim yorgunsun sen" vücudu kasıldı "benim için kısık ağrılar bunlar bebeğim gerçekten hadi kapa gözlerini"dememe rağmen kafasını kaldırıp gözlerimin içine baktı
"Neren ağrıyor" dudağımı yaladım, ağzıma kan tadı gelmişti "önlemli bir şey değil" gözleri boynuma kaydı
"Öyleyse neden kendini kasmaktan dolayı damarlar patlayacakmış gibi görünüyor" bir acı daha saplandı
Boğazımdan hırıltılı bir ses çıktı,belime tutarak acıyla inledim ve yan döndüm "be-belin ağrıyor" gözleri yerdeki haplara kaydı
"Güzel-güzelim kaç tane içtin" elini belime koymuş sıvazlıyordu "beş" zorlukla konuşmuştum
Elleri durdu ve bir hiddetle bana döndü "çabuk hastaneye gideceğiz" hışımla yataktan kalktı ve valizden bir kaç parça bir şeyler çıkarttı
Hızını kesmeden banyoya girince zorlukla doğruldum ve derin nefesler almaya başladım
Canım yanıyordu...
~~~
O kadar hapı içersen olacağı buydu işte, o kadar endişelenmişti ki neredeyse hastaneyi başımıza yıkacaktı
Berat bu dili biliyordu ve kesinlikle çok iyi konuşuyordu "neden o kadar hapı içtin" ağlıyordu ve bunun sebebi bendim
"Acının geçeceğini düşünmüştüm" bir eli saçımdayken diğer eli kolumdaydı "güzelim eğer iki hap daha fazla içmiş olsaydın şuan yanımda olmazdın biliyorsun değil mi" ensesinden tutup kendime çektik ve yanağını öptüm
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Komutanım
Genel KurguHiç bir şeyi takmayan umursamayan hayattan soğumuş asker SERDAR GÜMÜŞÇÜ Ve baskın komutanı BERAT GÜÇLÜ ile başı dertteydi