52. Bölüm

229 10 0
                                    

Evlenme sahnesini bilerekten geçtim kızmayın ama gerçekten hiç ilham gelmiyor


Parmağımdaki yüzüne bakıyordum,Berat'a uyumuş numarası yapmış ve o uyuduktan sonra dolabın dibine geçip ağrımla baş başa kalmayı seçmiştim

Onu uyandırmak istemiyordum çünkü gerçekten çok yorulmuştu,hele ki beni kucağına alıp eve gelene kadar

Elimi belime koyup sıvazladım fazla ağrıyordu ve acı dayanılmaz bir hal almıştı. Ama Berat'ı uyandırmamam gerekiyordu

Yanımdaki valizden hap çıkartıp baktım,ağrı kesicimdi. Elime bir kaç tane döktüm ve ağzıma atıp suyla beraber yuttum

Gözlerimin altı mosmor olmuştu gözlerim desen zaten kıpkırmızıydı "kasma kendini"sesim o kadar kısık çıkmıştı ki kendim bile zar zır duymuştum

Her ne kadar kendimi kasmamaya özen göstersemde olmuyordu ve gerçekten bunu yapmak benim için işkence gibiydi

Şuan yerde bir ölüden farksızdım. Onunla evlendiğim zaman bütün acılarımı unutmuştum yüzündeki mutluluk uzaktan görünüyordu "seni kendimden daha çok seviyorum hayatım" onun dokunuşu bile mahvederken gülüşleri beni öldürüyordu

Sabaha kadar öylece oturmuştum yerde bir santim olsun kıpırdayamamıştım,bedenim artık oturacak reddeyi bile bana çok görüyordu

Vücudum sert bir şekilde yere düşünce bağırmamak için alt dudağımı ısırdım. Elimi ağrıyan tarafa koydum ve sıktım

Saat nerdeyse on ikiydi ve güneş gözüme çarpıyordu,zorda olsa yerde sürünmüş ve yatağa ulaşmıştım

Yavaşça yerden doğruldum ve yatağa uzandım. Belim daha çok ağrımaya başlamıştı,Berat yanında bir beden hissedince eliyle yokladı

Eli yavaşça yanağıma çıktı ve okşadı,ben olduğumu anlayınca hızlan dibime girdi ve kafasını boynuma gömdü

Canım yansada gülümsedim, elimi saçına çıkarttım ve okşadım. O kadar masum uyuyordu ki şuan yemek isterdim onu

"Dünyada görmediğim güzellik-yakışıklılık sende var"dedim kısık sesle aniden belime bir ağrı saplanınca acıyla yüzümü buruşturdum ve dudağımı ısırdım

Berat sanki bunu hissetmiş gibi gözlerini araladı "uyu bebeğim yorgunsun sen" vücudu kasıldı "benim için kısık ağrılar bunlar bebeğim gerçekten hadi kapa gözlerini"dememe rağmen kafasını kaldırıp gözlerimin içine baktı

"Neren ağrıyor" dudağımı yaladım, ağzıma kan tadı gelmişti "önlemli bir şey değil" gözleri boynuma kaydı

"Öyleyse neden kendini kasmaktan dolayı damarlar patlayacakmış gibi görünüyor" bir acı daha saplandı

Boğazımdan hırıltılı bir ses çıktı,belime tutarak acıyla inledim ve yan döndüm "be-belin ağrıyor" gözleri yerdeki haplara kaydı

"Güzel-güzelim kaç tane içtin" elini belime koymuş sıvazlıyordu "beş" zorlukla konuşmuştum

Elleri durdu ve bir hiddetle bana döndü "çabuk hastaneye gideceğiz" hışımla yataktan kalktı ve valizden bir kaç parça bir şeyler çıkarttı

Hızını kesmeden banyoya girince zorlukla doğruldum ve derin nefesler almaya başladım

Canım yanıyordu...

~~~

O kadar hapı içersen olacağı buydu işte, o kadar endişelenmişti ki neredeyse hastaneyi başımıza yıkacaktı

Berat bu dili biliyordu ve kesinlikle çok iyi konuşuyordu "neden o kadar hapı içtin" ağlıyordu ve bunun sebebi bendim

"Acının geçeceğini düşünmüştüm" bir eli saçımdayken diğer eli kolumdaydı "güzelim eğer iki hap daha fazla içmiş olsaydın şuan yanımda olmazdın biliyorsun değil mi" ensesinden tutup kendime çektik ve yanağını öptüm

Komutanım Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin