Chapter 3 ★ Söz mü?

299 40 125
                                    

Oy verip yorum yaparsanız çok mutlu olurum ^^

3. bölüm
Söz mü?

Sabito

Giyuu'nun evine doğru yürüyordum. Şuan iyi olmadığını ve krize girdiğini tahmin edebiliyordum, bu yüzden sadece benim gitmem Giyuu açısından daha iyiydi. Tanjiro ve kardeşine bu seferlik sadece benim gideceğimi, gelirlerse durumun daha kötü olacağını açıklayacak bir mesaj atmıştım ve evden çıkmıştım. Onlar yarın Giyuu'yu görmeye gelecekti. Ben ise bugün Giyuu'yla kalmayı planlıyordum. Zenitsu'ya ise hâlâ kızgındım. Kendinden başkasını düşünemeyen bencil biriydi gözümde. Tek derdi kızlardı ve asla ağzından çıkan sözlere dikkat etmiyordu, bu da insanları kırabiliyordu. Umarım gelmezdi çünkü Giyuu affetse de ben hâlâ kızgındım. Giyuu'nun Zenitsu'ya kızgın olmadığını biliyordum, kırılsa da üzülse de affederdi hep. Sakin ve huzur verici bir yapısı vardı. Gözleri bile insnaı sakinleştirebiliyordu.

Tanıştığımız gün aklıma gelince istemsiz gülümsedim. Ortaokul da tanışmıştık. O zaman hiç arkadaşı yoktu, insanların yargılamalarına maruz kalıyordu. Okula yeni geldiğim için müdahale etmek istememiştim çünkü bana da zorbalık yapacaklardı, ama Giyuu'nun acı çekmesine daha fazla dayanamamıştım. Zorbalığa uğradığı gün onu korumuştum ve arkadaş olmayı teklif etmiştim. İlk başta paniğe kapılıp kaçsada peşini bırakmadım ve en sonunda arkadaşlığımız başladı ve ilerledi. Artık kardeş gibiydik.

İç çekip adımlarımı durdurdum ve Giyuu'nun evine baktım, küçük bir evi vardı. Ona onunla kalmayı teklif etmiştim ama kabul etmemişti. Sanırım yalnız kalmak onun için daha rahattı. Ablası ölmeden önce birlikte kalıyorlardı fakat ablası öldükten sonra yaşayacağı hiç kimsesi kalmamıştı, biriyle yaşamayı da istememişti.

Cebimden anahtarı çıkarıp kapıyı açtım ve içeri girdim. Çok yakın olduğumuz için birbirimizde anahtarlarımız vardı. Merdivenlerden çıkarken evin sessiz olduğunu fark ettim, genel de Giyuu'nun odasından müzik sesi gelirdi. Odasının kapısının önüne geldiğimde elimi kapı kulpuna attım ve yavaşça aşağı çektim, odaya girerken tereddüt ediyordum. Odaya girdiğimde Giyuu'nun yatakta sırtı kapıya dönük şekilde yattığını gördüm. Dizlerini kendine çekmişti ve küçülmüştü, uzun saçları açıktı. Ağladığını anladım.

Derin bir nefes alıp yavaş adımlarla yanına ilerledim, geldiğimi fark etmişti ama tepki vermedi. Yanına uzanırken elimi beline dolayıp kendime çektim ve sarıldım, şuan en çok benim sarılmama ihtiyacı vardı. Hiçbir zaman itiraf etmemişti ama ne zaman üzgün olsa bana ihtiyacı olduğunu biliyordum. Gözlerimi kapatıp bir elimle belinden tutarken diğer elimle saçını okşadım. Burun çekme sesleri kesilmişti.

"İyi misin?" kafasını olumsuz anlamda salladı. Kaykayı onun için önemliydi çünkü ölen ablasının hediyesiydi. Kaykay kaymayı çok seviyordu, hayatının en önemli şeylerinden biriydi. Bir de ablasının hediyesi olduğu için ekstra özen gösteriyordu. Ama o piç kaykayını çalmıştı, onu bulduğum yer de gebertecektim. "Kaykayımı istiyorum," dediğini duydum. Çenemi kafasına yaslarken gözlerimi yumdum. “Kaykayını Sanemi denen piçten alacağım,” diye mırıldandım. Giyuu'nun üzülmesine dayanamaıyordum.

Bedenini bana doğru çevirdi ve kafasını göğsüme yaslarken elleriyle belimi sardı. Ben de belindeki elimi sıkılaştırdım ve daha çok kendime çektim. Benim de Giyuu'ya sarılmaya ihtiyacım vardı. Burnunu çektiğini duyduğumda kafamı eğip yüzüne baktım, gözleri kısılmıştı. Başını kaldırıp yüzüme baktı. “Alacak mısın?” derken sesi çok kısık çıkmıştı. Kafamı olumlu anlamda sallayıp gülümsedim. Kaşlarını havaya kaldırdı ve hafif gülümsedi. “Söz mü?”

Kaykay ★ SaneGiyuuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin