Adel

Bölüm 10

Adel, Temel aleme geçmenin verdiği güç ve özgüvenle meditasyonundan kalktı. Artık vücudundaki enerjinin daha yoğun ve daha saf olduğunu hissediyordu. Dantianında'ki enerji miktarını kontrol ettikçe dudakları otomatik gülümsemeye başlıyordu. Ölümsüzlük yoluna ilk adımını atarak Başlangıç alemine geçtiğinde bile insanüstü bir varlık olmuştu, fakat şuan ki güç seviyesi önceki alemden en az 10 kat güçlüydü. Hedefi, Jaxon'u geçmek ve bir yıl sonraki turnuvada zafere ulaşmaktı. Ancak bu yolda yalnız olmadığını biliyordu; karşısında birçok güçlü rakip ve aşması gereken sayısız engel vardı.

Bir anda kafasının içindeki ses alayla konuşmaya başladı: " Birileri kendisiyle çok mu fazla gurur duyuyor? Ahahahah sadece Temel aleme geçmen seni bu kadar etkilediyse diğer alemlerde Tanrı aleminde doğan bebekleri görseydin ne hissederdin acaba ahahahah."

"Ustaa! Benimle dalga geçmeyi bırak.  Bende hala yolun başında olduğumu biliyorum ama bu güç harika hissettiriyor! Ayrıca, kim bir varlığın Tanrı aleminde doğabileceğine inanır ki, çocuk olsam bile aptal değilim !!"

"Küçük Adel, ustanın yalan söylecek biri olduğunu mu düşünüyorsun! Potansiyelin sonsuz olsa da bilgin bu düşük seviye dünyaya yakışır seviyede. Ustanın boyutunu çok özledin galiba?"

Adel ustasının hatırlatmasıyla Yıldırım boyutunda yaşadığı eziyeti hatırladı ve alnından soğuk terler akmaya başladı. Hemen eğilerek "Bu öğrenci haddini aştı usta! Lütfen beni tekrar kızarmış tavuğa çevirmeyin" dedi. Ustasının soğuk gülüşünden başka bir şey duymadığı için odasından çıkmaya karar verdi. Alt kata indiğinde Alanso ve Dyron'un kahvaltı masasında oturduğunu gördü. Alanso neşeyle Adel'e seslendi:

"İyi uyudun mu, küçük kardeş? Görünüşe göre dün gece epey çalışmışsın."

Adel, gülümseyerek cevap verdi: "Evet, Temel Aleme geçtim. Şimdi daha da güçlüyüm.

Alanso'nun gözleri büyüdü, bu çocuğun yetenekli olduğunu biliyordu, hatta bir süperdahi olduğunu da fakat bu yaşta Temel alemde birisini görmek Braveisn Akademisinde bile çok nadir sayılırdı, ancak Dyron sadece başını sallayarak onayladı. Adel, Dyron'un bu sakin tavırlarına alışmıştı. Alanso, Adel'in başarısını kutladı:

"Bu harika bir haber! Artık Akademi'nin en güçlü yeni öğrencilerinden birisin. Ama dikkatli olmalısın, Adel. Burada senin kadar yetenekli öğrenciler de var."

Adel, Alanso'nun bu uyarısını ciddiye aldı. Akademideki ilk günlerinde hem gücünü test etmeli hem de yeni arkadaşlar edinmeliydi. Çünkü Adel, tek başına ne kadar güçlü olursa olsun, bir grup içinde daha etkili olabileceğini biliyordu. Alanso ve Dyron'a kahvaltıda eşlik etti ve muhabbet ederek daha da kaynaşmaya başladılar.

Kahvaltıdan sonra, Adel, Alanso ve Dyron, akademinin meydanında toplandılar. Meydan, yeni öğrencilerle doluydu. Herkes heyecanla öğretmenlerin gelmesini bekliyordu. Bir süre sonra, gökyüzünde devasa bir ejderha belirdi. Ejderhanın üstünde, Sky oturuyordu. Adel, onu görünce içten içe gülümsedi; Sky'ın buradaki varlığı, onun Akademi'de önemli bir kişi olduğunu gösteriyordu.

Ejderha, meydanın ortasına indi ve Sky, üzerlerinden atladı. Sky'ın güçlü aurası, meydandaki tüm öğrencilerin dikkatini çekti. Herkes sessizleşti ve Sky konuşmaya başladı:

"Hoş geldiniz, yeni öğrenciler! Braveisn Akademisi'ne adım attığınızda, sıradan bir öğrenci olmadığınızı bilmelisiniz. Burada hayatta kalmak ve başarılı olmak, sadece yetenek değil, aynı zamanda azim ve strateji de gerektirir. İlk sınavınız bugün başlıyor."

Meydanın ortasına devasa bir portal açıldı. Portalın içinden karanlık bir orman görünüyordu. Sky, sınavın detaylarını anlatmaya devam etti:
"Bu orman, Braveisn Ormanı olarak bilinir. İçinde birçok kaynak canavarı bulunur. Sınavınız, bu ormandan en az beş canavar çekirdeği toplamak. Her canavar, seviyenize uygun olacaktır, ancak dikkatli olmalısınız; orman tehlikelerle doludur. Sınavın süresi bir gün. Başarısız olanlar akademiden atılacak."