3. Bölüm: İki Dünya Arasında

11 0 0
                                    

Ağlayan bebek sesi kulaklarıma dolduğunda gözlerimi açtım. Yataktan kalkıp çocuk odasına gittim. Kapıyı açtığımda sebepsizce ağlayan Elian'ı gördüm.

Kaya - Elian, neden ağlıyorsu?

Onu kucağıma aldım. Sebepsiz yere ikinci ağlayışıydı.

Kaya - Tanımadığın bir adam için mi ağlıyorsun?

Anlam veremiyorum. Hissetti mi diye merak ediyorum. Fakat yıllar geçti. Nasıl hissedebilir ki?

Onu aşarı indirdim. Koltuklara oturduk. Mateo'nun bir fotoğrafını açtım ve Elian'a verdim. Telefonu elimden aldı. Uzun uzun resme baktı.

Elian - Baba?

Sustum. Telefona sarıldı. Bir eli ile tişörtümü kavradı. Henüz küçüktü fakat aptal değildi. Yaşına göre daha akıllıydı. Onu uyuması için kollarımda salladım. Bir süre sonra uyudu. Telefonu elinden aldım ve odasına çıktım. Yatağına yatırıp üzerini örttüm. Ardından kendi odama gittim.

-MATEO-

Elian, beni hissettiği için mi ağlıyordu? Küçücük oğlum, benim için ağlıyordu.

Kahretsin.

Onu öldüreceğim. Beni sevdiğim ve oğlumdan aldığı için onu öldüreceğim. Sonra da ailemin yanına döneceğim.

Fakat herşeyden önce Kaya'nın yaşadığımı anlaması gerekiyordu. O askerle anlaşma sağlamam gerekiyordu. Telefonu cebimden çıkarttım ve Kenan'ı aradım. O iletişim kurduğum tek kişiydi. Telefonu açtı.

Mateo - Uyandırdım. Özür dilerim.
Kenan - Yok sorun değil. Birşey mi oldu?
Mateo - Kaya beni bulmak için bir askerden yardım istedi. Dante Bianchi. Kaya'ya bir kar küresi al. İçinde ili büyük adam ve küçük nir bebek olsun. Sallayınca kalpler uçuşsun. Arkalarında ufak bir ev ve beyaz bir köpek olsun. Bir de not yazdır. "..." İçine bir de sweatshirtimi koy.
Kenan - Onu nereden bulacağım?
Mateo - Gönderdim. Yarın sende olur.
Kenan - Tamam. Yarın hediyeyi yaptıracağım.
Mateo - Askere testlim edeceksin. Maske tak. O seni zaten tanımıyor fakat Kaya'ya tarif ederse seni rahat bırakmazlar.
Kenan - Tamam kardeşim. Yarın halledeceğim ve seni bilgilendireceğim.
Mateo - Teşekkürler.
Kenan - Ne demek. Her zaman.

Telefonu kapattım. Odaya çıktım ve yatağa yattım. Pekala, herşey hallolacak. O adamı öldüreceğim ve elimde ki gücü İtalya'ya taşıyacağım. İtalya da herşeyimi kaybettim. Adamlarımı geri alacağım ve eski hayatıma devam edeceğim. Sadece ek bir güç ile.

Günlerdir uyuyamıyordum. Kaya iyi durmuyordu. Elian'da artık iyi değildi. Onları mahvetmek isteyeceğim en son şeydi.

Kalktım ve duşa girdim. Soğuk bir duşun ardından Bruno'nun yanına gittim. Kapısını çaldım ve gelmemi söylemesini beklemeden odaya girdim. Kapı sesini duyunca gözlerini açtı, yatakta doğruldu ve bana baktı.

Bruno - Patron, bir sorun mu var?
Mateo - Senin odanda kamera yok değil mi?
Bruno - Evet yok, neden?

Bruno Brezilya'da güvendiğim tek adamım. Asla bana yalan söylemez ve Marcello'nun tarafında durmaz.

Mateo - Emin misin?
Bruno - Kontrol edelim mi?
Mateo - Evet, işimi riske atmak istemem.

Bruno leptabını açtı. Birkaç kodlama yazdı ve tüm kameralara erişti. Hiçbir korumanın odasında kamera yoktu. Bakışlarımı Bruno'ya çevirdim.

Mateo - Marcello'yu öldürmek istiyorum. Ondan tamamen kurtulduğumda sizinle ve tüm güç ile birlikte ailemin yanına gideceğiz. Sadece bu odayı kullanmama izin ver. Banyonu kullanacağım.
Bruno - Tabii istediğin gibi kullanabilirsin.
Mateo - Teşekkürler.

Aşkın Acımasızlığı [B×B] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin