Beraber geçirdiğimiz gecenin sabahı Barış Alper'in telefonunun çalmasına uyandım. Barış Alper'in vücuduma yapışmış kollarından kurtulmaya çalışarak komidinin üstündeki telefona uzandım. Bir yandan da uyanması için sesleniyordum."Barış Alper, uyansana!"
Dirseğimle karnını ittiğimde kıpırdandı.
"N'oldu?"
"Telefonun çalıyor, kalk."
"Bırak, çalsın." dedi kollarını belime daha sıkı sararken.
"Üçüncü çalışı bu, önemli bir şeydir belki."
Oflayarak yatakta doğruldu. Telefonuna uzanıp açtığında ben de yattığım yerden onu izliyordum.
"Efendim?"
"Niye?" dedi telefondaki kişiyi bir süre dinledikten sonra.
"Anladım, tamam."
Bütün mimiklerini takip ediyordum. Kaşları çatılmıştı.
"Görüşürüz." dedi telefonu kapatmadan önce.
"N'oldu?" dedim ben de yatakta doğrulurken.
"Kulüpten arıyorlar, yarın görüşmek istiyorlarmış."
"Niye ki?" dedim onun telefonda sorduğu soruyu tekrar ederek.
"Kadroyla ilgili bir şey herhalde, birkaç güne kamp başlıyor ya."
"Anladım." dedim yatakta dizlerimin üstüne otururken.
Barış Alper yataktan kalkmak için bir hamle yaptığında iki omzundan tutup geri çektim.
"Sinirlendin mi?"
Omuzlarına masaj yapmaya başladığımda derin bir iç çekti.
"Yani, biraz. Bir tek beni mi çağırdılar onu bile bilmiyorum."
Ellerim yavaş yavaş sırtını okşarken kafasını geri atıp alnını alnıma yasladı.
"Sen de gelsene." dedi bana tersten bakarken.
"Naz'ı tek bırakamam ki."
Oflayıp bana döndü. Sırtını okşayan ellerim boşluğa düşmüştü. Yatakta bağdaş kurarken ellerimi alıp bacaklarına koydu.
"Sen ne zaman dönersin?"
"Birkaç haftaya dönmeye çalışırım."
"Hafta derken?" dedi kaşları çatılırken.
"Sezon başına kadar izinliyim, biraz tatilin tadını çıkarayım." dedim gülerek.
"Gel, benim tadımı çıkar." dedi o da yarım yamalak gülerken.
"Onun için yeterince vaktimiz var bence."
Beni birkaç defa kısa kısa öpüp yataktan kalktı.
"Sabah sabah libidomu düşürdüler ya." dedi kollarını esnetirken.
"Düşmüş hâli buysa yandık." dedim gözlerim boxerının üzerinde gezinirken.
Ellerini yatağın üstüne koyup eğildi. Bana doğru uzanıp beni birkaç kere daha öptükten sonra kollarımdan çekip yataktan çıkardı. Elleri üstümdeki tişörtünün içinden sırtımı bulduğunda irkildim. Ellerinin sertliğine rağmen dokunuşları hafif ve yumuşaktı.
"Duşa girelim mi?" dedi beni belimden tutup kendine çekerken.
"Birlikte mi?"
Kafa sallayıp haylazca gülümsedi.
"Ne zaman gideceksin?" dedim konuyu değiştirerek.
"Akşama bilet bulabilirsem alırım."
Kollarımı boynuna dolayıp dudaklarımı büzdüm.
"Keşke gitmesen."
"Keşke benimle gelsen." dedi o da benim taklidimi yapıp dudaklarını büzerken.
Sarıldığımızda karnıma değen sertliği hissedince sırıtarak suratına baktım. Belimdeki elleri sıkılaştı. Vücudumu iyice kendine bastırıyordu. Belimdeki elleri yavaş yavaş aşağı inerken iç çektim. Yatağa uzanıp beni kucağına oturttuğunda üstümdeki tişörtü sıyırıp yere attım.
bölümün kısalığının kusuruna bakmayın kızlar ;(
ŞİMDİ OKUDUĞUN
lost in translation//barış alper yılmaz
Fanfic"Ziyech'in tercümanısın yani?" "Geçen gün sorduğun sorunun cevabı olsun bu da." dedim gülerek. "Hangi soru?" "Sen kimsin demiştin ya, Ziyech'in tercümanıyım işte." "Sen kendini yaptığın işle mi betimliyorsun?" dedi kollarını önünde birleştirirken. ...