Yeşim'den
Üzerimdeki mavi elbiseye baktım heyecanla ve sonra arkamı dönüp yatağın üzerindeki pembe elbiseye de baktım. Bugün istemeye geleceklerdi ama ben hala iki elbiseye bakıyordum.Çok heycanlıyım belki de ilk kez bu kadar heycanlıyım. Küçükken aşık olduğum bu adamın şuan da beni istemesi ve evlenmemiz için ilk adımı atıcak olmamız kalbimi yerimden çıkarmaya yetecek kadar etkiliydi. Bir an gelen sesle yerimde irkildim.
Odanın kapısının çalınmasıyla toplanıp arkama baktım "gel" diyince ise Zeynep yengem odaya girdi.
"Hadi artık hazır mısın?" Diyince başımı iki yana sallayıp "mavi mi pembe mi?" Diye sordum. Cidden çok kararsızdım benim için ikisi de çok güzeldi ve bugün özeldi.
Bakıp "üzerindeki güzel işte hadi saçını da yapalım." Bu sıkıcı cevapla başımı salladım.
Aynanın önüne oturdum ve saç kurutma makinesini fişe takıp hızlı bir şekilde fön çektik. İşimiz bitince ise basit bir makyaj yapmıştık. Mavi elbiseye uygun basit ve açık renkli bir makyaj. Abartı şeyleri sevmezdi Yasin. Küçükken bile çok kokan şeyleri sevmezdi. Parfümü bile o yüzden daha hafif kullanırdım. Aynadan son kez kendime baktım cidden çok hoş görünüyordum.
Yengeme dönünce o da bana baktı ve "güzel oldun ya" dedi. Onu bir süzdüm krem renkli bol bir elbise giyinmişti ve gayet güzel duruyordu "sende yenegem.. ay ne zaman gelicekler yahu."
Zeynep elini omzuma koyup okşadı ve "sakin ol kız gelirler şimdi." Dedi sakin olmak adına bir kaç nefes aldım.
Elbise;
Kapı çalınca annemin seslenmesiyle aşağı indim hızlıca ve derin bir nefes alıp herkes kapının önüne dizilmişken kapıyı açtım ve ilk başta Serpil teyze ve Fevzi amca girdi ikisi de komşumuzdu. Yasini de severlerdi. Bizim yanımızda olmasının yanı sıra zorla ve ısrarla eğitim masraflarını o karşılamıştı. o yüzden de Yasinle yakın bir ilişkileri vardı.
Çokta severdim Serpil teyzeyi hiç çocukları olmamıştı ben yaramazlık yapınca hep onlara kaçardım. Annemin siniri geçince ise abimler eşliğinde eve dönerdim.
Demek beni onlar istiyecekti gülüp ellerini öptüm ve "hoş geldiniz" dedim ikisi de hoş bulduk diyip içeri girince en sona Yasin kalmıştı.
Üzerindeki takım elbisesi ve elindeki çiçeklerle bana tepeden bakan adama gülümsedim ve "hoş geldin" dedim sesizce hoş bulduk diyip çiçek ve tatlıyı bana verince o da içeri girdi.
Beyaz laleler almıştı bana küçükken okuduğum bir kitapta inatla; 'beyaz lale mi olur yalan yahu' diye söylenince bana olur tabi demişti. Şimdi de beyaz laleler almıştı. Yüzümde büyük bir tebessüm oluşmuştu. Unutmamıştı demek ki.
Çiçekleri koklaya koklaya mutfağa girdim ve babamın çağırmasını bekledim. Gergince bir o yana bir bu yana adımladım. Mutfakta ki Begüm ve Güneş ise bu halime sessiz sessiz gülünce onlara döndüm. "Niye gülüyorsunuz ya!?" Dedim gergince.
Begüm dudaklarını bir birine bastırdı Güneş ise "abla sakin ol ya. Bu gidişle kahveyi yapmayı da unutcaksın."
"Yaparım ben yaparım. Gülmeyin siz. Ben sizi de görcem hem daha." Dedim ve tezgaha ellerimi dayayıp bekledim.
En son beş on dakika sonra ise annemin seslenmesiyle içeri adımladım. "Kızım gel hadi kahveleri nasıl alırmış misafirlerimiz bir sor."
İçeri girmeden derin bir nefes aldım ve herkese bakıp Yasin'e ise kaçamak bir bakış atıp başımı eğdim. "kahvelerinizi nasıl alırsınız?"
Serpil teyze "bizim şekerimiz var kızım sen bize sade yapasın." Diyince bizimkilerin nasıl içtiğini bildiğim için başımı sallayıp odadan çıktım ve mutfağa girdim.
Kahveleri hazırlamış mutfaktan çıkmadan ise kızlara dönüp "bakın ne güzel de yaptım hemde bol köpüklü."
Begüm "abla zaten sallayarak yapardın sen o köpüğü."
Gerginliğimi almak için söylediklerini bildiğimden bir şey demedim.
En sona ise Yasin'inkini bırakmıştım herkesinkini beyaz fincana koyup onunkini ise demir bir fincana koydum ve ağzını da kapayıp geri odaya döndüm önce misafirlerin kahvesini verip en son ise Yasin'e uzattım.
"Afiyet olsun" diyip yanında ki boş sandalyeye oturdum tepsiyi ise kucağıma koyup sıkı sıkı tuttum.
Serpil teyze "ee sen nasılsın kızım?" Diyince ona baktım.
"İyiyim, Serpil teyze sen nasılsın?"
"İyiyiz çok şükür."
Fevzi amcayı dürtmesiyle kahveyi köşeye bırakıp "ee sebebi ziyaretimiz malum Ali ağa Yasin'i bilirsin çokta severim oğlum gibi. Hiç yanlış bir davranışı da yoktur kimse görmemiştir. Allah c.c emri peygamber efendimiz Hz Muhammed sav'in kavli ile kızınız Yeşim'i oğlumuz Yasin'e istiyoruz."
Babam bana döndü ve "kızım sen ne dersin?" Diye sordu.
Bu söz belki de bu gece için en kıymetli şeydi bana soruyordu babam. Misafirler gelmeden önce de sormuştu zaten. "siz nasıl uygun görürseniz baba." Dedim ve karşıya doğru baktım.
Ali ağa öksürdü ve "o zaman kızımın da gönlü olduğuna göre hayırlısı olsun."
Serpil teyze ayağa kalkıp "hadi ağamızın elini öpün çocuklar." Diyince ikimizde ayağa kalktık ve ilk babamın sonra ananemin, annemin, Serpil teyze ve Fevzi amcanın ellerini öptük.
Abim ise "o zaman yüzükleri takalım" diyince Yasin iç cebinden bir kutu çıkardı Zeynep havada kaptı ve "ben kurdele takıp geleyim hemen." Diyince Yasin başını salladı.
Zeynep ise odadan Güneşle çıktı ve bugün aldıkları gümüş tepsiye yüzükleri beyaz kurdele ile bağlayıp koydu. Bu sırada ise konuştu "mektubu okudun mu?"
Güneş başını iki yana sallayıp "hayır okumadım."
Şaşkınca bakarken ise "yine yazmış annesine babasına değil ilk sana yazıyor. Lütfen bir bak."
Güneş başını salladı ve elini Zeynebin belirgin karnına koydu "maşallah abla." Dedi artık baya büyümüştü bu minik.
Zeynep çocuğu mevzu bahis olunca ise her şeyi unutup sırıttı "ya teşekkürler amin inşallah."
Zeynep kızın koluna girdi ve merdivenleri yukarı doğru çıktılar. Odaya girince ise Nurhan hanım "yüzükleri annem taksın o zaman." Dedi ve yüzükleri Nazan hanıma verdiler.
Nazan hanım yüzükleri aldı ve hızlı bir dua eşliğinde yüzükler takıldı ve kesildi. "Hayırlı olsun inşallah aranıza soğukluk, şeytan vesveseleri girmez." Diyince ise herkes kurdelenin kesilmesiyle alkışladı.
Yasin Yeşim'e döndü Yeşim'in kalbi ise adeta maraton koşuyormuş gibi hızlı hızlı atıyordu. Elini yanaklarına koydu ve alnına naif bir öpücük konudurdu. Yeşim onun sıcak dokunuşu ve dudaklarıyla mutlulukla bir gülücük kondurdu yüzüne.
Geri ellerini çekince ise "amin." Dedi içten bir şekilde bir kez daha el öptüler ve yerlerine geçince bu sefer Azad ağa konuştu.
"Hayırlı olsun Yasin. Biliyorsun Yeşim'in işe başlaması için çokta zamanı yok yani siz annemlerle bir alışverişe çıkın nikah öncesi. Birlikte Ankara'ya gideriz ev bakarız. Nikahınızı kıyınca da oraya geçersiniz."
Yasin'e döndü bakışlar Yasin ise rahatça başını salladı "olur abi ne zaman derseniz bana uygun."
Ali Ağa "o zaman nikahı iki haftaya kıyarız."
Yeşim artık heyecandan ayakta duramaz hale gelmişti. "olur ağam"
Keyifli okumalar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Köy Aşkı 2
Ficção AdolescenteBir devam hikayesidir okumadan ilk bölümleri anlayamazsınız. Diğer hikayenin en azından son 2 bölümünü okumanız tavsiyedir.