16.bölüm

208 17 5
                                    

Bu bölümde biraz ev hayatlarına gircem ki Güneş&Baran, Mustafa&Meryem ve Zeynep&Azad ilişkisine geri dönelim diye.
___________________________________________

Sabah uyanır uyanmaz gözlerimi araladım ve yanımda uyuyan adama baktım. Uyurken pürüzsüz ve yeni yeni çıkan hafif sakallarıyla çok güzel bir görüntüydü. Keskin yüz hatlarına sahipti; genelde sakal bırakmazdı ama zaten şuan kesilecek ele gelecek kadar da bir sakalı yoktu.

Elleri belimin biraz üzerinde durmuştu, dün bana yaptığı jestlerin üzerine bende kalkıp kahvaltı hazırlamak istedim. Ellerinin üzerine elimi koyup minik minik okşadım ardından da hafifçe elleri arasından çıktım. Ona baktığımda ise bir şey yok gibi arkasını dönünce rahatladım.

Ayağa kalktım ve ilk önce mutfağa adımladım. Dün aldığımız şeyleri dolaba yerleştirmiştik zaten o yüzden ilk önce kahvaltılıkları ve diğer şeyleri çıkardım. Üst dolapları açmak için kolumu kaldırınca ağrım kendini belli etti bende bunun için annemin 'karnını sıcak tut,' demesi üzerine odaya dönüp bir tane eşarp aldım ve sıkı bir şekilde karnımı sardım.

Bu sefer daha yavaş hareketlerle demliği ve çayı yukardan alıp ocağın üzerine bıraktım. Sobayı yakmayı bilsem de şuan o kadar büyümüştü ki bu iş gözümde bende Yasin yapar nasılsa diyip kalan şeyleri yaptım.

Yarım saat geçmişti ki sonunda sofra eksiksiz olarak hazırdı. Bende odaya yürüdüm ve son evde ki boş günüm olduğu için bugün işlerimi bitirmek istedim. Odaya yürüdüm ve üzerime dizimin altında biten kahverengi bir elbise giyindim, kareli ve yakalı bir elbiseydi.

Sonunda işim bitince aynadan kendime baktım boynumda morarmış dün akşamın izleri vardı. Bunun yanında ise yarın okulun ilk günüydü ne yapacaktım ben? Dalgın olduğum için bir anda arkamdan yanaşıp omzumu öpen  kocamı biraz geç fark ettim. "Ne oldu yavrum? Böyle neyi düşünüyorsun bu kadar dalgınsın?"

Aynadan eğilip başını omzuma koymuş ve bana bakan adama gülümseyip "hiç biraz boynumda iz kalmış da o nasıl geçer diye şey ettim."

"Merak etme yavrum, şu düğünde kuaförün sürdüğü şeyler varya onlardan alırız kapanır. Ya da boynuna bir şey bağlarsın."

"Olur tamam, hadi acıktım kahvaltı yapalım." Diyip elini tuttum ve onu mutfağa çektim bu halime sırıtıp peşimden geldi. Sofraya bakıp "oo! Ellerine sağlık güzelim. Ben bir yüzümü yıkayıp geleyim hemencecik."

Başımı salladım ve salonda ki hazır sofraya oturdum. O da yanıma oturunca birlikte yemek yemeye başladık. İkinci bardak çayını koyarken kalktı ve sobanın yanındaki odunları tutuşturdu. "Soğuk biraz kırılsın, bir de yavrum istersen sen de gel ama bugün işim var. Şu yeni iş yerime gidip eksik belgeleri doldurmam lazım. Bir de sağlık raporu ve vesikalık lazımmış da."

Başımı salladım"sen git işlerini hallet ben de biraz evi toparlarım. Baksana okul başlıyor ben ise hala kıyafetleri bile yerleştirmedim."

"Tamam ama kendini çok yorma yavaş yavaş birlikte yaparız."

"Olsun bir şey olmaz en azından şimdi yapayım ki hasta içi rahat ederiz."

Başını salladı ve bardağın dibinde ki çayını tekleyip "ben üstümü değiştireyim o zaman." Diyince bende sofrayı toplamaya başladım.

On dakika sonra tam sofrayı kaldırmışken arkamdan gelen sesle arkamı döndüm. Giyindiği siyah pantolon ve lacivert gömlekle çok güzel duruyordu. Üzerine de siyah deri ceketini giymişti. Onu bir kez süzüp "başını bile kaldırma yerden sakın he!" Diye kıskançlığımı bastıramadan söyledim.

O ise belimden kendine çekip "sen varken niye kaldırayım zaten deli." Diye söylenip yüzüme birkaç öpücük kondurdu.

"İyi öyle olsun," diyip kolları arasından çıkarak tezgahın üzerine döndüm bulaşıkları için "ya sende gel o zaman Yeşim."

"Gerek yok işim var hadi git de gel hemencecik."

Başımın üzerinden öpüp "sakın kendini yorma güzelim." Diyince başımı salladım o da sonra evden çıktı.

Bulaşıkları topladım evimiz üç odalıydı biri oturma odası, biri yatak odası, diğerinde de çamaşır makinesi, çamaşır teli, ütü masası, ütü filan gibi ev eşyaları birde büyük boydan boya evin dolabı vardı. Buraya mevsimliklerden kalanları ve battaniyeleri bir kısmını dizecektim. Odalar zaten çok dağınık değildi hemen bir süpürüp yerleri sildim ve odadan çıktım.

Yatak odasına girince ise şaşkınca baktım perdeler açılmış yatak toplanmıştı. Heryeri Yasin mi toplamıştı cidden. Derin bir nefes alıp gülümseyerek önüme döndüm ve burayı da silip süpürdüm. Detaylı bir şey yoktu zaten eşyalar yeni gelmişti. Bende bavulları açıp tek tek özene özene yerlerine koydum altı kapılı beyaz yatak odası takımıyla uyumlu ahşap bir dolap vardı. Bir kısma onun bir kısma benim kıyafetlerimi dizdim.

Aynalı dolabın çekmecesine ise başörtü, tarak ve kalan takı, tokaları dizdim. Burda ki işim de bitmiş sayılırdı. Bu sefer küçük odaya dönüp yazlık ince şeyleri ve de kullanmadığımız yorgan, yastıkları dizdim.

İşim bitince sıcak bir duş aldım sonra da bornozumu giyinip odaya geçtim. Uzun süredir böyle yorulmamıştım. Normal bir ev kadını bunları çoğu zaman yapsa da ben alışık değildim açıkçası yardım etsem de tek başıma hiç bir evin yükü altın girmemiştim. Üzerime gri bir eşofmanla krem bir buluz giydim. Bir tane battaniye alıp oturma odasına geçtim ve tüplü televizyonu açtım. Biraz izlerken bir ara uyuya kalmışım ki dudaklarımın kenarına koyulan öpücükle gözümü açtım.

Yasin işlerini bitirip yeni dönmüştü galiba bende bir şey demeden ona baktım. Uyandığımı görünce "iyi ki yorulma dedim," diye annem gibi söylenmeye başladı.

"Hoş geldin," dedim duymazdan gelip o da "hoş bulduk," diye karşılık verdi. Yattığım yerde dikleşip ona bakmaya başladım uyku mahuru yarı açık gözlerle.

"Yemek için bir şeyler yapalım dedim ama pek bilmiyorum o yüzden yapamadım." Diyip mahçup bir şekilde bakınca ellerimi yanaklarına koyup sıktım "şimdi birlikte yaparız." Dedim.

Ayağa kalktım ve dolaptan ıspanak çıkarıp ona uzattım. "Sen bunları doğra canım bende çorbayı yapayım." Diyerek arkamı dönüp bir tarhana çorbası kaynattım.

Benim işim bitmişken o da ikinci kez suyunu süzdürdüğü ıspanakları bana uzattı. "Şimdi bunları soğan ve salçayla kavurup biraz ölünce su ve tuz koyucaz." Başını sallayıp dolaptan çıkardığı salçayı bana uzattı yağ ve salçayı koydum. Sonra soğanları atınca o kaşığı elimden alıp kalan işi yaptı ve yemekler hazır oldu. Birlikte bir salata ve ayran eşliğinde yemeğimizi yiyip oturma odasına geçtik.

Yorgunluk kahvesi, sıcacık oda ve televizyon eşliğinde biraz sohbet ettik.

Keyifli okumalar 🤍
Kendinize cici bakın 😘
Bol oy ve yorum dileğiyle 🙏🏼

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 18 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Köy Aşkı 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin